Bizim Çerkes Mahallesi’nde bir bayram havası esmeye başladı ki sormayın gitsin. ”Ankara’dan abim gelmiş, evde bir bayram havası “şarkısı gibi.

Ünlü olan kişileri Çerkes yapma konusunda pek mahir olan bizim Çerkes milleti bu sefer sevinmekte haklı mı değil mi, o meseleyi tartışacağız.

Çerkes mahallesindeki sevincin nedeni, sanatçı Mehmet Aslantuğ’un TİP’ten teklif edilen milletvekili adaylığını kabul etmiş olması.

Mehmet Aslantuğ’a yapılan teklif de Türkiye’deki milletvekili yapılma kriterlerine çok uygun. Türkiye’de milletvekili olmak için ya çok paran olacak, ya da çok ünlü olacaksın. Bu şartlara uyuyorsan yıllarını partilerine adamış parti emekçilerinin omuzlarına basıp milletvekili olur çıkarsın. Mehmet Aslantuğ’un vekillik teklifini kabulü “ünlü kontenjanına” uyuyor.

Mehmet Aslantuğ’un vekillik teklifi kabulünün Türkiye halklarına hayırlı olmasını temenni ederken, Mehmet Aslantuğ ile yollarımızın kesişme hikayesini anlatıp sorularımızı soracağız.

***

Ak-parti iktidarının tek beğendiğim icraatı, bir dönem rotasını çevirmiş olduğu Avrupa Birliği süreciydi. Avrupa Birliği’ne dahil olabilmek için Kopenhag Kriterlerine uymak gerekiyordu. Kopenhag kriterleri, işleyen bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması maddelerinden oluşuyor. Azınlıktan kastedilen ise hristiyanlar değil, bilimsel anlamdaki azınlıklardı. Etnik, dini, mezhebi, renksel ve dilsel farklılıklar azınlık kabul ediliyordu AB kriterlerinde. Kürtler, Aleviler, Romanlar, Çerkesler, Lazlar, Pomaklar, Arnavutlar vd. bilimsel anlamda azınlıktırlar.

Türkiye Devleti de o süreçte Avrupa Birliğine şirin görünmek için TRT bünyesinde Kürt Televizyonu açmış, Kürt, Alevi, Roman Çalıştayları yapmış ama Çerkeslerin esamesi okunmuyordu.

Bunun üzerine bizler de Çerkes Hakları İnsiyatifi (ÇHİ)’ni kurmuş ve Ankara’da 12 Mart 2011 tarihinde çok ses getiren Çerkes Hakları Mitingi’ni yapmıştık. Ancak güçlü bir Çerkes Diasporası istemeyen Rusya’nın devlet aklı karşımıza Kaffed’i dikmiş ve Çerkes toplumu diaspora tarihinde görmediği bir tartışma ve çatışma ortamına girmişti. Bir Çerkes Kurumu Çerkeslerin taleplerinin dile getirileceği mitinglere katılımı engellemek için canını dişine takmış çabalıyordu. Ancak doğru olan şeyin karşısında durabilmek mümkün olmuyordu.

17 Nisan 2011 tarihinde ikinci mitingimizi İstanbul Kadıköy’de yapma kararı almıştık.

***

İşte tam da o günlerde Muhittin İzzet Kandur, Çerkes Ethem Filmini çekmek için Türkiye’de bulunuyordu. Muhittin Kandur’un bu projesi basında da yer bulmuş ve heyecan yaratmıştı. Çerkes Ethem Rolünü Mehmet Aslantuğ oynayacaktı.

Çerkes Ethem filmi ile ilgili Kayseri’de büyük bir toplantı yapılmış, toplantıya Mehmet Aslantuğ ve Muhittin Kandur da katılmıştı. Mehmet Aslantuğ’un sosyal medyada dolaşan Çerkes oyunu oynarken çekilmiş görüntüleri Kayseri’deki o toplantıdandır.

Ancak toplantıda herkes filimden çok ÇHİ-Kaffed çatışmasını konuşuyormuş. Bunun üzerine bu çatışmayı sona erdirmek için arabulucu olmayı teklif eden Mehmet Aslantuğ’la yollarımız kesişti.

Aracıların buluşturması ile 2011 yılının Nisan ayı başında, Mehmet Aslantuğ’u Beyoğlu Fıccın’da misafir ettik.

Birşeyler yiyip içtiğimiz altı saat süren yemeğimizde, gerçekten terbiyeli, mütevazi ve ilkeli bir insanla bir arada olduk. Şöhret ve para sahibi olmanın asla şımartmadığı, genetik olarak Çerkes olduğunu hissettiren saygılı bir duruşu vardı.

Samsun-Çarşamba Çerkes Dikbıyık Köyünde 1961 yılında Abzex bir baba ve Ubıx anneden dünyaya gelmiş. Beş çocuklu bir ailenin en küçük oğlu. Küçük yaşta babasını kaybetmiş,annesi tarafından büyütülmüş. Lisede Kafkas ekibinde oynamış. İşletme fakültesinde okurken başlattığı oyunculuk denemelerinden sonra profesyonel oyuncu olmuş. Aktörlükten kazandığı parayı 1993 yılında kurduğu Detay Film A.Ş.’ye yatırmış. Detay Film Türk sinema sektörüne makina ve teçhizat kiralayan en güçlü firmalarından biri. Mehmet Aslantuğ Türk film piyasasının en güçlü iş adamlarından. Aslantuğ kendi küllerinden doğmuş bir başarı hikayesidir aynı zamanda.

Çerkesliğe dair çok geniş bir tartışma zamanı bulduğumuz Mehmet Aslantuğ kendini Çerkes asıllı Türk olarak niteliyordu. Kemalist düşünceye yakın bir yerde duruyordu. O yüzden çok iyi anlaşabildiğimizi söylemeyeceğim. O folklorik bir figür olarak görüyordu Çerkesliği.

Arabuluculuk çabası bir işe yaramamıştı. Çerkeslerin arasında Rusya’nın manüplatörleri ve Türk derin devletinin adamlarının olduğunu anlatamamıştık. 17 Nisan 2011 tarihinde yapacağımız miting davetimizi, tarafsız kalması gerektiği gerekçesi ile reddetmişti.

Aradan 12 yıl geçti. Bir daha Mehmet Aslantuğ’la hiç görüşmedik. Onu 21 Mayıslarda ve Çerkes kurumlarının etkinliklerinde görmek isterdik. Ama göremedik. Mehmet Aslantuğ İstanbul’da yaşıyor, İstanbul’da otuz civarında Çerkes Kurumu var, eğer isteseydi onlara ulaşabilirdi. Ama ulaşmadı.

***

Şimdi yazımızın başında soracağız dediğimiz sorularımızı soralım:

1-) Mehmet Aslantuğ’un sanatçı olarak yetişmesine Çerkeslerin bir katkısı olmuş mudur?

Hayır olmamıştır. Aslantuğ’un Çerkeslere bir diyet borcu yoktur.

2-) TİP, Aslantuğ’u Çerkes kimliği ile mi davet etmiştir?

Hayır, popüler sanatçı kimliği ile davet etmiştir.

3-) Aslantuğ parlamentoda Çerkeslerin taleplerini dile getirir mi?

Hayır, Aslantuğ’un Çerkeslerin talepleri ile ilgili bir problemi olsaydı yaşadığı şehir olan İstanbul’daki Çerkes kurumlarından birinin olsun kapısını çalardı bugüne kadar.

4-) Aslantuğ Dünya Anadil gününde parlamento çatısı altında Çerkesce bir konuşma yapabilir mi?

Hayır yapamaz. Çünkü Çerkesce bilmemektedir.

***

Evet sevgili okuyucular ;

“Senden mene yar olmaz

Olsa vefakar olmaz” diyen Azeri Türküsünde olduğu gibi,

“Aslantuğ’dan Çerkeslere vekil olmaz,