• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam48
Toplam Ziyaret1053744
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.185534.3225
Euro37.021537.1698
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Güzden Kışa Geçerken
15/12/2015

Güzle birlikte bir hüzün kaplar insanın içini. Artık günler kısalmış, güneş parlaklığını ve sıcaklığını kaybetmiştir.

Uzunyayla’da güzlüklerin ekildiği, kışa hazırlığın yoğunlaştığı soğuk ve kısa güz günleri... Güzlük ekinlerin son parçaları ekilirken, bir taraftan da koç katımına hazırlanılırdı. Köylerde artık koyunculuğun kalmadığı düşünülürse koç katımının da önemi kalmadı.

Sonbaharın en önemli işlerinden birisi de değirmene gitmektir. Değirmen, harman sonunu takip eder. Unlukların yıkanıp kurutulması ve bulgurun kaynatılması bir yıllık yiyeceğin hazırlanması demektir. Unluk ve bulgurluğun hazırlanmasından, tohumluğun ayrılmasından sonra kalan da satılırdı. Kışlık tedarik denilen patates alınması ve bez, gaz, tuz alımıyla kış hazırlığı biterdi.

Her evde bir çift öküz veya at olurdu. Zengin ailelerde iki veya üç çift öküz koşulurdu. 70’li yıllara kadar da ağırlıklı olarak ekinler yazlık olarak ekilirdi yani ilkbaharda ekilirdi. Traktörlerin yaygınlaşması ile ekinler güzlük olarak ekilmeye başlandı.

Zirai Donatımın atla çekilen ikili pulluk, karasabanın yerini alınca, ekilen alanlar arttı. Esas zirai devrim ise traktörlerin köylere girmesi ile oldu. 60’lı yıllarda köylere giren yarı yerli Türk Traktörleri ziraatte adeta bir patlama meydana getirdi.

Önceleri nadas için aileler öküzlerini birleştirirdi. Bahar sonunda yaz başında toprak kuruyup sertleşmeden nadasa çıkılırdı. Çerkesçe “Pkhe’aşeşxue” diye isimlendirilen nadas ekibi 5 kişiden oluşurdu. Küçükler “vışhates” ve ”ğuemilahe”. ”Dakava’vue” pullukta biriken çamurları temizlerdi. ”Pkhe’aşej” pulluğun derine inmesi için bastırırdı. ”Vıkhue” gece öküzleri yayar, gündüz de uyurdu.

Küçüklerden birisi kuşluk vakti köye azık için yollanırdı. Evde pişirilen ekmek, hazırlanan sıcak yemek, suyu doldurulan bardaklar eşeğe yüklenir tarlanın yolunu tutardı. Yirmi gün, bir ay süren köten sürme ot biçimine yakın bitirilir ve ekip köye dönerdi. Traktörlerin yaygınlaşması ile köten sürme yani pkha’aşej tarihe karıştı. Bir kaç sene daha direnen atla çekilen ikili pulluklar da paslanmaya terk edildi. Daha sonra da hurdacılar topladı.

***

Biraz nostaljiden sonra günümüze gelelim...

Rus savaş uçağının sınır ihlalleri yüzünden Türkiye tarafından düşürülmesinden yine en çok bizler yani Çerkesler zarar görecektir. Ekonomik yaptırımların alternatifi vardır. Ama kültürel yaptırımların alternatifi yoktur. Olayın üzerinden iki gün geçmeden duyduk ki Düzce Üniversitesi Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyeleri bağlı oldukları Adigey Üniversitesi Rektörünce geri çağrılmışlar.

Gazetelerden öğrendik ki Rusya Eğitim Bakanı, Rusya’daki Türk öğrencilerin krizden etkilenmemesi için özel önem göstereceklerini açıkladı. Acaba gösterilecek özel öneme Düzce Üniversitesindeki öğretim üyeleri dahil değil mi? Yoksa Rusya hükümeti medyaya başka görünüp uygulamada başka tavır mı sergiliyor? Alel acele öğretim üyelerini geri çağıran Adigey Üniversitesi topu Moskova’ya atsa da, durumdan vazife çıkaran  yöneticilerin, korkak, pısırık ve yukarıdan gelen her şeye olur diyen bürokrat tavrı olduğu sonucuna ulaşmak zor değildir.

Meselenin Putin tarafı bütün yaraları kaşırken Ermeni soykırımı kartını da masaya açtı.

Ben de sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na soruyorum: Sizler için de vatandaşınız olan Çerkeslerin atalarının bir buçuk asır önce katledilmesi ve kalanlarının da yurdundan atılması gerçeğinin, yani “Çerkes soykırım ve sürgününün” dile getirilmesinin tam zamanı değil mi?



2568 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi