AP Raporu'nda etnik kimlikler tek tek sayılarak (Kürt, Laz, Çerkez, Roman, Alevi, Süryani, Arap, Yunan, Ermeni, Yahudi) anayasal teminat altına alınması talep edilirken, yeni anayasada anadil haklarının korunması talep edildi.Avrupa Parlamentosu, Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten'in kaleme aldığı raporu onayladı. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raporu'ndan 'ordunun laik bütünlüğü' ifadesi çıkarıldı. Dün Genel Kurul'da oylanarak kabul edilen raporun en tartışmalı cümlelerinden olan "ordunun laik bütünlüğüne" atıf yapan cümle hem Türkiye'nin hem de AB Komisyonu'nun tepkisini çekmişti. Oomen-Ruijten dün yaptığı açıklamada cümlenin yanlış anlamlara çok açık olduğunu, dindarların orduya giremeyeceği gibi algılamalara yol açabileceği için atfı kaldırdıklarını vurguladı. Oomen-Ruijten laik bir kurum olan AP'de milletvekili olduğunu ama kendisinin Katolik olduğuna dikkat çekti. AB Genişleme Komiseri Füle, dün AP genel kurulunda yaptığı konuşmada, rapor taslağında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "laik bütünlüğüne" vurgu yapan paragrafın yanlış anlamalara izin vermemek için değiştirilmesini istemişti. AP raporu yeni anayasa çağrısı yaparken, özelde basın ve ifade hürriyeti genelde temel hak ve hürriyetler konusunda Türkiye'ye sert eleştiriler yöneltti. Anayasa paragrafına yapılan atıfla etnik kimlikler tek tek sayılarak (Kürt, Laz, Çerkez, Roman, Alevi, Süryani, Arap, Yunan, Ermeni, Yahudi) anayasal teminat altına alınması talep edilirken, yeni anayasada anadil haklarının korunması talep edildi. Asker-sivil ilişkilerindeki ilkeli duruşunu sürdüren AP ordunun sivil idare tarafından denetlenmesine yönelik atılan adımlardan duyulan memnuniyeti dile getirirken 3 somut talep gündeme getirdi. Bunlar "askeri harcamaların Sayıştay'ın tam denetimine açılması, jandarma ve askeri kuvvetlerin sivil yargı denetimine tabi tutulması ve jandarmanın ombudsman'ın denetimi altına sokulması" olarak sıralandı. Raporun en fazla tenkit ettiği alan ise basın hürriyeti. Ahmet Şık, Nedim Şener, Muhammet Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılayan AP, basın ve ifade hürriyetinin Avrupalı değerlerin merkezinde yer aldığını ve gerçek demokratik, hür ve çoğulcu bir toplumun ancak bu değerler üzerine inşa edilebileceğine işaret ediyor. İnternet kısıtlamalarını da gündeme getiren rapor özellikle Terörle Mücadele (TMK) ve Türk Ceza kanunlarını eleştiriyor. TMK'da terör tanımının çok geniş tutulduğuna işaret eden rapor mezkur kanunun bir an evvel tadil edilmesi çağrısı yapıyor. Raporun bir diğer tartışmalı bölümü olan darbe davalarında "delillerin tutarsız olduğu iddiaları" gündeme getiriliyor ve AB Komisyonu'na davaları daha yakından takip etmesi için çağrı yapılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk üyesi Işıl Karakaş, AP'nin "delil" atfının siyasi olduğunu ve AİHM'nin Özkan ve Bektaş ara kararlarında yeteri kadar delil bulunduğuna hükmettiğini kaydetmişti. AP-Türkiye KPK Eşbaşkanı Helene Flautre de önceki günkü açıklamasında AP'nin kendisini mahkeme yerine koymaması gerektiği uyarısı yapmıştı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla ilgili hazırlanan fezlekeyi tenkit eden rapor, öğrenci gösterilerinde tutuklanan talebelerin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılıyor. 'Yeni anayasa elzem' Bağlayıcı niteliği olmayan AP raporunda, yeni anayasa çağrısı güçlendirilirken Türkiye'den bu süreçte tüm etnik grupların tanıması ve anadil haklarını güvence altına alması talep edildi. Raporda Türkiye'ye "gerçek anayasal reform için yakalanan bu emsalsiz fırsatı kaçırmaması'' çağrısı yapılarak yeni anayasanın demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri, çoğulculuğu, kapsayıcılığı, iyi yönetimi, şeffaflığı ve Türk toplumunun birliğini güçlendirecek şekilde kaleme alınması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle tam uyumlu olması istendi. Raporda, bütün siyasi partiler ve ilgili aktörlere yeni anayasa müzakerelerinde müspet ve yapıcı tutum takınmaları çağrısı yapıldı. AP raporunda yeni anayasanın Türkiye'deki tüm fert ve grupların haklarını teminat altına alması, güçler ayrılığına ve yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına güvence getirmesi, ordu üzerinde tam sivil kontrolü garanti altına alması ve kapsayıcı Türk vatandaşlığını teşvik etmesi gereği vurgulandı. __________________________ ZAMAN,30 Mart 2012 |
1463 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |