• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam301
Toplam Ziyaret1061614
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Şark-ı Karip Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti… Hain mi, Kahraman mı?
29/10/2015

Türkiye toplumunun ne kadar cahil,ne kadar dünyadan kopuk ve ne kadar korkutulmuş bir toplum olduğunu daha önce yazmış olduğum, "Cehalet dünyaya hükümdar olmaz" yazımda anlatmaya çalışmıştım.

Ancak bu korku ve cehalet Çerkesler’de katmerlenmiş olarak mevcut. Hep kendini merkeze konumlandırmaya alışmış Çerkes Davranış biçimi, hep şunu söyleye gelmiştir : "Çerkesler yediği kabı pisletmez”, ”Çerkesten hain çıkmaz”, “Çerkesler bu vatanın çimentosudur”, “Çerkesler sadıktır"…  Bunlar teslim olmuşlara özgü laflardır. Bu davranış biçimi ve söylem, devletin düşman gösterdiğine, devletten ve hakim unsurdan daha fazla saldırma refleksini ortaya çıkarmaktadır. Çerkesler arasındaki Kürt düşmanlığı, Ermeni düşmanlığı bu korkak ve teslim olmuş zihniyetin açığa çıkmasıdır.

Türkiye’de diaspora, azınlık ve asimilasyon gibi kavramları çalışan profesörlerin olmadığını belirtmiştik. Üniter devlet, federasyon, özerklik gibi konularda da aynı cehaletin bulunduğunu tespit etmenin zor olmadığını biliyoruz. Dünyada ekonomisi ve demokrasisi en gelişmiş devletlerin federal devletler olduğunu biliyoruz.

Bizim teslim olmuş Çerkeslerimizin en fazla kullandığı "Çerkeslerden hain çıkmaz" lafı, Kemalist devlet tarafından tarih kitaplarında yalanlanır. Kemalistlar için savaşmış olan Ethem de, padişah için savaşmış olan Anzavur da cumhuriyet tarihi kitaplarına "hain" kategorisinden girmişlerdir.

Benim merak ettiğim ve cevabını aradığım mesele, 1921 yılında İzmir'de kurulmuş olan "Şark-ı Karip Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"nin neden hainler listesinde cumhuriyet tarihi kitaplarına girmediğidir.

Kimse bu sorumu yanlış anlamasın, onlar benim gerçek kahramanlarımdır. Yöneticilerinin tamamı Yüzellilikler listesine giren, bazıları idam edilen, "Şarkı Karip Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"nin üstüne toprak örtülüp unutturulmaya çalışılmasını sorgulamak istiyorum.

Çerkeslere ve diğer tüm etnik topluluklara hain olarak saldıran ırkçı İttihatçı-Kemalist zihniyet böyle bir meseleyi neden görmezden gelme ihtiyacını hissetmiştir?

Yayınladıkları bildiride, "Çerkeslerin milli menfaatlerinden, azınlık haklarından, Rumlarla eşit siyasi koşullarda yaşamaktan, Anadolu’da bir Çerkes varlığı mevcudiyetinden, Türk Hükümetinin Çerkeslere tazminat ödemesi gerektiği" hususlarını belirtmişlerdir. Hakim zihniyetin penceresinden bakıldığında, bu cümleleri bildirilerine almış olan dedelerimizin hainlikle suçlanıp cumhuriyet tarihi kitaplarına girmesi gerekmez miydi?

Ama siyasi tarih yazanlar, başka etnik topluluklara kötü örnek teşkil edeceği gerekçesiyle, bu konuyu gizleyip görmezden gelme ihtiyacı duymuşlardır.

O günkü koşullarda, Osmanlı için ya da Kemalistler için savaşmak yerine, Çerkeslerin milli menfaatleri ve varlığını koruyabilmesi doğrultusunda bir tavır geliştirmiş olan "Şarkı Karip Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti" Çerkes Halkının gerçek kahramanlarıdır.

Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, yayınladıkları bildirinin son kısmını paylaşmak istiyorum.

"ÇERKES MİLLETİNİN BÜYÜK DEVLETLERE VE MEDENİYET ALEMİNE GENEL BİLDİRGESİ"

(Yamçı Dergisi,Mayıs 1977-Şubat 1978 özel sayı'dan alınmıştır.)

 

(…) Yunan Hükümeti taşıdığı milletlerarası insanlık ve uygarlık nitelikleri gereği din farkını göz önüne almaksızın, Ermeni ve bilhassa Rum göçmenleri ile eşit olarak ve belki fazlası ile Çerkes göçmenleri ve mültecileri hakkında ilgi göstererek, onların iaşelerini ve yerleşmelerini en iyi bir şekilde sağlamıştır.

Yunan Hükümetinin Anadoluya ayak bastığı tarihten itibaren askeri işgal sahasına giren bölgelerde oturan Çerkes Ahalisine, Kemalistlerin zulüm ve baskı yapmaları üzerine sığınanlara,harp ederek esir aldığı milletdaşlarımıza, diğerlerinden farklı olarak hüsnü kabul göstermesi, iyi davranması,itimat etmesi ve kayırması bilhassa minnet ve şükranla anmaya ve belirtmeye değer.

Bundan dolayı bu gönül okşayıcı ve içten davranış Çerkeslerin Anadolu'da uygarlık yeteneklerine sahip ve kurtarılmaya layık bir millet olduğu ve Anadolu'da Rumlarla Çerkeslerin karşılıklı olarak hayati menfaatlerinin ve siyasi haklarının eşit olarak korunması gerektiği inancından dolayı olduğunu, Çerkesler kuvvetle ümit eder ve dilerler.

Konuyu ayrıntılı sunmaktan amaç :

a-) Milli Çehremizi göstermek.

b-) Anadolu'da uygar milletlerin dikkat nazarını çekmeye layık bir Çerkes Milleti'nin yaşadığını belirtmek.

c-) (Üçyüz seneden  beri sürekli olarak egemen olan kötü idare yüzünden yıkılış vadisine yuvarlanan, asri ve medeni bir idare kurmak kabiliyetinden yoksun, içten ve dıştan yakın doğuda ve dolayısıyla Avrupa'da bir karışıklık ve harp kaynağı olan Osmanlı Hükümeti ve meşrutiyet ilanı ile onun yerine geçerek, Osmanlılığın çökmesine neden olan aşırı Türkçülerin uğursuz siyaseti, Anadolu sahasında Türkten gayrı bir milletin hayat hakkını tanımamakta direndiği, medeniyet alemince inkarı kabil olmayan bir hakikat olduğundan) bundan böyle Çerkeslerin Yakın doğuda Türklerin uğursuz yönetimlerinden kurtulmasıyla, Yunan himayesi altında bir barış ve esenlik unsuru olarak yaşamaları sebeplerinin sağlanması arzularını göstermek ve dilemekten ibarettir.

Bundan dolayı, büyük itilaf devletleri ve ortaklarınca milli olan aşağıdaki isteklerimizin kabulünü ve desteklenmesini, kongremiz rica ve hemen harekete geçilmesini sabırsızlıkla beklediğini soylu kişiliklerine sunmakla şeref duyar.

1-) Devletler arasında kabul ve ilan edilip eski sulh anlaşmalarına konduğu gibi, gelecekteki Yakındoğu sulhuna da konması kuvvetle umulan azınlık halindeki milletlerin hakları ve siyasi çıkarlarını temin ve tatmin edecek olan madde hükümlerinin bütün Çerkesleri de kapsamına alması.

2-) Çerkes Milleti, Anadolu'da her bakımdan kendisiyle aynı durumda ve karşılıklı menfaatlerle bağlı bulunduğu Rum unsuru ile eşit haklar çerçevesinde kader birliğine istekli bulunduğundan dolayı, milli ilerleme ve gelişmesine kuvvetle ümit ettiği uygar Yunan hükümetinin fiili himayesi altına sokulması.

3-) Çerkes Milletinin önce halife ve Bab-ı Âli’nin ve sonra milli ve hayati çıkarlarını şevki ile giriştiği ve bu mücadele yüzünden uğradığı bütün zarar ve ziyanların barış yapacak taraflardan biri olan Türk Hükümetine ödetilmesinin sağlanması.

4-) Barış Konferansı’nda yukarıdaki milli isteklerimize karşı çıkıldığında, delilleri göstermek, inandırıcı açıklamayı yapmak ve gerekli savunmada bulunmak üzere, yüksek konferans meclisine yetkili temsilcilerimizin davet buyrulması.

Bundan dolayı yukarıda açıklanan, kabul ve desteklenmesi hususunda medeni yardım ve desteği birinci olarak Büyük İtilaf Devletleri’nden, ikinci olarak Yunan Devleti’nden, üçüncü olarak insanlık ve medeniyet aleminden rica ettiğini ve beklediğini ve bundan böyle milli emellerinin meydana gelmesine hizmet edecek siyasi ve sosyal teşkilatı yapmak, Çerkeslerin gelenekleri ve milli, dini ve medeni ihtiyaçları çerçevesi içinde sağlamak, ilerlemek ve gelişmesi esaslarını düşünmek ve hazırlamak; hükümetler ve yüksek meclislerle bağlantı kurarak gerektiğinde yetkili temsilciler göndermek ve siyasi girişimler yapmak, lüzumlu evrakın düzenlenmesine ve imzasına ve milli haklarının dayandığı işlerin ve dayandığı hususların izlenmesine ve sonuçlandırılmasına, kongremiz kendi arasında ayırıp seçtiği daimi yürütme kurulunu teşkil eden ve daha önce Yunan Hükümetince resmen tanınmış olan "Şarkı Karip Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyetini vekil yaparak toplantısına son verdiğini, sunma vesilesiyle" yüksek saygılarını takdim eyler.
Yardım Allah'tan. 

24 Ekim 1921

 

Adapazarı Delegesi                        Bağ Talustan Bey

İzmit Delegesi                                 Çöle İbrahim Bey

İzmit Delegesi                                 Çiyo Kazım Bey

Hendek Delegesi                             Bağ Osman Bey

Düzce Delegesi                               Hamte Ahmet Bey

Kandıra ve Karasu Delegesi           Maan Şirin Bey

Yalova-Karamürsel Delegesi          Ancur Yakup Bey

Bilecik Delegesi                               Bağ Rıfat Bey

Eskişehir Delegesi                           Bağ Rıfat Bey

Geyve Delegesi                                Çöle Arslan Bey

Bursa Delegesi                                 Harunreşit Bey

Biga Delegesi                                    Acur İsa Nuri Bey

Gönen Delegesi                                Lampez Yakup Efendi

Gönen Delegesi                                Şhagomit Hafız sait efendi 

Erdek Delegesi                                  Şhapli Hasan Bey  

Bandırma Delegesi                           Brau Sait Bey

Bandırma Delegesi                           Berzek Tahir Bey

Balıkesir Delegesi                             Bjeduğ Sait Bey

Manisa Delegesi                                Psevu Reşit Bey

Aydın Delegesi                                  Kavaca Hüseyin Bey

Kütahya Delegesi                              Açofit Sami Bey



3712 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi