Uyanır gece yarısı yoktan sevda yaparım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Dilsizler bana danışır kelebeklerin aklı benim
Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
Çağırırlar küçük adımı karafakiden ben akarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım

Benim adım ebruli biraz gerçek biraz rüya
Yalanımı sevsinler yalansız dönmüyor dünya

Ezginin Günlüğü’nün bu unutulmaz şarkısını döndüre dolaştıra dinledim gün boyunca. Dilime takıldı.

Niyesi şu.

Dün bir yazı kaleme aldık, yorumlar köşesinde okuyabilirsiniz.

Dedik ki Kaffed’in değerli yöneticilerine:

“25 Temmuz’a şurada kaç gün kaldı, seçmeli ders konusunda hadi harekete geçin. 10 öğrencinin başvurusuna bir öğretmen ve sınıf tahsis edecekler Çerkesçe için. Bütün bölgelerde ortalığı ayağa kaldıracak etkinlikler yapılması gerekirdi, siz ise iki dilekçe verdiniz ve öylece oturup bekliyorsunuz.”

İki dilekçeden birini YÖK’e diğerini de Milli Eğitim Bakanlığı’na vermişler.

Ört ki ölem.

Ne güzel. Vermişiz dilekçeyi, bekleriz vazifeyi.

Bir önceki yazı yayınlanır yayınlanmaz Vacit bey, yani Kaffed Başkanı Vacit Kadıoğlu ortalığı velveleye verdi.

“Siz daha harekete geçmeyi beklerken ÇHİ sözcüleri Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karib ile yarın görüşüyor” diye de eklemiştim. Bakın ne yanıt yazmış Face Book’ta bana:

“Bakalım kimmiş Buda heykeli, alın size cevap hadi gidin Başkanın yanına bölük parça olduğumuzu bir daha gösterin. KAFFED, MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karib ile Çerkesce seçmeli ders konusunu görüştü. Yapılan görüşmede Başkan Karib, Seçmeli Ders konusunda Türkiye'de bulunan halklardan ilk müracaatı ve başvuruyu yapanın Çerkesler (KAFFED) olduğunu, bunun da memnuniyet verici olduğunu söyledi. Bu görüşme bu gün gerçekleşmiştir sitelerde duyurusu yapılmıştır. Nemalanmak, kendilerini bir iş yapıyor görüntüsüne sokmak isteyenlere duyurulur. Biz bugün görüştük, yarın da siz görüşün iyice komik olun.”

Vacit beye meselenin Talim Terbiye Kurulu Başkanı ile görüşmekten ibaret olmadığını, bunun için bizden “aferin” beklemek yerine daha hızlı tempolu ve KİTLESEL aktivitelerle çaba göstermesi gerektiğini yazdık ama…

Amaaa… diyorum çünkü kulaklarıma inanamadım.

Bugün Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karib ile görüşen ÇHİ sözcüleri beni arayıp dediler ki:

“Emin bey, herhangi bir Çerkes kuruluşundan kimsenin kendisini ziyaret etmediğini, hiçbir görüşme de yapmadığını söyledi.”

Tek kelimeyle i n a n a m a d ı m!

Bu mudur dedim.

Üzüldüm. “Mutlaka bir yanlışlık vardır” dedim. Defalarca sordum. Bana dediler ki “Kaffed başkanının görüştüğüne dair sitelerindeki yazıyı okuduğumuz için aynı tereddütü biz de yaşadık ama Emin bey kimseyle görüşme yapmadığını gayet net ifade etti. Sadece bir takım dilekçelerin olduğunu biliyormuş.”

Ben yine de mutlaka bir izahı vardı, diye açık kapı bıraktım ve yine Face Book’taki sayfa üzerinden sordum ve Vacit bey bakın hangi yanıtı verdi bu defa:

“KAFFED adına seçmeli ders konusunda daha öncede Sn Hüseyin Çelik Bey ile görüşen Eğitim ve Müfredat hazırlıklarımızı aylar öncesinden başlatarak KAFFED adına yürüten ve ilgililer ile konu hakkında görüşmelerimizi yapan Federasyonumuzca yetkilendirilen Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sinem Vatanandıran’dır.”

Sinem Vatanartıran görüşmüş mü peki. Vacit bey “evet dün görüştü” diyor. Ama Emin Karib ise “Hayır kimseyle görüşmedim” demekte. Demek ki ortada bir YALAN var ama sahibi yok.ilendirilen Bahçeşehir Üniversitesi Doç Dr Sinem VATANANDIRAN dır. Konuya duyarlılığınızdan kendisinden teyit alabilirsiniz. Görüşmede Sayın Başkan ayrıca Türkiyede İlk başvuruyu yapanın konuya ilk ilgi göstereninde Çerkesler Kaffed olduğunu belirtmiştir. ilendirilen Bahçeşehir Üniversitesi Doç Dr Sinem VATANANDIRAN dır. Konuya duyarlılığınızdan kendisinden teyit alab

Kaffed ile olan tartışmalarımızda hep başımıza gelen bir şey bu.

Alıştık artık.

Belki şöyle olmuştur. Sinem hanım Emin Karib’e KÜÇÜK bir unutkanlıkla KAFFED adına görüştüğünü söylememiştir. Zaten bu işler Kaffed yöneticilerinin gidip görüşmesini gerektirmeyecek kadar KÜÇÜK işlerdir.

Ancak çok üzgünüm. Şakayla da üstesinden gelemeyecek kadar, hakikaten çok üzgünüm. Kendimizi teslim ettiğimiz, haklarımızı takip etsin diye seçtiğimiz bir federasyonun Başkanının bu duruma düşmesine üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Vacit beyden ricam şu. Bu işler hızlı bir tempoyu gerektirir. Ankara’nın bürokratik havası insanları ağırlaştırır, bilirim. Ama biz Çerkeslerin meselesi ACİL!!! Sizin de bu aciliyete uygun davranmanızı bekliyoruz.

Bakın sizden istifa filan da istemiyoruz. Sadece gerektiği gibi çalışmanızı istiyoruz. Hepsi bu.

Sonuçta siz de Çerkessiniz, öyle değil mi? Anlarsınız…