• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam48
Toplam Ziyaret1053744
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.185534.3225
Euro37.021537.1698
Semerkew
Erol Kılıç Kutelia
erolkutalia@hotmail.com
21 Mayıs Sürgünleri de Abhazya’daydı.
09/05/2014

Abhazya’nın 1992-1993 Ulusal kurtuluş savaşında sadece Abhazlar ve Abhazyalılar, sadece Kuzey Kafkasya çoğrafyasında yaşayan kardeş halklar yoktu; 21 Mayıs 1864 tarihinde anayurtları Kuzey Kafkasya’dan zorla sürgün edilen, bugün 50'den fazla ülkede diasporik bir yaşam süren Nartların çocukları da vardı.

Nartların çocukları, ben Adigeyim, ben Kabartayım, ben Ubıhım, ben Çeçenim, ben İnguşum, ben Dağıstanlıyım, ben Osetim demediler. Onlar Kuzey Kafkasyalılardı, hepsi Nartların çocuklarıydı ve o zor savaş yıllarında hepsi Abhazdı, hepsi Abhazyalıydı.

Savaş döneminde, Abhazya Cumhuriyeti’nin başkenti Suhum işgal altında olduğundan başkent geçici olarak Gudavuda şehri yapılmıştı. Merkezi askeri karargah da oradaydı.

Kaldığımız Gagra şehrinden Gudavuda'ya gitmeliydik çünkü gece otelimizde uyuyamıyor, gündüz de cepheden yeni ve taze haberler alamıyorduk. Kaldığımız Nart Oteli’nde bir eli, bir gözü, bir ayağı olmayan savaşta sakatlanmış gazilerde kalıyordu. Otelde bize ikram edilen yemeği yerken boğazımızdan geçmiyordu. “Acaba askerin yemeğini mi bize veriyorlar?” diye düşünüyorduk.

Gagra'dan Gudavuda'ya gitmek de öyle kolay değildi, vasıta bulma sorunumuz vardı. Uzun bir bekleyişten sonra Gudavuda'ya ulaştık. Başımızda Tahmadamız rahmetli Ajiyba Hakkı amcamız, değerli büyüklerimiz rahmetli Atrışba Kemal ve rahmetli Yaşba Rahmi yer alıyorlardı. Bu büyüklerimizin yanında da, Tarkıl Orhan, Yaşba Ruhi, Acüşba Celal ve ben vardım.

Önce savaş döneminin Dışişleri Bakanı Tarkil Sait'i makamında ziyaret ettik onunla görüşmemizden sonra tahmadamız, “Cumhurbaşkanı Viladislav Arzınba ile görüşme şansımız olabilir mi?” diye sordu.

Dışişleri Bakanı bize randevu aldı, birlikte Arzınba'nın huzuruna çıktık.

Zor günlerdi, savaş bütün acımasızlığı ile devam ediyor, Gumısta cephesinden kulağımıza sürekli top sesleri geliyordu.

Arzınba’nın makamına çıktığımız zaman kendileri telefon konuşması yapıyordu ve birazda kızgın bir ses tonu vardı konuşmasında. Telefon konuşmasını bitirip telefonu kapattıktan sonra bize hoş geldiniz dedi.

Telefonda konuşma konusu Abhazya Başsavcısıydı. Başsavcı ailesi Türkiye’den Abhazya'ya göçmüş Erzurum kökenli Emin Naçaçoğlu'ydu.

Başsavcı Naçaçoğlu gündüz başsavcılık görevini yürütüyor, gece de eline silahını alıp cephede düşmanla savaşmaya gidiyordu.

Cumhurbaşkanı Arzınba bize dönerek,

- Başsavcımız gündüz işinde, gece de eline silahını alarak cepheye gidiyor. Allah korusun başına bir şey gelirse yerine böyle bir makama kimi koyarız? dedi.

Bu esnada Tarkil Sait lafa girerek Arzınba'ya,

-Siz de silahınızı alıp Gumusta cephesine gidiyorsunuz. Sizin yerinize de kimi koyarız dedi.

Tahmadamız Ajiyba Hakkı Abhazya doğumluydu, Arzınbaya bir soru yöneltti

- Neyimiz var? Ne durumdayız?

Arzınba şöyle cevap verdi.

- Kuzey Kafkasya’da kardeşlerimiz, diasporada siz insanlarımız var dedi.

Ajiyba Hakkı amcamız verilen cevaptan ikna olmadı ve soruyu bu kez daha açık olarak sordu.

- Silahımız var mı?

Arzınba şöyle cevapladı.

- Düşmanın silahı var ya.

Efsane lider Arzınba işte bu derece korkusuz biriydi.

Nart efsaneleri günümüzde ve gelecekte yeniden dizayn edilirken Abhazya’nın efsane lideri, Nart efsanelerinde muhakkak yerini alacaktır.

Düşmanın elindeki silahı alıp düşmana karşı gelmek herkesin yapabileceği bir iş değildir, bu Kuzey Kafkas halklarına, Nartların çocuklarına mahsustur.

Nitekim yurdunu savunmak için bir tek tankı dahi olmayan Abhazya’nın daha savaşın birinci günü tankı olmuştu.

Abhaz yiğidi, gelen düşman tankına tırmanıp, tank sürücüsünü etkisiz hale getirip Abhazyayı tank sahibi yapmıştı.

Görüşmemiz sonunda daha da ümitlenmiş hepimiz AYAYRANIN (zaferin)yakın olduğuna inanmıştık.

Kendilerine teşekkür ettik ve ayrılmak için tahmadamız izin istedi.

Arzınba bizi binanın dış kapısına kadar değil, bahçenin dış kapısına kadar uğurladı. Savaşta dahi habze uygulanmalıydı ve uyguluyordu.

Bahçede Arzınba ile beraber bir hatıra fotoğrafı çektirdik ve bu hatıra fotoğrafı şimdi bizim hayatımızda çok önemli bir yere sahip.

Bizler Abhazyamızın özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin büyük lideri ile aynı kareyi paylaştık.

Bizler 21 Mayıs 1864 sürgünleri de Abhazyadaydık çünkü Nartların çocuklarıydık.

Bizler, her 21 Mayısta yeniden doğduk, yeniden doğarız.

İnsanları vatanlarından sürgün edebilirsiniz ama o insanların vatan sevgisini kalplerinden söküp atamazsınız.



2949 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ABHAZYA’DA APARTMAN YASASINA ALTERNATİF DEVRE MÜLK YASASI OLABİLİR Mİ? - 09/08/2023
‘’Apartman Yasası’’ teklifine alternatif olarak Abhazya’da ‘’Devre Mülk’’ Yasası çıkartılabilirse, Abhazya’nın hassas olan demografik dengesine zarar vermeyeceği gibi, demografik yapısına süreç içinde olumlu katkısı olabilir.
3. ULUSLARASI ÇERKES KONFERANSI’NIN ARDINDAN… - 06/07/2022
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu bir araya gelip, konu birliği, eylem birliği, takvim birliği için bir konfederasyon oluşturmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA VE KUZEY KAFKAS HALKLARI - 16/01/2022
Sosyal medya günümüzde sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir sosyal baskı aracıdır. Bunun yanında kamuoyu oluşturma özelliği vardır.
GÖRDÜKLERİMİZ DUYDUKLARIMIZ YAŞADIKLARIMIZ - 15/12/2021
Bu ülkede zaman zaman milliyetçilik adı altında ırkçılık yapıldığını da gördük ve görüyoruz.
DÜĞÜNLERİMİZ SİLAH ATILAN POLİGON DEĞİLDİR! - 26/08/2021
Köy düğünlerinde silah atan magandalar artık kentlere de ulaşmış bulunmakta, hergün yeni bir yaralanma, ölüm haberi almaktayız.
AFGANİSTAN’DA ÖLEN ABHAZLAR VE MEGRELLER - 17/08/2021
Gürcistan çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke olmasına rağmen Kartvel kozunu sürekli oynayıp, homojen bir Gürcistan yaratma, diğer halkları pasifize etme peşinde.
DİASPORALARIN GÜCÜ - 01/05/2021
Abhazya'nın özgürlük ve bağımsızlık savaşında Türkiye diasporasında yaşayan 5 milyondan fazla Kuzey Kafkasyalı birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler.
SUNİ DEVLET SINIRLARI SAVAŞ DAVETİYESİ DEĞİL Mİ? - 10/10/2020
Pergel ve cetvelle ülkelere suni sınırlar çizen emperyal devletlerin faşist yöneticileri, günümüz demokrasi ve insan hakları anlayışına göre savaş suçlusudur.
ABAZA KİMLİĞİ - ABAZALAR / ABHAZLAR: TEK MİLLET, ÜÇ DİYALEKT, İKİ AYRI ALFABE - 06/08/2020
Habze ve Apsuara’da kadınlar için söylenen bazı yaklaşımlar şöyledir. - Kadın evin kan damarıdır. - Evi ev, akrabayı akraba yapan kadındır. - Kadının olduğu yerde bıçak çekilmez
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi