• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam477
Toplam Ziyaret1070044
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Semerkew

ÇHİ sözcüsü Kenan Kaplan öncülüğünde Ankara'ya çıkartma yapan Çerkes Hakları İnisiyatifi, Yeni Anayasa'dan Çerkeslerin Beklentilerini, TBMM Başkanı, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve siyasi partilerin temsilcilerine dosya halinde iletti.

Çerkes Hakları İnisiyatifi sözcüleri, bugün Ankara'da yoğun bir görüşme trafiği gerçekleştirdi. TBMM Başkanı, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin temsilcilerine yapılan ziyaretlerde, İnisiyatif'in hazırladığı 15 maddelik “Yeni Anayasa İçin Çerçeve Önerisi” isimli dosya kendilerine takdim edildi.

Çerkes Hakları İnisiyatifi sözcüsü Kenan Kaplan'ın Başkanlığında gerçekleştirilen ziyaret programında, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti milletvekili Burhan Kuzu, CHP Grup Başkan Vekili ve Milletvekili Emine Ülker Tarhan, MHP Grup Başkanvekili ve milletvekili Mehmet Şandır, BDP milletvekili, Grup Başkanvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Hasip Kaplan ziyaret edilerek kendilerine “Yeni Anayasa İçin Çerçeve Önerisi” başlıklı dosya takdim edildi.

İlk ziyaret yurt dışından ziyaretçileri ve yoğun programı olmasına rağmen ÇHİ'ye zaman ayıran TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e gerçekleştirildi. ÇHİ sözcüsü Kenan Kaplan'ın dosya içeriğini ve Çerkeslerin hassasiyetlerini özetleyen sözlerinden sonra görüşlerini açıklayan Cemil Çiçek, konuyla ilgili ÇHİ'ye sorumlu davranışından dolayı teşekkür ederek dosyayı ilgili yerlere iletip ilgileneceğini söyledi.

İkinci adımda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Milletvekili Burhan Kuzu ziyaret edildi. Devletçe Çerkesler'e karşı takınılan görmezden gelme tavrının rahatsız edici bulunduğu ve bu tutumun yanlış sonuçlar doğurabileceği hususunda kaygılı oldduklarını belirten Kenan Kaplan'ın bu sözleri üzerine Kuzu, telaşa gerek olmadığını, kendilerine yardımcı olunması halinde hep birlikte çalışarak sorunların çözüleceğini söyledi. Kenan Kaplan daha sonra Kuzu'nun yönelttiği soruları cevaplandırarak Çerkeslerin rahatsızlıklarını ve beklentilerini aktardı.

Ziyaretin 3. durağı CHP grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan oldu. Kenan Kaplan Tarhan'a yeni anayasadan ÇHİ'nin beklentilerini anlattıktan sonra, CHP'nin ulusalcı yaklaşımlarının tabana verdiği rahatsızlıkdan bahsetti. Kendisinin son Kaf-Fed Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasıyla bu olumsuzluğu biraz olsun dağıttığını söyleyen Kaplan, bu yaklaşımın yapısallık kazanmasını temenni ettiklerini söyledi.

ÇHİ sözcüsünün takdim ettiği dosyayı alan ve teşekkür eden Tarhan da, CHP bünyesinde bu konuyla ilgili bir komisyon oluşturarak Çerkes talepleriyle yakından ilgileneceklerini ve tüm demokratik taleplere destek vereceklerini söyledi.

Ankara'da bir sonraki durak MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır oldu. Kaplan Şandır'a dosyayı takdim ederken yaptığı sunumda, MHP'nin Çerkesleri Türk kabul eden yaklaşımlarının Çerkeslerce benimsenmediği ve tepki doğurduğunu anlatarak, MHP'nin bu konuda bir açılım yapması gerektiğini söyledi. Kaplan, MHP'nin, kimlikleri ve bu kimliklerin taleplerini objektif bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini, birini diğerinin eylem ve politikaları üzerinden okuma yanlışlığına düşülmemesinin partinin de yararına olacağını savundu.

Mehmet Şandır da Çerkeslere duydukları saygı ve sevgiyi dile getirerek, son seçimlerde Kayseri 2. sıra adaylarının iyi bir Çerkes olduğunu hatırlattı. Şandır verilen dosyayı dikkatle inceleyip değerlendireceklerini de sözlerine ekledi.

Günün son ziyareti BDP Grup Başkanvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Hasip Kaplan'a gerçekleştirildi. Kendisine Çerkeslerin sorunları ve talepleri hakkında genişçe bilgi aktarılan Hasip Kaplan, ÇHİ dosyasını derhal gündemlerine alacaklarını ve üzerlerine düşen görevi yapacaklarını söyledi. Hasip Kaplan Çerkeslerin sorunlarını en kısa sürede bizzat kendisinin Meclis Kürsüsü'ne de taşıyacağını da sözlerine ekledi.

Çerkes Hakları İnisiyatifi'nin hazırladığı 14 sayfalık dosya iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde “Yeni Anayasa İçin Çerçeve Önerisi”; ikinci bölümde ise “Genel Durum Analizi” başlığı altında Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana uygulanan baskıcı ve asimilasyoncu devlet politikaları, Çerkeslerin uğratıldığı zararlar ile demokratik açılım sürecinde Çerkeslerin takındığı tavır anlatılıyor.

ÇHİ Dosyasının “Yeni Anayasa İçin Çerçeve Önerisi” bölümü şöyle:

YENİ ANAYASA İÇİN ÇERÇEVE ÖNERİSİ

1924, 1961, 1982 Anayasaları, ülke sınırları içinde yaşayan herkesi “tek ulusun parçası” sayan, “tapınmacı Kemalizm ideolojisi” dışındaki bütün düşünce tarzlarını reddeden, topluma dini tasfiye eden bir “laisizmi” dayatan, devlet yönetimini “asker vesayetinde bir oligarşiye” teslim eden bir paradigmanın ürünü oldu.

Bu anayasalar toplumda ahenkli bir yaşamı tesis edememiş, mutsuz kesimlerin silahlı direnişe varan bir muhalefet geliştirmesine sebep olmuştur.

Gelinen bu noktada, toplumun tüm kesimleri gibi Çerkesler de insan hak ve özgürlükleri temelinde yeni bir anayasa yapılmasını elzem görmektedir.

Eski Anayasaların doğurduğu sonuçlardan ders alarak yapılacak ve toplumsal barışı sağlayacak yeni bir Anayasanın ise mutlaka “sivil”, mutlaka “çoğulcu”, mutlaka “demokratik”, mutlaka “eşitlikçi”, mutlaka “özgürlükçü” unsurlar üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.

Toplum kesimlerinin bu süreçe verilebilecekleri en önemli katkı ise Anayasada yer bulmasını istedikleri taleplerini somutlayarak yasama kurumunun önüne koymalarıdır.

Çerkes Hakları İnisiyatifi olarak bu toplumsal görevimizi ifa bağlamında yeni Anayasa yapımında aşağıdaki hususların dikkate alınmasını öneriyoruz.

***

Yeni Anayasa bütün kimliklerin, ideolojilerin, sosyal tabakaların kendine yaşam alanı bulabileceği bir nötrlükte olmalıdır. Bu bağlamda:

  1. Anayasada, iktidarın kaynağının sadece halk olduğu kesin bir dille belirtmelidir.

  2. Anayasa metninde değiştirilemez mahiyette hiç bir bölüm yer almamalıdır.

  3. Vatandaşlık bir hak olarak “anayasal vatandaşlık” kavramı temelinde düzenlenmeli; tanımda hiçbir etnisiteye vurgu yapılmamalıdır.

  4. Anayasada “üniter toplum” yerine “çoğulcu toplum”; “ulus devlet” yerine de “demokratik devlet” anlayışı benimsenmelidir.

  5. Devlet, toplumu herhangi bir idea doğrultusunda homojenleştirme misyonu yüklenmemelidir.

  6. Anayasanın ana ekseni temel hak ve özgürlükler; devletin misyonu da bu temel hak ve özgürlükleri koruyup geliştirmek olmalıdır. Devlet tüm kimliklere, ideolojilere ve farklılıklara eşit mesafede durmalı, sadece hakem rolü üstlenmelidir.

  7. İnsanların doğuştan kazandığı bireysel ve toplumsal haklara hiçbir kısıtlama getirilemeyeceği; hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelerin referanduma götürülemeyeceği Anayasada kayıt altına alınmalıdır.

  8. Devletin din ve inançlar üzerindeki her türden tasarrufu kaldırılmalıdır.

  9. Bireylerin bir dine inanma veya inanmama özgürlüğü koruma altına alınmalı; kişi ve grupların din ve inanışlarını yaşama ve yayma hakları güvenceye bağlanmalıdır.

  10. Anayasa çoğulcu bir yaklaşımla, farklı kültürlerin varlıklarını korumaları ve geliştirmelerine destek veren düzenlemeler içermeli, bunların tamamına saygı duyulduğu ifade edilmelidir.

  11. Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen “Bölge ya da Azınlık Dilleri Avrupa Şartı (1992)” ile “Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi (1995)” esas alınarak azınlık kavramı Anayasa'da yer bulmalı ve azınlık hakları tanımlanmalıdır.

  12. Demokratik toplum ve kültürel çoğulculuk gereklerine uygun olarak anadilin öğrenimi ve anadilde eğitimin önünde hiçbir yasak olmamalı; anadili ebeveyn tercihi ile anaokullarında ve devlet okullarında isteğe bağlı olarak tüm yönleriyle öğretilebilmeli; devletin anadili öğrenimi için fiziki ve pedagojik alt yapı hazırlama zorunluluğu anayasal güvence altına alınmalıdır.

  13. Herkesin kendi anadilini hiç bir şarta bağlı olmaksızın -kamusal alan dahil- her alanda özgürce kullanabilmesi anayasal güvence altında olmalıdır.

  14. Türkçe dışındaki anadillerin çoğunluk veya büyük bir azınlık teşkil ettiği yerel yönetim birimlerinde, o dilin Türkçe ile birlikte kamusal işlemlerde kullanılmasına imkân verilmelidir.

  15. Adem-i merkeziyetçilik benimsenmeli, azınlık kimliklerinin yoğunluk kazandığı bölgelerde yerinden yönetim gerçekleştirilmeli; bir veya birkaç ili kapsayacak biçimde bölge idarelerinin kurulabileceği özerklik hukuku tanınmalı; bu özerk bölge, il veya belediye meclislerinin yetkileri artırılmalıdır.



5381 kez okundu

Yorumlar

150 yıllık asimilasyoncu zihniyetin yerini demokratik saygı sevgi hoş görünün alabilmesi için Çerkes'ler her alanda her kurumu aktif görev almalı!?     27/12/2011 16:50

Teklif edilen yeni Anayasaya katkı sağlayacak olan 15 maddelik kanun teklifi Çerkes halklarını ve onlarca faklı milletide temsil eden devlet'ten istenen özgürlükçü demokratik anayasal hakların bütün ırklara özgür dil, din, kültür alanında asimilasyona dur demek için son derece önem taşımaktadır. Bir ülke ve bu ülkede her ırkın kendine has dili, dini, kültürü konularında ülkemiz daha demokratik ve bireylerin daha mutlu daha verimli yaşamalarına imkan sunması için bir fırsattır!. Her kurum, her kişi, yeni Anayasanın şekillenmesine katkı sunarak insanlarımıza ve insanlık onuruna katkı sunmuş olacaktır. C.H.İ. üzerine düşen görevi bilinçli bir şekilte yürüterek diğer kurumlarımızıda tetikleyerek sürece daha çok katkı sunmalarınada vesile olmaya devam edecektir.
Misafir - Dzarasta Ahmet Çerkezoğlu

demokrasi     16/12/2011 11:13

diğer kurumların fikirleri ni aldınız mı?ve mümkünse 15 maddenin tek tek çerkeslere faydalarını açıklamnızı isteyeceğiz.
Misafir - erhan avcı

adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi