Daha önce gözümden kaçmış; www.kafkasevi.com sitesinde, Kayseri ÇHİ Mitingi haberinin altında “Fikret-Kayseri” isimli bir hemşerinin yorumunu fark ettim. “Beş milyon Çerkez içerisinde yürüyen 400 kişisiniz. Neyin peşindesiniz. Bana göre PKK zihniyetlisiniz. Ben Çerkezim benim adıma yürüyüş yetkisini nerden alıyorsunuz. Bu vatana daha çok borcunuz var. Ne talep ediyorsunuz. Türk halkı olmasa Ruslar sizi bilmem ne yapacaktı. Allah sizin gibi şerefsizlerden bizi korusun.” diyor.

Öncelikle ÇHİ Mitingini iyi takip etmemişsin “Çerkez” Fikret! Orada senin gibi ne olduğunu bilmeyen binlerle ifade edilenler değil de, yüzlerle ifade edilen ama Çerkes gibi duran ve dimdik ayakta dikilenler vardı.

Ben sana başka bir iki örnek vereyim: DİÇEG bildirisine de iki binin altında insan imza atmıştı. Suriye’deki Çerkesler için de SMS kampanyasına da 1893 SMS atılmış. Aynı kişilerin tekrarını düşersek 1500-1600 kişi eder. En ciddi konular olarak nitelenen yardım da dahi katılanların sayısı ne yazık ki 2 bini geçmiyor.

ÇHİ Mitinginde ne istendiğinin farkında olmayan binleri toplayamamak ve içlerinden geçip de onlara tercüman olamamak bizim ayıbımız.

Bir de “Türk olamamanın ezikliğini taşıyan” Çerkez Fikret ve benzerlerinin ayıbının bir kısmı da yine benim.

Bilir misin, Ruslar bizi ata vatanımız Kafkasya’dan kovduklarında Osmanlı Padişahı bize kucak açmıştı. O zaman ortada Türk halkı da yoktu, Osmanlı tab’ası Bulgar’dan, Rum’dan, Arnavut’tan, Boşnak’tan, Ermeni’den, Kürt’ten, Arap’tan, Türk’ten, Laz’dan oluşurken bir de Çerkesler katılmıştı. Yani Osmanlı biz Çerkesleri yerleştirirken sadece Türk halkı yoktu, yanında başka halklar da vardı.

Bilir misin, senin gibi Türk olmamanın ezikliğini yaşayan Ömer Seyfettin -ki Çerkes’ti-, ideolojik Türk Milliyetçiliğinin en büyük savunucularındandı. Ona göre en büyük hainler Bulgarlar idi. Kısaca, İttihad ve Terakki’nin Türkçülük ideologlarından Ömer Seyfettin de senin gibi “Çerkezdi”.

ÇHİ Kayseri Mitingi’nde ben de bulundum. Türk Halkını küçük düşürecek, onları aşağılayan hiçbir eylemde bulunulmadı ve öyle sloganlar da atılmadı. Bizim Türk halkından istediğimiz, bizlerin, yani Çerkeslerin Türk olmadığını kabul etmesidir.

Ha, senin gibi kendini Türk halkından ayrı tutmayanlarla kimsenin bir sorunu yok. Yineliyorum, biz “bizlerin ayrı bir halk olduğumuzun kabulünü” istiyoruz.

Ben ve benim yaşımda olanlar Türkçeyi sonradan öğrendik. Büyük ihtimalle sen Çerkesçeyi de bilmiyorsun ama Türkçe’yi de aksanlı konuşuyorsundur. Kendini Türk halkının bir ferdi kabul ediyorken bir de ”Çerkez” olduğunu söylemekteki maksadını ise hiç anlayamadım.

Bilmem duydun mu, ”Pozitif ayırımcılık” diye bir kavram var, ileri demokrasilerde uygulanır. Özet olarak “dezavantajlı guruplara mensup bireylere verilen ekstra haklardır” diye bir tanımlama da yapılır. Yani bazı hakları kullanabilmen için sana özel kullanma önceliği verilir.

Türkiye’de sayısının beş milyon olduğunu söylediğin Çerkeslerin dilleri, dünyada yok olma tehlikesi taşıyan diller arasında ve böyle giderse Türkiye’de 50 yıl sonra ortadan kalkacak ve bileni de kalmayacak. Sorarım sana, Çerkes olmasan dahi bir dilin ortadan kalkmasını senin vicdanın kabul eder mi?

Sonra “Çerkez” olduğunu söyleyip, Çerkes kalmak isteyenleri şerefsizlikle suçlamak!...

Gel sen “Çerkez” olmaktan ya da “Çerkez” olduğunu söylemekten de vazgeç ve Türk halkının içinde mutlu yaşa. Çerkes kalmak isteyenleri şerefsizlikle nitelendiriyorsun ya, Çerkes kalmak isteyip de sen de şerefsiz olma, var “şerefinle” yaşa!..

Türkçe’de bir deyim vardır, “aslını inkar eden haramzadedir” derler ve bizim oralarda çok kullanılır. Sen aslını inkar etmiyorsun “Çerkez” olduğunu söylüyorsun ama “Çerkes diliyle, aile isimleri ile Çerkesçe yayın yapan tv ve radyosu ile Çerkes kalma mücadelesi verenlere” şerefsiz diyorsun.

Zavallı kardeşim Fikret; acınacak bir haldeyiz. Bizlere başkaları ile birlikte bizden birileri de küfrediyor, hakaret ediyor ya... Ne diyelim, ona da eyvallah!..

Ama belki düşünürsün diye son söz olarak sana J.J. Rousseau’nun bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “Doğru yolda giden kaplumbağa, eğri yolda giden yarış atını geçer.”