• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi21
Bugün Toplam558
Toplam Ziyaret1062549
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Zoru Görünce Demokrat Olmak, Zoru Görünce Muhatap Almak
09/12/2011
Türkiye'de siyasi iktidarların ve siyasi partilerin en demokrat kesilip, demokrasi ve insan hakları nutukları attıkları dönemler darbe öncesi ve darbe sonrası dönemlerdir.
Yani zoru gördükleri dönemler.
Darbe öncesinde ve sonrasında mağdurları oynar, genel seçimler öncesinde de göstermelik olarak demokratlık şovları yaparlar. Ancak iktidar olur olmaz Türkiye'nin temel sorunlarını gözardı ederek statükoyla ittifaka girer, iktidar olmanın nimetlerinden sınırsız bir şekilde yararlanmak için tüm güçleriyle uğraş verirler.
Halkların etnik, kültürel sorunları, insan hakları bağlamındaki sorunları onlar için bir anlam ifade etmez. Halkları yok sayar, muhatap bile kabul etmezler.
***
Ancak 2011 yılında ortaya çıkan gerçekler, silahlı mücadele veren Kürt siyasi hareketinin devletin, siyasetin ve iktidarların parametrelerini değiştirdiğini ortaya koydu.
Meğerse PKK muhatap alınıyor, resmi görüşmeler yapılıyormuş.
Meğerse Kürt halkı diye bir halk varmış.
Meğerse Kürt dili diye bir dil varmış.
Hatta Kürtçe televizyon kanalı bile açılabiliyormuş.
Kısacası; zoru görünce demokrat olunabiliyor, zoru gösterince bir halk muhatap alınılabiliyormuş.
Çerkes halkı bu gerçeği görmüş ve not etmiştir.
Temsilcilerine, kurumlarına randevu vermeyen başbakanların, bakanların, siyasilerin, bürokratların tavırlarının sebebini açık bir şekilde anlamıştır. Çerkes kimliğini ve varlığını yok sayabilme cüretinin gösterilebilmesinin nedeni de böylece ortaya çıkmıştır.
Ancak, bugün Çerkesleri muhatap almaktan imtina edenler bilmelidirler ki, günü gelecek Çerkeslerin kapısını çalmak zorunda kalacaklardır.
Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki; Çerkesler kimlik ve kültürel haklar mücadelesinde demokratik ve meşru yöntemlerin dışına çıkmayacaklardır.
Ve yine çok iyi bilinmelidir ki; Çerkes siyasi hareketi hiçbir siyasi hareketin, ideolojinin, etnik hareketin payandası olmayacak, Çerkes halkının taleplerinin mücadelesini gücünü Çerkes halkından alarak verecektir.
Mitinglerimize izin vermeyenler, taleplerimizi görmezden gelenler, demokratik açılım sürecinde Çerkesleri yok sayanlar... soruyorum sizlere:
Demokrat olmak, demokrat davranmak, Çerkesleri muhatap almak için neyi bekliyorsunuz?
Çerkesler, demokratik açılım sürecinden, anayasa yapım sürecinden umutlu olmak istiyor.
Çerkesler Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı sunmak istiyor.
Yazılı ve görsel medyanın Çerkeslere karşı takındığı iki yüzlü tavır da gözümüzden kaçmıyor.
Görmezden gelinen Çerkes mitingleri,
Görmezden gelinen demokratik talepler,
Görmezden gelinen Çerkes varlığı...
Bunları da not ediyoruz.
***
Çerkes halkı artık demokrasilerde örgütlülüğün ve amaca yönelik örgütlenmenin önemini kavramalıdır.
Demokrasilerde en büyük gücün  kimlik bilincine sahip örgütlü nüfus gücü olduğunu anlamalıdır.
Varlık mücadelesini esas alan ortak amaçlar etrafında bütünleşmeli, yek vücut olarak hedefe yönelmelidir.
Kaffed genel kurulunda seçilen yeni yönetimin söylemindeki yenilik oldukça umut verici görünüyor. Kaffed'in bu çizgide statükoya teslim olmadan, söylemden eyleme geçmesini, bünyesindeki potansiyel enerjiyi artık kinetik hale çevirmesini bekliyoruz.

Ve Çerkesler olarak siyasi iktidara bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki:
Vaz geçin artık bu Çerkesleri görmezden gelme tavrından.
Gerçekten demokratsanız, muhatap alın.
İlla... 



2918 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi