• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi36
Bugün Toplam538
Toplam Ziyaret1062529
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Anadili Eğitimi
17/06/2012

Daha dün gibi hatırlıyorum. ÇHİ Ankara mitinginde anadili eğitimi ve Çerkesce radyo-televizyon talep ettiğimiz için yoğun eleştirilere maruz kalmıştık. Bazı sözde Çerkes kurum yöneticileri korkularını açığa vurmak pahasına, “Bunlar bizi temsil etmiyorlar. Bizim böyle taleplerimiz yok” derken; kimliklerini inkar etme noktasına gelmiş bazı sözde Çerkesler de bu taleplerimiz nedeniyle bizleri PKK ile özdeşleştirebilmişlerdi. Türkçü -Turancı gazete ve sitelerde yer alan şahıslarımıza yönelik tehditler, mail adreslerimize gelen ölüm tehditleri ise işin diğer boyutu idi.

İşte ÇHİ işe böyle bir atmosferde başlamıştı Çerkes hakları mücadelesine. İmkansızı istiyor gibiydik ve taleplerimiz ihanetle eşdeğer görülüyordu. Demokratik açılım süreci Türk-Kürt, Alevi-Sünni ekseninde gelişiyor, Çerkeslerin ve diğer azınlıkların esamesi dahi okunmuyordu. ÇHİ tüm bu olumsuzluklara rağmen yaptığı mitingler, çalıştaylar ile Çerkesleri ve taleplerini siyasetin, iktidarın ve Türkiye'nin gündemi haline getirmeyi başardı. ÇHİ bu hakları sadece Çerkesler için değil, tüm Türkiye Halkları için de istediğini deklare ederek aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşme sürecine de büyük katkı sundu.

ÇHİ sadece  bunlarla da yetinmedi, bir taraftan Çerkes Halkında kimlik bilinci oluşturmaya yönelik çalışmalar yaparken, diğer taraftan da hükümeti, siyasi partileri, medyayı ve Türkiye kamuoyunu Çerkesler hakkında bilgilendirmek ve Çerkeslerin haklı taleplerinin karşılanmasını sağlamak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Siyasi parti yetkilileriyle yapılan bilgilendirme ve destek görüşmeleri, hükümet kanadından bakanlarla yapılan ve gündemi Çerkeslerin talepleri olan görüşmeler, medyanın kullanılarak Çerkeslerin ve taleplerinin Televizyon kanalları ve gazetelerde haber konusu yapılması, Anayasa Komisyonu çalışmalarına fiilen katılınarak Çerkeslerin yeni anayasadan beklentilerinin gündeme getirilmesi… gibi çalışmalar yapılarak Türkiye toplumunda Çerkes Halkı ve talepleri adına kamuoyu oluşturuldu.

Bu arada ÇHİ İstişare Kurullarının, ÖZGÜR ÇERKES sitesinin, değerli mensup ve yazarlarının özverili çalışmalarını da unutmamak gerekiyor.

Tabii ki, kimlik bilinciyle hareket ederek varlığını koruma ve geleceğe taşıma iradesini açıkça ortaya koyan halkımızın ÇHİ'ye verdiği destek her türlü övgünün üzerindedir 

Böylesine yoğun ve aralıksız bir çalışmanın sonucu olarak Çerkesler de demokratikleşme sürecinde denkleme girmeyi başardılar. Artık Çerkesce de seçmeli ders oldu. Artık sırada Çerkesce radyo-televizyon açılması, Çerkes Kültür Merkezlerinin açılması, soyadlarımızın ve köy adlarımızın iade edilmesi, Çerkes soykırımının TBBM'de kabul edilerek, soykırım anıtı dikilmesi, Çerkes tarihinin ders kitaplarında yer alması, Çerkes Ethem'in isminin başındaki hain sıfatının kaldırılarak itibarının iade edilmesi  gibi diğer demokratik taleplerimiz var.

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı, bakanlar kurulunu, milli eğitim bakanını Çerkesceyi seçmeli ders haline getirdikleri için Çerkes Halkı olarak yürekten kutluyoruz. Ve inanıyoruz ki; demokratik bir Türkiye'de diğer taleplerimiz de karşılık bulacaktır.

Sayın başbakanımızın Çerkesce radyo- televizyon müjdesi verecek bir konuşmayı da en kısa sürede gerçekleştireceğine inanıyoruz. Türkiye'yi anadilini konuşmanın yasak olduğu bir ülke olma utancından kurtararak, anadilini seçmeli ders haline getiren Sayın Başbakanımızın diğer demokratik taleplerimize de kayıtsız kalmayacağına yürekten inanıyoruz.

Ancak Sayın Başbakanımıza bir hatırlatma yapmak gerekiyor; bu ülkenin resmi dili ve eğitim dili Türkçe olduğu halde, öğrenciler anaokulundan itibaren Türkçe, sonrasın da ise Türk Dili ve Edebiyatı dersi gördükleri halde, Türk Dil Kurumu isimli bir kurum var olduğu halde, bu ülkede hala Türkçe öğretilemeyen insanlar varken, beşinci sınıftan itibaren iki saatlik seçmeli anadili dersiyle anadilinin öğretilebileceğini düşünmek hiç de gerçekçi ve bilimsel bir yaklaşım değildir.

Anadili, anaokulundan itibaren öğretilmeli, ilköğretimden itibaren seçmeli ders olmalıdır. İvedilikle yapılması gereken diğer bir çalışma da anadili eğitimi verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi için üniversitelerde Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasıdır. Bu kadrolar yetişene kadar Türkiye’de Çerkesçe bilen hemşerilerimizden ve Kafkasya’dan getirilecek öğretmenlerden yararlanılabilir.

Çerkesce’nin seçmeli ders haline gelmesi, demokrasilerde en meşru ve en etkili hak arama yöntemlerinin demokratik yöntemler olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Çerkes Halkı taleplerinin mücadelesini demokratik yollarla vermeye devam edecektir.

Sayın başbakan; Çerkesler olarak bugün Türkiye'yi düne göre daha çok seviyoruz. Diğer demokratik taleplerimiz karşılanacak olursa daha da çok seveceğiz ve mensubiyet duygumuzda o oranda artacak.

Evet sayın başbakan; durmak yok, demokratikleşmeye devam. 

Vorepsov Adiğağer!




4235 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi