• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam295
Toplam Ziyaret1065059
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.652334.7912
Euro36.423936.5699
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Çerkes Soykırımı Günü 21 Mayıstır; 18 ya da 24 Mayıs Değil!
12/05/2014

Çerkes sürgün ve soykırımının ellinci yılı geldiğinde takvimler 1914'ü gösteriyordu.

Osmanlı’daki ilk Çerkes örgütlenmesi olan Çerkes Teavün Cemiyetinin kuruluşunun üzerinden altı yıl geçmişti. Birinci Dünya savaşı yeni başlamış, Ermeni soykırımının yapılmasına daha bir yıl vardı.

Çerkes Teavün Cemiyeti kadroları Osmanlıya bağlılık yemini etmişlerdi. İttihatçıların geliştirdikleri ırkçı ve fütuhatçı politikalarla uyum içinde hareket etmenin hem kendi çıkarları, hem de Çerkes Halkının çıkarları için en uygun olduğunu düşünüyorlardı.

O ittihatçı politikalar, Anadolu’da yaşayan halklardan önce Ermenileri, sonra da Rumları temizlemişti. İttihat Terakkinin B takımı tarafından yürütülen Türkiye Kurtuluş Savaşı sonrası ilk temizlik Çerkeslere yapıldı. Çerkes cemiyetleri ve okulları kapatılmış, Çerkesler sürülmüş ve cezalandırılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılında Çerkes sürgün ve soykırımı 59. yılına ulaşmıştı.

Irkçı baskıların geldiği cumhuriyet döneminde nasıl bir mücadele stratejisi uygulanacağına dair bir miras devredemedi Çerkes Teavün Cemiyeti kadroları.

Cumhuriyet dönemiyle birlikte tüm farklılıkları yok etmeyi hedefleyen bir eritme kazanı kuruldu.

Raphael Lemkin tarafından 1944 yılında ilk defa soykırım terimi ortaya atıldığında Çerkes Sürgün ve soykırımı 80. yılını dolduruyordu.

Çerkes sürgün ve soykırımı 100. yılını doldururken 1964 yılının Mayıs ayında "Kafkasya Kültürel Dergi" yayın hayatına başlıyordu. "Kafkasya Kültürel Dergi"nin Mayıs ayında çıkan ilk sayısı ne sürgünden bahsediyordu ne de soykırımdan.

Dünyada görülen en acımasız soykırımlardan birine uğramış olan Çerkes Halkı bu güne kadar yaşadığı travmayı atlatamamıştır. Yıllar yılı uğradığı haksızlığı dillendirmekten utanmış, “soyumuzu kırıp bizi vatanımızdan zorla sürdüler” diyememiştir.

Yıllarca "göç" terimini kullanmıştır Çerkes Halkı.

Sürgün ve soykırımın 125. yılı olan, 1989 yılında yapılan etkinliklerde ilk defa "sürgün" terimi ifade edildi.

Daha sonraki yıllarda sürgün ifadesi "soykırım"a dönüşmüştür.

Ancak Çerkes Halkı "Çerkes Soykırımı"nın uluslararası hukukta karşılığının ne olduğu ve yapması gerektiğini kavrayabilmiş değildir. Uluslararası hukuk, soykırım uygulayanların, haksızlığa uğrayanlara özür dileme, tazminat taleplerini karşılama, toprak taleplerini karşılanmasını öngörmektedir.

Çerkes Halkı Gürcistan parlamentosunun kabul ettiği, "Çerkes Soykırımı"nı dünyadaki başka parlamentolara taşıyıp kabulünü sağlayamamıştır.

Birçok soykırıma uğramış halkın yaptığı gibi, uğradığı haksızlığı, akademik düzeyde tarihi ve hukuki verilerle somutlayarak uluslararası kamuoyu önüne koyamamıştır.

Siyasi bir mesele olan Çerkes Davasını siyasallaştıramamıştır.

Rusya’nın DÇB üzerinden anavatan ve diyasporaları kontrol edip manüple etmesine engel olunamamıştır.

İçinden çıkan işbirlikçilerin toplum önderi gibi ortalıkta dolaşması engellenememiştir.

Ve Çerkes soykırım günü olan 21 Mayıs’ın içinin boşaltılması engellenememiştir.

Bazı Çerkes Kurumları soykırım yerine ısrarla sürgün kelimesini kullanmaya başlamışlardır. Yakında herhalde sürgünü bırakıp, göç demeye başlayacaklar.

Anavatanda 21 Mayıs sürgün ve soykırım günü olmaktan çıkarılmış ve Kafkas-Rus savaşlarında ölenleri anma gününe dönüştürülmüştür.

Ruslar kendi suçlarını gizlemek için yeni failler icat edip piyasaya sürmektedirler. Vatanımızı terk etmemizin sorumlusu Osmanlılar, feodaller, Tatarlar, İngilizler, din adamları oluyor. Rusya ise sütten çıkmış ak kaşık olarak gösterilmeye çalışılıyor.

Çerkes soykırım ve sürgününün 150. Yılı, 2014 yılının 21 Mayıs Çarşamba gününe denk gelmiştir.

Takvimlerde günler kayar ve böyle şeyler hep olmaya devam edecektir. 21 Mayıslar hep tatil günlerine denk gelmeyecektir. Bugün bakıyoruz bir kısım protestocular 21 Mayıs’ın tarihini 18 Mayıs ve 24 Mayıs olarak değiştirivermişler.

Bu tarih değiştirme işlemi 21 Mayıs’ın içini boşaltma operasyonunun bir parçasıdır.

21 Mayıs protesto ve anması, 1 Mayıs gibi, 24 Nisan gibi, 21 Mart gibi mutlaka gününde ve fail Rusya’nın yüzüne karşı yapılmalıdır.

21 Mayıs eylemi, düğün gibi, piknik gibi tatil günlerinde lütfen gidilecek bir eylem değildir!

21 Mayısı başka günlere kaydıran kurum ve oluşumlara sesleniyoruz!

Gelin vazgeçin 21 Mayıs’ın içini boşaltmaktan!

Tarih sizi 21 Mayıs’ın içini boşaltanlarla aynı safa yazmasın!

Gelin Rusya’nın 21 Mayıs’ı etkisizleştirme operasyonunun parçası olmayın!

Gelin 21 Mayıs tarihinde fail Rusya’nın suratına suçunu hep birlikte haykıralım!

Çerkes soykırımının 150. yılında, 21 Mayıs’ı diriliş günümüze dönüştürelim!

Gelin 21 Mayıs’ta saat 20'00de  Galatasaray Lisesi  toplanıp, saat 21'de Rusya konsolosluğu önünde fail Rusya’nın yüzüne karşı suçunu haykıralım.

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ !



4287 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi