Görünürlük, etnik tanınma, ana dilin yaşatılması BERNA ALTIPARMAK Yüzyılın yaşanan son dönem karmaşaları arasında , kültürel ve etnik tanınmada ilerlemenin kapısını aralaması beklenen “Eğitimde Dil Serbestliği”’nin farklı coğrafyalardaki açılımlarına bir göz attığımızda tarihsel yaşanan sıkıntıların aynı, gelinen noktaların sadece çıta farkı ile ayrı olduğunu görüyoruz . Geçmiş yüzyıllarda ve içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk döneminde dahi dışlanan , ötekileştirilen ve engellenen kimlikler kısmen açığa çıkıyor ama tam anlamıyla alt kimlik olmaktan kurtulamıyor . Coğrafik olarak oldukça farklı yerlerde yaşayan üç ayrı kimliğe bakıldığında ; Kürt, Korsikalı , ,Amazigh hepsi benzer sıkıntılardan geçmiş bulunuyor. Tersten gidecek olursak ; Amazigh : Afrika’nın kuzeyinde Fas’tan Mısır’a kadar uzanıp , daha aşağıda Mali , Moritanya ve hatta Nijerya’ya kadar iniyor Berber kimliği…Bağımsızlıklarının ilanından bu yana koloniyel kültürü silmek , kendi bağımsız yapılarını ortaya koymak amacı ile görünürde hakim dil olan Arapça’yı ön plana çıkartan Mağrep ülkeleri içerisinde Fas , Berber lisanını alt lisan sınıfından çıkarıp Arapça ile birlikte resmileştiren tek ülke konumunda oluyor . Berberlerin: Fas’taki yerel adı ile Amazigh’lerin yazılı dili olan Tamazight , 2011 yılında anayasal reform ile ülkede resmi dil oluyor ve bu yazılı lisanın bütün idari makamlarda kullanılacağı ilan ediliyor. Kültürel , etnik kimlik anlamında çok uzun bir zaman baskılanan , kimlikleri yok sayılan Berberlerin sadece el zanaatları ile uğraşan dar nüfusa sahip , göçebe veya dağlı , içine kapanık bir toplumdan ibaret olmadıkları bugün Fas’ın izlediği tanıtım politikaları ile anlatılıyor ; sanatları ,yaşam tarzları , kültürleri ve eserleri ön plana çıkartılarak Berber (Amazigh) halklarına onurları iade ediliyor. Korsikaca : 1768 yılında Fransızların kontrolü altına giren Korsika 1975 yılında Fransa’nın resmi olarak 22 bölgesinden biri ilan ediliyor . Korsikalılar yıllarca kendi dilleri Korsikaca için mücadele içine düşüyorlar. 1991 yılında Özerk Statü’ye geçse de adanın sıkıntıları bitmiyor . 2000 yılında Fransız Hükümeti Korsika dilinin ( Corsu ) daha iyi korunmasını , talim ve öğretiminin teşvikini içeren özerklik haklarının artışını öneriyor ama Fransa’daki muhalefet tarafından reddediliyor. 1992 yılında Korsika Meclisi’nin ‘’Korsika dilinin bütün adada resmi dil ilan edildiğine dair ‘’ aldığı karar halen resmiyete dönmemiş olabilir ancak 1974’ten bu yana adada Korsikaca tam kapsamlı olmamakla birlikte ilk ve orta okullarda okutuluyor. Bugün adaya gittiğinizde Korsika kültürünü , Korsikaca’nın etkinliğini özellikle iç bölgelerde hissedebilirsiniz ; seyir halinde iken yol tabelalarının iki isim taşıdığını , Fransızca yazılan yer isimlerinin üstünün çizilip , yerine Korsikaca orijinal isimlerin yazıldığını görebilirsiniz . Adanın dağ yamaçlarına kurulu tarihi köylerinde Korsikalıların günlük hayatlarında Korsikaca konuştuklarına , bunu kolaylıkla yapabildiklerine şahit olursunuz . Kürtçe : Türkiye’de tartışması gırla süren Kürt dilinin ana dilde eğitime geçirilmesi durumunda ise bu yıl Kurmanca ve Zazaca lehçeleri resmi ana dil olarak giremese de ‘’Yaşayan Diller ve Lehçeler ‘’kapsamında seçmeli ders olarak eğitim programına alınıyor. Elbette önümüzdeki eğitim dönemlerinde okullar müfredat olarak bu seçmeli derse hazır olamazsa ve uygulamaya geçiremezlerse , bu konuda atılan adımlar şimdilik boşa atılmış olacak. Oysaki Kürtlerin de talep ettiği ; yaşam biçimleri ve etnik kimliklerine uygun olarak Kürtçe’nin yüzyıllardır kullanıldığı gibi bir ana dil olarak resmi eğitimin içinde yer alması kuşkusuz . Yıllarca bu tarz konularda istatistiki verilerden yola çıkılarak , azınlık hesapları yapılarak ,söz konusu ülkelerde ‘’ toplam nüfusa oranla ne kadarımızı ilgilendiriyor ?’’ argümanı yapılıyor . Örneğin Fas’ta yıllarca Berber nüfusunun Amazigh dilini konuşan kısmının toplumun çok az bir kesimini teşkil ettiği savunuluyor 1960 yılına kadar . 2000’de yapılan çalışmalarla aslında oranın yüzde elliden fazla olduğu anlaşılıyor ancak bu durum bile Tamazight’in ( yazılı dil ) günümüze kadar resmi dil olmasını sağlayamıyor. Korsika’da ise yerel lisanı konuşmada dramatik bir düşüş var .Yine yapılan çalışmalara göre 1980’lerde ada nüfusunun %75’i Korsika dili hakkında bilgi sahibi iken , günümüzde bu oran % 10’ lara gerilemiş bulunuyor . Bu durumun başlıca sebeplerini , adanın istikrarsız ekonomik durumundan dolayı yıllarca Korsika’nın yerel halkının Fransa anakarasına göçmüş olması , birkaç neslin anakarada doğup Korsikaca bilmiyor olması ve adaya farklı zamanlarda çeşitli göçmenlerin yerleştirilmesi oluşturuyor .Doğal olarak Fransızca ön plana çıkarak Korsikaca’nın neredeyse kayıp bir lisan olmasına yol açıyor. Bugün Amazigh’lerin içleri kıpır kıpır; yeni anayasal reformla haklarına kavuşmanın mutluluğunu , gururunu yaşıyorlar. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’ nun gelecekteki muhtemel yönetim politikaları nasıl belirlenir ve sonuçlanır kesin sonuçlarla şimdiden bilinmiyor ama bölgesel sorunları çözmek için ufak adımlarla başlayan Kürtçe’nin yaşatılması çabalarının verimlilik içeren bir şekilde geliştirilmesi gereklilik içeriyor . Her ne kadar ‘’ Yerinden Yönetim ‘’ daha halen ciddi bir tartışmanın merkezinde olmasa da , etnik kimliğe , kültüre , bizzat dilin kendisine görünürlük , yok sayılmama durumu kazandıracak bir ivmenin vaktidir şimdi. Kürtçe’nin öğrenim ve öğretimini yeni eğitim sisteminde yaygınlaştırmak için Milli Eğitim Bakanlığı , Yerel Yönetimler ve Sivil Toplum Örgütlerine epey görev düşüyor . YEŞİL GAZETE, 26.09.2012 |
3399 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |