"Sadece Almancayı anadili gibi konuşan, Türkçeyi yabancı dil gibi konuşan kişilerin entegrasyon ürünü değil bir asimilasyon ürünüdür."Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) göçün
50. yılı dolayısıyla düzenlediği programa katılmak üzere Münih'e gelen
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, entegrasyon konusunda önemli
açıklamalarda bulundu. Entegrasyon konusunda herkesin ne anladığını
artık ortaya koyması gerektiğini belirten Bozdağ, “Bu konuda herkes
başka bir tanım getirirse neticeye ulaşmamız zor olur. Hedefi farklı
olan bir kavramdan netice alamayız.” dedi. Sadece Almancayı
anadili gibi konuşan, Türkçeyi yabancı dil gibi konuşan kişilerin
entegrasyon ürünü değil bir asimilasyon ürünü olduğunu ifade eden Bakan
Bozdağ, “Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bizim entegrasyondan
anladığımız; Almancayı ve Türkçeyi konuşan, kendi kültürü ve kimliği ile
yer bulan, saygı duyulan bir kişidir. Böyle bir kişi için zaten
entegrasyon diye bir konu olmaz.” diye konuştu. Bozdağ, “Birlikte
yaşayacağız, bu birlikteliği büyük bir servet olarak göreceğiz. Osmanlı
Devleti çok kültürlü bir toplumda yaşamıştır. Bugün halen o topluluklar
kendi kültürlerini dillerini kullanmaktadırlar. Osmanlı 400 senelik
yönetimine bu çok kültürlü yapıyı birlikte tutmayı kendine kazanç görmüş
ve bunu yaparken adalet ve hoşgörüyü temel almıştır.” ifadelerini
kullandı. Bugün ABD’nin binlerce değişik kültürden insanı kabul
ettiğini vurgulayan Bozdağ, “Bu farklı kültürdeki insanların
özelliklerinden çok iyi istifade etmektedir. Kendi insanın bilgisinden
istifade etmeyen ülkeler başarısız olmuşlardır. Zorla hiçbir zaman
entegrasyon olmaz. SSCB yıllarca baskı yapmasına rağmen hiçbir topluluğu
entegre edememiştir.” diye ekledi. Bekir Bozdağ, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Bizim Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın tek isteği eşit
davranılmak. Bizler tüm Türklerin Almanya’da başarılı olmasını
istiyoruz. Sporda, bilimde, sanatta başarılı olmaları Almaya için büyük
bir kazançtır. 1961 yılında kara trenle Almanya’ya gelen Türklerin büyük
katkıları olmuştur. Almanların ekonomileri geliştirmek için elbette
çalışmışlar ama bu katkıyı sağlayan en büyük topluluk Türkler olduğunu
unutmamak lazım. Ama ne yazık ki en büyük katkıyı sağlayan Türkler halen
çifte vatandaş olamıyorlar. Alman yetkililer bu konuyu iyi
düşünmeliler. Artık Türkiye eski Türkiye değil, vize engeli kalktığı
takdirde Alman dostlarımız Türklerin Almanya’ya geleceğinden
korkuyorlar. İnanın böyle bir şey olmaz. Bugün Türkiye’ye Almanya’dan 40
bin yetişmiş insan geldi. Türkiye, ekonomisi itibariyle Çin’den sonra
büyüyen ikinci ülkedir.” UETD Genel Başkanı Hasan Özdoğan da
konuşmasında “çifte vatandaşlı meselesinin politik bir mesele hale
getirilmemesi gerektiğini, Alman makamları ile bir ortak çözüm bulunması
gerektiğini, sivil toplum örgütleri olarak kendilerinin de gerek
entegrasyon gerekse diğer meselelerde yardımcı olmaya hazır olduklarını”
belirtti. Münih Başkonsolosu Hidayet Eriş ise entegrasyon
denilince Türklerde uyum algılandığı bu kelime yerine “birlikte yaşam,
katılım” sözcüklerin kullanılması gerektiğini söyledi. Holiday
Inn Hotelinde gerçekleşen programa Malatya milletvekili Ömer Faruk Öz,
İstanbul milletvekili Hüseyin Bürge, Başbakanlık müsteşarı Sadettin
Kılıç, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yutnaç, UETD
Genel Başkanı Hasan Özdoğan, Ticaret Ateşesi Cevdet Baykal, SPD Avrupa
Milletvekili İsmail Ertuğ, BİG Partisi genel başkanı Haluk Yıldız,
Bavyera Uyum sorumlusu ve milletvekili Martin Neumeyer, LMU
Üniversitesinden Prof. Dr. Jörg Roche, Alman-Türk Üniversitesi kurucu
rektörü Prof. Dr. Ziya Şanal, Bavyera Parlamentosu Başkan vekili Jörf
Rohde ve eski milletvekili Şevki Yılmaz katıldı. CİHAN
|