• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam193
Toplam Ziyaret1062184
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Anadilde eğitim

Kavga büyüyüp, ortalığı toz-duman kaplayınca sebep unutuluyor. Terör sorununun özünde Kürt sorunu var. Kürt sorunu ise neredeyse bütünüyle Kürtçe sorunundan ibaret.

PKK terörü, 1983 yılında Askerî Cunta'nın giderayak çıkarttığı Kürtçenin özel alanda konuşulmasını bile yasaklayan kanunun (2932 sayılı kanun) kendisine açtığı geniş hareket alanında serpilip büyümedi mi? Bugün hâlâ aynı sorun, KCK davasında Kürtçe savunma yapma hakkı olarak devam etmiyor mu?

1991 yılında Özal, Kürtçeyi yasaklayan kanunu ilga etti. 2009 yılında TRT Şeş'in açılmasına kadar bu alanda ciddi bir ilerleme sağlanamadı. Geride bıraktığımız son üç yılda alınan dev mesafe, Kürtçe yayın yapan devlet televizyonunun oluşturduğu atmosferin eseri. Geriye ne kaldı? Kürtçe öğretime kimseden itiraz yok. Ya Kürtçe eğitim? Kürtçe eğitim hakkı, bir anayasal hak olarak benimsendiği zaman geride Kürtçe sorunu adına herhangi bir eksiklik kalmayacak. Kürt ulusalcılığının siyasî talepleri, artık Kürt sorunu adında bir etnik sorunu değil bir ulusal soruna, yani marjinalleşmeye işaret edecek.

Anadilde eğitim konusunun Türkiye'deki en yetkin uzmanı, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun. Büyük katkıda bulunduğu 'Dil Yaresi' isimli çalışma, hâlâ konunun en zengin referansı niteliğinde. Onun bilimsel kavramlaştırmalarını takip etmek, çözümün ortak yöntemine sahip olmak için yeterli görünüyor.

'Anadilde öğretim', resmî eğitim içinde anadilin öğretilmesine imkân sağlanması anlamına geliyor. Bunun için haftalık ders programına birkaç saatlik Kürtçe dersinin konulması yeterli. Bu dersin zorunlu müfredat içine alınması veya seçimlik olması tartışılması gereken bir konu. Anadili Kürtçe olan vatandaşlarımızın Türkiye sathındaki dağılımına bakılınca, bu öğretimin seçimlik ders şeklinde müfredata alınması gerektiği anlaşılıyor. Ancak sonuçta devlet Kürt vatandaşlarının anadilini öğrenme talebini karşılamış oluyor. Bu konuda itiraz yok. Bir uzlaşma oluşmuş durumda.

Anadilde eğitim ise, zannedildiği gibi Türkçeye rakip olarak, kapısından girdiğiniz zaman her şeyin Kürtçeden ibaret olduğu okul anlamına gelmiyor. Resmî dili öğretmek, anadilde eğitimi anayasal hak olarak düzenleyen ülkelerde bile devletin görevi olarak kabul ediliyor. Çözüm iki dilli eğitimde bulunuyor. Devlet, vatandaşlarına aynı anda iki dilli eğitim fırsatı tanımış oluyor.

Ulus devletin zihnimize yerleştirdiği dar kalıpların, yasakların dışına çıkarak düşünelim. Anaokulundan itibaren Kürt vatandaşlarımızın, anadilde eğitim hakkına sahip olduğu bir eğitim sistemi tahayyül edelim. Matematik, fizik, hayat bilgisi gibi dersleri çocuklar hangi dilde öğrenmek isteyecekler? İki dilin aynı anda öğrenilmesi mümkün. Ancak, tek dil üzerinde yoğunlaşmanın iki dilli olana göre avantajları da dezavantajları da var. Liseyi bitirene kadar eğitim, üniversiteye hazırlık olarak görüldüğüne göre mukayeseyi yüksek öğrenim fırsatına göre yapmak lâzım. Liseyi bitirdiğinde kim daha avantajlı olacak? Yüksek öğrenimde Kürtçe eğitim imkânı ne kadar sağlanabilir? Bu noktada artık devletin iyi niyeti ve çabası da yeterli olmaz. Kürtçe eğitim talep edenlerin hesap etmesi gereken bir gelecek kaygısı devreye giriyor. Kuzey Irak'ta resmî dil, Türkiye Kürtçesi yani Kurmanç dili değil. Bir üniversitede mevcut olan bilim dallarına göre, Kurmanç dilinde müfredat ve literatür oluşacak. Sonrasında ise bu dilde üniversite eğitimi alanların, meslek hayatına başlarken diğerlerine göre hiç olmazsa eşit fırsatlara sahip olması gerekecek.

Anadilde eğitim tabusu, ulus-devletin paranoyalarının eseri. Yasak koymamak korktuğunuzun başınıza gelmesi değil, korkularınızdan kurtulmak demek. Vatandaşının diline sahip çıkan bir devlet mi, yasaklayan bir devlet mi birliğini, bütünlüğünü garanti eder?

Anadilde eğitim meselesi, üzerinde düşünmeden hüküm verdiğimiz bir konu. Yeni anayasanın, anadilde eğitime yasak koymaması, bu sorunun aşılması için yeterli. Bu mesele normalleştiği zaman, yani Kürtçeyi vatandaşın talebine göre özgürce şekillenen bir alternatif olarak eğitim sistemine yerleştirdiğiniz bıraktığımız zaman, Kürtçe sorunu yani Kürt sorunu sona ermiş olacak.

_________________________

Mümtaz'er Türköne, Zaman, 03.01.2012

  
2657 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi