• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam197
Toplam Ziyaret1062188
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Beşir hocam maalesef başarısızsın...

Rasim Ozan Kütahyalı

Beşir Atalay'ı severim, insani özellikleri çok sağlam bir siyaset adamıdır bence ama maalesef başarılı bir bakan olduğunu söyleyemem... Kendisiyle iki defa karşılıklı görüştüm. Biri Batman'daydı.
Öbürü de Fehmi Koru'nun evindeydi...
Kendisiyle bir röportaj yapmıştım Batman'da, TMK mağduru çocukların serbest kalacağını ilk kez o röportajda duyurmuştuk. Fakat o gün gördüm ki Beşir hoca "Demokratik Açılım" gibi önemli bir süreci yönettiği halde, asla o pozisyonun gerektirdiği "operasyon adamı" özelliklerine sahip değil... Kafası "Yeni ve özgür bir Türkiye" istese de davranışları 'Eski Türkiye'nin mevzuat adamı reflekslerini gösteriyor. Beşir hoca bana göre tam anlamıyla Demirelvari bir "idare adamı"... Durumu bir şekilde idare ediyor ama operasyonel bir zekayla yeni durumu oluşturamıyor... Oysa Kürt yurttaşlarımıza yapılan zulümleri gidermesi gereken "Demokratik açılım" sürecinde açık, net ve putkırıcı olmak zorundasınız...
PKK'yı muhatap alıp müzakere yürütmeden önce yapılması gereken Kürt yurttaşlarımızı muhatap almaktır. PKK'nın zeminini Kürt yurttaşları gerçek anlamda "Eşit yurttaş" yaparak kurutmaktır... Bu da Kürt yurttaşların temel taleplerini hızla ve kararlı biçimde "mevzuat böyle efendim" gibi CHP'li bürokrat terminolojisine başvurmadan yerine getirmeyi gerektirir... İnşallah bundan sonra tam anlamıyla operasyonel davransın Beşir hoca...
Mesela o röportajdan önce Batman sokaklarında dolaşmıştım. AK Parti'li ya da BDP'li hemen hemen tüm esnaf diyordu ki hala Kürtçe bir tabela asacağımız zaman, dükkanımızın ismini Türkçe'nin yanında kendi anadilimizle yazmak istediğimiz zaman kimi yetkililer indirtiyor... Ben dedim ki "Bu yapılan tamamen yasadışı, Türkçe'nin yanında dilediğiniz gibi Kürtçe'yi kullanmak yasal hakkınız"... O zaman İçişleri Bakanı olan Beşir hocama sordum...
Hoca "Kem küm, mevzuata bakalım, şu bu" dedi, şok oldum. Oysa Beşir hocanın yapması gereken tüm yerel bürokratlara "Yurttaşlar anadillerini dilediği gibi kullansın,artık özgürlükçü davranmak zorundasınız" demesiydi... Bunlar yapılmadan Kürt kardeşlerimizin anadili tam anlamıyla özgürce ifade edilemeden "PKK'yı muhatap almak" tam anlamıyla PKK'nın işine gelirdi... Hala Ergenekon zihniyetinin bir sürü uydurma köy, kasaba, şehir ismi orda duruyor.
Vatandaşlar toplu halde değişsin istiyor...
Beşir hocaya soruyorum o gün "Mevzuat, şu yasa bu yasa, bakarız ederiz"...
Tam Demirelvari cevaplar, yönetmeyen ama idare eden bir zihniyet...
Kürt yurttaşların temel talepleri konusunda yani gerçek anlamda bir "Demokratik Açılım" noktasında bu derece "idare eden" bir türlü net,kararlı ve operasyonel olamayan Beşir hoca PKK meselesinde de aynı problemli tavrı gösterdi...
Bir yandan Kürt yurttaşlara özellikle 90'larda büyük zalimlikler yapan JİTEM gibi karanlık yapılara yönelik soruşturmaları hızlandırmadı, Ergenekon dışında özel bir JİTEM soruşturmasının çoktan oluşması gerekirdi. Kürt yurttaşları doğrudan muhatap alan özgürlükçü adımlar konusunda yukarıda belirttiğim gibi "mütereddit" davrandı... PKK meselesinde de 2007'de başlaması gereken KCK soruşturmasını durdurdu Beşir hoca... Hadi durdurdun, müzakere yapacak devlet eyvallah... E o zaman KCK'nın zeminini yok edecek Kürtler'i kazanacak operasyonel adımlar at, yok...
Ne o özgürlükçü adımlar atıldı, ne KCK'nın erkenden adli olarak kontrol edilmesine izin verildi... KCK o süreçte aldı yürüdü,resmen gölge bir devlet yapılanması haline geldi. Yukarıda saydığım Kürtlere yönelik "Eski Türkiye" refleksleri PKK-KCK'nın zemini güçlendirdi.
Müzakere safhasındayken güçlendiler ve zaten ideolojik ortakları olan Ergenekon'la da işbirliğiyle barış masasını devirdiler, kör şiddete devam ettiler... Hala da bu iğrenç saldırılara devam ediyorlar...
Yani Beşir Atalay'ın koordine ettiği süreç maalesef sıfır toplamlı bir denkleme benzedi. Hele ki Habur felaketi... Beşir hocanın idare adamlığı bizleri iki cami arası beynamaz adama benzetti... Yeri geldiğinde bu topraklarda bir insanımızın daha burnunun kanamaması için her şey yapılabilir ve yapılmalı ama devletin ilk muhatabı doğrudan Kürt yurttaşlar olmalıdır. Daha temel meseleler çözülmeden ileri safhalara geçmek barışa ve silahların susmasına değil tamamen terör ve şiddeti artırmak isteyen güçlerin işine gelir... Nitekim öyle oldu...

_________________

Takvim, 2 Kasım 2011

  
3463 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi