Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Ak Parti'deki Ulusalcı Damar ve Azınlık Politikaları
02/12/2011 Bilindiği gibi Ak Parti'nin çekirdek kitlesini ''Milli Görüş Hareketi'nin'' lider kadrosu ve tabanı oluşturmaktadır. Hepimizin bildiği gibi Milli Görüş Hareketi, Türkiye'de ulusalcı devlet ideolojisinin islamcı versiyonudur. Ak Parti'yi kuran sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi 28 Şubat tecrübesini yaşadıkları için, iktidar olmanın muktedir olmak için yeterli olmadığını çok iyi biliyorlardı. Görmüşlerdi ki, islamcı ulusalcılık, iktidarlarını askeri vesayetin hışmından korumaya yerterli olmuyor. İşte bu gerçek Ak Parti'nin lider kadrosunda zorunlu fikri değişimin gerekliliğini ortaya çıkardı. Askeri vesayet tasfiye edilmeden iktidarlarını sürdürmelerinin mümkün olmadığını kısa sürede anladılar. Ancak Ak Parti biliyordu ki, iktidar olmak tek başına düzeni dönüştürmek için yeterli değildi. İşte tam bu noktada iç ve dış müttefik arayışı başladı.Avrupa Birliği süreciyle dış; demokratikleşme ve demokratik açılım süreciyle iç müttefikler oluşturuldu. Askeri vesayet rejimi büyük ölçüde etkisiz hale getirildi. Bu sureçte Ak Parti'nin iç müttefikleri İleri demokrasiden yana olan demokratlar, liberaller, askeri vesayete karşı olan geniş halk kitleleri ve ulusalcı asimilasyon mağduru halkların bireyleriydi. Son seçimde bu müttefiklerinin desteğiyle % 49 oy alan Ak Parti kendisini güvende hissetmeye başlayınca ileri demokrasi, azınlık hakları söylemlerinden çark etmeye başladı. Ak Parti gerçek demokrasiden yana olan müttefiklerini bir yana bırakarak ulusalcı milli görüş tabanına yaklaşmaya, onların söylemlerini seslendirmeye başladı. Ardından eski MHP'li ülkücülerle, Yeniden Milli Mücadele hareketi mensuplarıyla ve İslamiyeti tüm dünyaya Türkçe öğretme ve İstiklal Marşı söyletme becerisi olarak algılatmaya çalışırken, kendi ülkesindeki azınlıkların dillerini konuşabilmeleri, kimliklerini koruyabilmeleri için hiçbir adım atmayan Fethullah Gülen hareketiyle ittifaklar oluşturarak, onlarla ortak hareket etmeye başladı ve bürokratik kadroları onlara teslim etti. Böylece Ak Parti'nin lider kadroları demokrasi nutukları atarken, devlet kadroları Türk ırkçılarının ve ulusalcı müslümanların eline geçiyordu. Yani Ulus devlet ideolojisi aynen kalıyor, askeri vesayetin değerleri siyasi vesayetin değerleri haline geliyordu. Bugün gelinen noktada Ak Parti'ye destek veren, oy veren demokratlar, liberaller, müslümanlar, aleviler, Kürtler, diğer azınlıklar, özellikle de Çerkesler büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Adeta dağ fare doğurdu durumu söz konusu. Ben aslında sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın demokratik söylemlerinin samimimiyetine inanıyor, onun halkların eşitlik temelinde kendi kimlikleriyle var olabilecekleri ileri demokrasiye sahip bir Türkiye vizyonuna sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak Ak Parti'deki ulusalcı damarlar Türkiyenin demokratik dönüşümünün önündeki en büyük engel olarak ortaya çıkıyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan farkında mıdır bilinmez ama Ak Parti'deki bu yapı askeri vesayet özlemcilerini güçlendirdiği gibi, Ak Parti iktidarının da altını oyuyor, içini boşaltıyor. Yarın güç dengesi değişecek olursa bu sözde müttefiklerin hiçbirinin Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında olmayacakları gün gibi aşikardır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022 |
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır. |
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014 |
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır. |
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014 |
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin. |
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014 |
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor. |
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014 |
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır. |
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013 |
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur. |
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013 |
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır. |
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013 |
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor. |
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013 |
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır. |
Devamı |