• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam311
Toplam Ziyaret1061624
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Önce Onları Yargılayacağız
21/03/2016

Sevgili Kardeşim Hatko Tarık Topçu,

Bu yazıyı hâlâ sana her şeye rağmen çok değer verdiğim için yazıyorum. Taraftarlara oynamak için beni “köpek” yapmaya çalışman hiçbir önem arz etmiyor. “Angajmanların gereği” bunu demek zorunda olduğunu düşünüyorum.

Bana cevap yetiştirebilmek için google'da alıntı yapmadığın yer kalmamış. Hem okuyucularını, hem de bizi lüzumsuz tekrarlarla boş yere yorma. Bir kamyon dolusu keçiboynuzunu önümüze döküp “içinde bal var” diye kimseyi kandırmaya çalışma. Bir kamyon keçiboynuzundan farkı olmayan yazından bir dirhem bal çıkmıyor; ama içine gizlediğin zehirler gani.

Diyorsun ki; "Putin... diasporada yaşayan insanlarımızın anavatanlarına dönebilmeleri için maddi ve manevi destek verirse, vatanımızda egemen bir halk olarak gelecek kaygısı olmadan yaşamamızı desteklerse, biz her şeyi unutmaya, RF içinde ve bugün vatanımız Çerkesya'daki halklarla birlikte barış ve huzur içerisinde yaşamaya,onların insan ve toplum olarak sahip oldukları haklara saygı duymaya hazırız. Bizim gelecek vizyonumuz budur!" demişsin (!)

İşte sevgili kardeşim, Halkımıza içirilmek istenen teslimiyet zehrini gelecek vizyonu olarak önüne koymuşsun.

Katilinden,soykırımcısından medet uman, Putin'in biryerlerini öperek bir yere  varılabileceğini zanneden bir zavallılığa düşmüşsün.

Dünya halklarının mücadele tarihinde, hangi dava mücadele edilmeden kazanılmış? Bu tavır Stockholm Sendromundan daha berbat bir durumdur. Bu halkımızı, katillerinin ve soykırımcılarının merhametine terk etmektir.

Uzuuun yazında geçmişte yaptıklarını ve yazdıklarını tekrarlayıp durmuşsun. Ama bunların artık hiçbirisinin bir hükmü yok. Asıl önemli olan bugün nerde durduğun ve yarın nerede olacağındır. Biz senin bugün durduğun yerden, yarın nerede olacağını çok net olarak görebiliyoruz.

Malesef Kardeşim, sen artık Rusya işbirlikçileri ile birlikte saf tutmuş ve bir Putinsever olmuşsun. Gerçek Yurtseverlere ve Çerkes Devrimcilerine saldıranlarla birlikte hareket ediyorsun.

Ama bilirsin, "Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele" dediği gibi büyük şairin, halkımızın teslim alınmasına asla müsade etmeyeceğiz. Bunu birlikte saf tuttuğun Rusya'nın ve işbirlikçilerinin aklına mıh gibi kazıyacağız.

Sevgili kardeşim, "Murat Abim bana küfretti, zaten en iyi bildiği iş odur" demişsin. Yazımı tekrar gözden geçirdim. Ama küfür sayılabilecek bir ifadeye rastlayamadım. Ama benim kötü bir huyum var. Lafı hiç eğip bükmeyi beceremem. "İşbirlikçiye işbirlikçi, haine hain, alçağa da alçak" derim. Onun için bu vasıflardan birine haiz olanlar, beni hiç sevmezler. Ama onların sevgisine ihtiyacım olmadığı için buna hiç aldırmam. "Çukurlaşmada sınır tanımama" ifadesini ise senin düştüğün durumu anlaman için kullandım. Senin düştüğün bu çukurdan kurtulmana yardımcı olabilirim.

Bu arada, Musa Anter  (Ape Musa) tanımaktan onur duyduğum ender insanlardan biridir. Rahmetli Ape Musa, halkı dışında hiçbir güce bel bağlamamak gerektiğini bilen insanlardandı. Ankara'da İnsan Hakları Derneği’nin düzenlediği bir konferansa birlikte katılmıştık. O konferansta yaptığım konuşmadan dolayı Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde bir Çerkes Bölücüsü olarak yargılanırken, sen Filistinliler için hapiste yatıyordun.

Bende tıpkı rahmetli Ape Musa gibi halkımdan başka hiçbir güce güvenmemeyi öğrendim. Ne Rusya'ya, ne Türkiye'ye, ne A.B.D.'ye ne de başka bir dış güce güvenirim.

Sadece ve sadece halkıma güvenirim ve inanırım. Zannederim Ape Musa havlama lafını halkına inananlar için değil, tam da senin gibi Rusya ve Putin için havlayanlar için söylemiş. Allah Rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

"Putin'i görüşme masasına nasıl oturtacaksın Murat Abi" diye sormuşsun. Ama ondan önceki cümlemi atlamışsın. "Onları önce katil ve soykırımcı olarak, insan hakları mahkemesinde yargılayacağız, sonra da görüşme masasına oturtacağız" demiştim. Tabi bu süreci anlatmak bu yazının boyutlarını aşar. Ama Rusya'yı İnsan hakları mahkemesinde yargılamadan önce, işbirlikçilerini yargılayarak işe başlayacağız. Senin de bu işbirlikçiler içinde yargılanmana gönlüm elvermiyor. Çünkü halkımızın düşündüğünü yazmaya çalışan insanı o kadar az ki. seni o alçaklara kaptırmış olmamızı hazmedemiyorum.

Senin durduğun yer, Putin'in, DÇB nin, Hafıtse Muhammedlerin, Necdet Hatamların durduğu yer olamaz.

Senin durduğun yer, Hatejuko Valerilerin, Yağan İbrahimlerin, İmdat Kiplerin, Khuade Adnanların yanı olmalıdır.

Diasporada ise durabileceğin tek yer bizim yanımızdır.

Kim sana ne vaad etti, kim ne dedi teferruatını bilemem. Ama bir Putinsever olarak bu alemde yaşıyor olmak sana hiç yakışmıyor.

Ben sana bir telefon mesafesi uzaklıktayım. Tıpkı Tiflis'te birlikte aynı sofrada yaptığımız uzun sohbetler gibi yine oturabilir, dostça konuşabiliriz. Bu sohbetimizde sen de özeleştiri yapıp yanlış kanala girdiğini kabul edersen, hem sen, hem de halkımız kazançlı çıkar.

Gözlerinden öpüyor, cevabını bekliyorum.



2068 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi