• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam317
Toplam Ziyaret1061630
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Özgürlüğe Giden Yol
30/05/2016

Gerçeğin bile sahtesi (yani yalancısı) vardır.
Yalanın gücüne inananlar gerçeği bile yok ederler.

(FERİT EDGÜ,Yalan üzerine aforizmalar.)

 

Coğrafya kaderdir.

O coğrafya size, dünyanın en kötü, en gaddar ve en acımasız komşularını nasip etmişse, onlara karşı yapılacak tek şey mücadele etmektir. Teslim olmak, yani teslimiyet onurlu halklara yakışan bir şey değildir.

Çerkeslerin kaderine de dünyanın en acımasız ve gaddar halklarından biri olan Ruslar çıktı. Orantısız bir nüfus, ordu ve güce karşı, üçyüz yıl fasılalarla direnişlerini devam ettirdi Çerkesler.

Merkezi bir devlet yapılanması ve profesyonel bir ordunun olmadığı Çerkesya, sivil milis silahlı güçleriyle direndi yıllar boyu. Adım adım, karış karış vatanlarını savundular bu acımasız emperyalist güce karşı. Bu olay “Kafkas Savaşları” diye adlandırılmaya çalışılıyor. Ancak ortada savaş denecek bir durum yoktur. Büyük bir emperyalist güç olan Rus Çarlığının, soykırım politikalarına karşı bir direniştir yaşanan olay.

Böylesine büyük bir güç olan Çarlık Rusyası orduları, direnişi kırarak işgali tamamladılar. Yaşanan bu süreçten, gerekli dersi çıkaran Rusya yönetimi "Çerkessiz Çerkesya" yaratarak Kafkas Coğrafyasına sahip olabileceğini hesapladı. Yaşanan soykırımın ardından "zorla sürgün" gerçekleştirilerek süreç 21 Mayıs 1864'te tamamlandı.

Batmakta olan Osmanlı İmparatorluğuna sürülen Çerkesler, bugün Suriyelilerin yaşamakta olduğu dramlardan çok daha acılarını yaşadılar. Ama hayata ve birbirlerine tutunarak, yok olmadan 152 yıl ayakta kalmayı başardılar.

Siyasi anlamda çok şey başardığı söylenemez Çerkes diasporasının. Ama bir realite olarak Çerkes diasporası var ve her geçen güçlenmeye devam ediyor. Ve her geçen gün büyüyen ve bilinçlenen Çerkes diasporası, soykırımcı Rusya’yı çok rahatsız ediyor ve korkutuyor.

Siyasi analistleri, paraları, istihbarat teşkilatları, nüfuz güçleri, sahte tarihçileri ve Çerkes Halkının içinden devşirdikleri işbirlikçileri ile soykırım gerçeğini ve Çerkesya’nın sahibinin Çerkesler olduğu gerçeğini değiştirmeye çalışıyorlar.

Yalanın ve iftiranın gücüne inanıyorlar. Ancak Türkçe’de "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye bir atasözü olduğunu bilmiyor Rusya ve işbirlikçileri. Hele birileri o gerçeği aydınlatmanın peşine düşmüşse.

Hiç merak etmesinler, yalanlarının mumu yatsıya varmadan söndürülecektir.

***

Bu yıl Çerkes-Fed'in 11 Mayısı "Bağımsızlık Bayramı" ilan ederek,11 Mayıs ve 21 Mayıs’ı bir bütün olarak ele alıp, bu bağlamda anma etkinlikleri düzenlemesi, Çerkesler ve tüm Kuzey Kafkasya Halkları için yeni bir başlangıç olmuştur.

Artık soykırım için verilen mücadele bağımsızlık mücadelesi ile içiçe geçmiştir.

Soykırım mücadelemiz;

1- Tanınma ve özür

2- Tazminat talebi

3- Toprak talebi ve bağımsızlığı içermektedir.

Bu yüzden, 11 Mayıs ve 21 Mayıs bundan böyle bir bütün olarak ele alınacaktır.

Psikolojik savaş tekniklerini ve toplumsal hafıza yok etme tekniklerini çok iyi bilen Rusya, 11 Mayıs’ı Çerkesler ve Kuzey Kafkasya Halklarının geniş kesimlerine unutturmayı başarmıştı. Bu oyun bu yıl itibariyle bozulmuştur. 21 Mayıs’ın içinin boşaltılıp yok etme çabaları ise nafile gayretlerdir. 21 Mayıs’ın içinin boşaltılıp yok edilmesine asla müsaade edilmeyecektir.

Kurumlarımızı ele geçirmiş olan, "sığıntı gibi" anavatana dönüşü öneren dönüşçüler ile solculuktan nasibini almamış solcularımız bu toplumsal hafıza silme operasyonunun baş aktörleridir. Dönüşçü diye geçinen aktörlerimiz Rusya’nın hoşuna gitmeyecek şeyleri söylememek ve adeta Rusya’nın günahlarını örtmekle görevli olarak addetmektedirler kendilerini. Rusya’nın hiç sevmeyeceği Kuzey Kafkasya’nın bağımsızlığı dönüşçülerin gündemine hiç girmedi. Girdiyse de negatif anlamda ve aşağılama anlamında girdi.

Solcularımız 11 Mayısı ise "Karşı devrimci" bir yapılanma olarak gösterip, itibarsızlaştırdılar.

Ulusal örgütlenmenin en üst siyasi yapılanması olan, "Bağımsız Devlet"in dile getirilmesi ve onun yıldönümlerinde anma toplantıları yapılaması tabii ki Rusya'nın hoşuna gitmez. Dolayısıyla dönüşçülerin ve sahte solcuların yönetimde olduğu kurumlarımızda 11 Mayıs görmezden gelinmeye devam edecektir. Ama hiç merak etmesinler, halkımız o kurumları ya onların ellerinden alacak, ya da alternatif kurumlara yönelecektir.

Gözleri 11 Mayıs’ı görmeyecek olan dönüşçü ve sahte solcu arkadaşlarımıza Kafkas Halkları Konfederasyonu-KHK lideri Şenibe Musa Yura'nın sözleri ile cevap verelim. KHK 1991 Yılında Abhazya’da toplandı. Kongrenin adı 3. Kafkas Halkları Konfederasyonu Kongresi idi. Şenibe'ye neden kongrenin isminin üçüncü kongre olduğu sorulur. O da "birinci kongre 1917'de Vladikavkaz'da, ikinci kongre Andi'de yapıldı, o yüzden bu üçüncü kongredir" der.

Peşpeşe yapılan birinci ve ikinci kongreden sonra "Kuzey Kafkasya Dağlı Halkları Cumhuriyeti" doğmuştur. 1991'de yapılan üçüncü kongreden sonra ise bağımsız "Abhazya Cumhuriyeti" doğmuştur. İnşallah dördüncü kongreden "Bağımsız Federal Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti" doğacaktır.

Bu gerçeği görmezden gelerek inkar edenlerin hiçbirinin, Şenibe Yura kadar yurtsever ve sosyalist olmaları mümkün değildir.

Artık hepimiz anavatana dönüşü savunuyoruz.

Artık hepimiz bağımsızlığı savunuyoruz.

Artık hepimiz demokratik haklarımızı savunuyoruz.

Artık özgürlüğe giden yolu açmış bulunuyoruz.

***

Soğukkanlılıkları ile ünlü Ruslar bu yıl ilk defa, 21 Mayıslardan ne kadar çok korktuklarını ve paniklediklerini gösterdiler. Bu yıl Ürdün’de yapılan 21 mayıs etkinliğini yasaklatmayı başardılar. Bunu yaparak Ürdün devletinden nemalanarak gevşemiş Çerkeslerin bilenmesini sağlayarak çok hayırlı bir şeye vesile oldular. Moskovo’da yapılacak 21 Mayıs anmasını yasaklayarak ve etkinliğe katılma ihtimali olan kişileri gözaltına alarak ne kadar korku ve panik içinde olduklarını gösterdiler.

Türkiye’den 21 Mayıs etkinliği için anavatana giden Çerkesleri sınırdan çevirerek, korku ve paniklerini ele verdiler. Rusya Türkiye’den giden grubun sitesini incelese, gelenlerin anavatana girmelerinde bir sakınca görmezdi. Ama Rusya hala çok hantal bir devlet. Yıllar yılı Çerkesleri oyalamış, Hafıtse Muhammed gibilerin ağzına bakıyor. Öyle ne yapacağı belli olamayan yeni yetmelerle ortaklık kurmak istemiyor. Belki de bağlılık testi yapıyor. (Bu konuyu olgunlaştırıp daha detaylı yazacağım)

Rusların, tüm dünyada Çerkes Diasporasına yönelik kapsamlı operasyonlarını beklemek durumundayız. Bunlar tehdit, şantaj ve suikastleri içerebilir. Ayrıca Rusya baskı ile Ürdün’de yasaklatmayı başardığı 21 Mayıs’ı, önümüdeki dönemlerde Türkiye’de de deneyebilir.

Tüm bu gelişmelere karşı hazırlıklı olmak, karşı politikalar ve önlemler geliştirmek zorundayız.

Bu yıl 21 Mayıs protesto ve anma etkinlikleri en yaygın halini aldı. Köylerde, kasabalarda, şehirlerde sayısını tespit edemediğimiz kadar etkinlik gerçekleşti. Tabii ki bu etkinlikler içerisinde en fazla ses getireni ve etki yaratanı, Çerkes-Fed tarafından düzenlenen İstanbul İstiklal Caddesi Rusya Başkonsolosluğu önünde yapılan protesto eylemi oldu.

Kaffed'de tarihinde ilk defa bir 21 Mayıs’ta Ankara’da Rusya Büyükelçiliğine gidebilme cesareti gösterdi. Bu tavrı gösterebilmiş olan Kaffed yönetimini kutluyoruz. Ancak aynı tavrı Rusyanın Çerkeslere karşı uyguladığı politikalara karşı daha yüksek sesle ses çıkarmaya ve DÇB'den ayrılmaya vardırmasını bekliyoruz.

Çerkesler sürgün ve soykırımın 152 yılında, 11 ve 21 Mayıs’ı birbirine eklemleyerek "ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL"u açmışlardır.



3649 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi