• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam401
Toplam Ziyaret1062392
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Mustafa Saadet
mustafa.saadet@yahoo.com
Bilişim Çağını da Iskalamayalım
29/12/2012

150 sene önce sanayi çağını ıskaladık. Dünyadaki  gelişmeleri takip etmediğimiz için, diğer ulusların ulaştığı bilim, teknolojik ve kültürel seviyeleri göremediğimizden, sonucu önceden belli olan bir harbin içine girdik ve sonuç malum. Kaybedilen harbin tahribatını hala telafi edebilmiş değiliz. Yeryüzünde büyük çoğunluğu sürgünde, anavatanının dışında yaşayan bir millet olma durumumuz devam etmektedir.

      Bu gerçek ortada iken, bir ulusun, ulus olarak mevcudiyetini devam ettirmesinin en önemli şartlarından biri olan anadilin muhafazası ve hatta geliştirilmesi için çalışmaların yapılmasının elzem olduğu inkar edilemez.

 

     UNESCO’nun kaybolmakta olan diller  gurubunda saydığı Çerkesçenin kaybolmasını önlemek için münferit çalışmaların yapıldığı, alfabelerin tespit edildiği bilinmektedir. Ancak, alfabe konusunda ittifak sağlanamadığından bugüne kadar olumlu bir aktivite ortaya çıkarılamamıştır.

     İlk defa kurumsal bir çalışma yapmak için kurulan Adige Dil Derneği (Adığe Bze Xase) büyük bir fedakarlık örneği göstererek Latin harfleri ile yazılıp okunabilecek bir alfabe geliştirmiş, bu alfabenin toplum tarafından benimsenmesini teminen, eksikliklerinin olabileceğini de ifade etmek suretiyle bu konuda ilgi duyanların katkılarını sağlamak üzere danışma mahiyetinde 2 günlük bir istişare toplantısı düzenlemiştir.

     Toplantıya başka ülkelerden de bu konuda çalışmaları bilinen kişiler davet edilmiştir. Toplantıda tenkit konusu yapılanların başında, akademisyenlerin ve dil bilimcilerin neden toplantıda bulunmadığıydı. Dernek, katkıda bulunabilecek akademisyen ve dil bilimcileri davet etmiş fakat onlar davete icabet etmemişlerdir. Latin alfabesine karşı olabilirlerdi, fakat katılıp görüşlerini bildirselerdi olumlu bir katkıda bulunmuş olurlardı.

      1970’li yıllara kadar Fransızca dünyada popüler bir dil halindeydi. Önemli bir edebiyat lisanıydı, gelişmiş bir dil olduğundan bütün uluslararası anlaşmalar Fransız lisanı ile yazılırdı. Bu tarihe kadar bu dil müzik dünyasında da sesini duyuruyordu. Ne oldu da birden bire İngilizce karşısında gerileyip duyulmaz oldu. Hatta öyle bir hale geldi ki, Fransa’da bile İngilizce konuşmanın tercih edilir hal alması üzerine devlet bir takım tedbirler almayı düşünür hale gelmiştir.

     İngilizcenin bu tahakkümü, teknolojik bilişim ve iletişim dili olarak temayüz etmesi, yeni buluşların İngilizce isimlendirilmesi ve en önemlisi uluslararası ticari ilişki ve yazışmaların bu lisanla yapılamaya başlanmasıdır. Diğer bir deyişle bu dilin bilgisayar dili olarak benimsenmesidir.

     Dünyada en çok kişinin konuşulduğu diller arasında Çince ve Hintçe’de ilk sıralardadır. Bugün bu dillerin uluslararası ilişkilerde kullanıldığını gören var mıdır?

     Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin latin harfleri ile yazıp okuduğu ve okur yazarların tam anlamı ile olmasa da Çerkesceyi Latin harfleri ile yazıp okumaya çalıştıkları da  bilinmektedir. Bugüne kadar derneklerde açılan kurslarda Kiril harfleri ile yazıp okuyan insan sayısının çok az olduğu bilinen bir gerçek olduğuna göre, Kiril harflerinde ısrar edilmesini anlamak zordur.

     SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarını elde eden ülkelerin Kiril harflerini terk edip Latin harflerini kabul etmelerinin örnek alınması gerekmez mi? Bu ülkeler yıllarca kullandıkları ve çok iyi okuyup yazdıkları bu alfabeyi acaba neden bırakıyorlar? Bağımsız ülke olmamasına ve R.F. Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmesine rağmen Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin 28.12.2012 tarihi itibariyle Latin harflerini neden kabul ettiğini düşünüp değerlendirelim.

     Diyeceksiniz ki bütün bu lafların bilişim teknolojisini ıskalamayla ne alakası var? Var çünkü Danef’in geliştirdiği sözlük 108.000 kelimeye ulaşmış ve 4 dildedir. İncelendiğinde bu güne kadar duymadığımız kelimelerin bilgisayar ortamında nasıl keşfedildiği  hayretle görülecektir. Bugüne kadar manuel sistemle hazırlanan sözlüklerdeki kelime adedi 30.000’ni geçmemiştir. Çerkescede 112 zaman kipi olduğunu bugüne kadar hangimiz biliyordu? Usuldendir, dünyanın her yerinde yeni bir şey bulunduğu zaman önce menfi görüşlerle yaklaşım sergilenir yenilik baltalanmaya çalışılır. Elbette her buluş kusursuz değildir. Zamanla eksiklikler giderilir ve yararlı bir hale gelir.

      Bilişim teknolojisinin getirdiği imkanlarla dilimizin kaybolmasını önlemeye yönelik çalışmalara bir kelime ile de olsa katılalım. Muhalefet pankartlarını devamlı açık tutmak, bu konularda eser ortaya koyanların çalışma azmini kırmakta ve morallerini yok etmektedir.

     Son düşünce olarak şunu ifade etmek isterim. Çerkesce okuyup yazında, isterseniz en iptidai  ve en eski yazı alfabesi olan Çivi Yazısı ile okuyup yazın.



2944 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KÜLTÜR DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM - 23/03/2024
Radyu Sputnik'de Bulgaristan’ın Dobruca bölgesinin müziği olarak tanıtılan ve Galina Dubreşiska tarafından icra edilen müzik, Bulgaristan Müziği değil, asırlardır Çerkesler tarafından Kafkasya'da söylenen bir ağıt idi.
DİJİTAL PARANIN / PARALARIN GELECEĞİ - 30/01/2024
kağıt para sistemindeki olumsuzluk gibi sebepler de, yeni para sistemi arayışlarını artırmış ve 2011 yılında Japon asıllı Avusturalya vatandaşı S. Nakamoto tarafından geliştirilen dijital para dünya gündeminde yerini almıştır.
SON GELİŞMELERE AMATÖR YORUMU - 20/10/2023
Şimdiki durumda Türkiye devletini tehdit edecek güçte bir komşusunun olmadığı kanaatindeyim. Olsa olsa bu tehdit, güçlü deniz kuvvetlerine sahip olan ve gemilerini Doğu Akdeniz'e konuşlandıran ABD ve GB olabilir.
UKRAYNA VE ÇERKES SOYKIRIMI - 04/06/2023
Gürcüler, Ermeniler, Azeriler, Rusya ile anlaşma yolunu seçtikleri için soykırım yaşamadılar, nüfuslarını korudular ve şimdi de bağımsız ülkeleri var.
GÖNEN-MANYAS ÇERKES SÜRGÜNÜ - 09/05/2023
Temennimiz, yas günü ilan edilen ve her yıl 21 Mayıs’ta anma programları yapılan 1864 soykırımına benzer şekilde, 2 Mayıs 1923’de yas günü ilan edilerek yıldönümlerinde Gönen-Manyas Çerkes Sürgünü olarak anılsın ve mağdurların hatıraları yad edilsin.
14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ, ÇDP VE ÇERKESLER… - 15/04/2023
ÇDP yönetiminin toplumumuzun siyasallaşmasına katkı sağlayacak ve partiyi ileriye götürecek her türlü oluşuma kapısını açık tuttuğunu da belirtelim.
BİR MUSİBET BİN HASİHATTAN EVLADIR - 10/02/2023
STK’larımız büyük bir gayretle topladıkları yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta güçlükle karşılaşmışlardır. Şahsi telefonlarla bilgilendirmeler de kısıtlı kalmıştır.
Temsil Kabiliyetini Yitirmiş, İşlevi Kalmamış İki Sivil Toplum Kuruluşumuz: D.Ç.B. ve KAFFED - 26/10/2022
Geçen 10 sene içinde iletişim, internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, artık bir ülkenin izin ve icazet vermesine gerek kalmayacak şekilde yeni imkanlar sunmaktadır.
ATA SÖZLERİNİN YORUMU - 26/01/2022
Atasözünün şimdiki tahrif edilmiş şekliyle söylenmesi mümkün değildir. Çünkü Çerkes’lerin müstakil devleti olmadığı için, sarayları, kralları, hatta iki katlı binaları bile yoktu.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi