• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam216
Toplam Ziyaret1061529
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Barışa Kıydılar
11/10/2015

1984 yılında hapse girdiğimde, hayli gecikmiş bir siyasi mahkumdum. 12 Eylül askeri darbesi sol, demokrat sosyalist ve devrimci kesimler üzerinden bir buldozer gibi geçmişti.

1979 yılında yayınladığımız küçük bir kitap için açılan dava dört yıl sürmüş ve mahkumiyetle sonuçlanmıştı.

Bir “Çerkes Bölücüsü” olarak yakalandım ve hapse girdim. Tabii o dönemde dışarıda olmak da, içeride olmak kadar zordu. Dışarıdaki baskılar ve her an yakalanma korkusu insanı boğuyordu. Sağmalcılar sivil cezaevinden içeri girdiğimde, kendimi tüy gibi ferahlamış ve huzurlu hissetmiştim. Sağmalcılar sivil cezaevinin siyasi koğuşuna girdiğimde, karşılaştığım dost yüzlerden biri de, üniversiteden çok sevdiğimiz
değerli demokrat hocamız İşletme Fakültesi dekanı Prof. Melih Tümer'di. 12 Eylül askeri rejiminin açtığı en önemli davalardan biri de "Barış Davas" idi. Hocamız Melih Tümer de bu davanın sanıklarındandı. O dönemde Türkiye Barış Derneği Nobel Barış ödülüne aday gösterilmiş ve koğuşumuzda çok büyük bir heyecan yaşamıştık. Ancak o yılki Nobel Barış Ödülü, Güney Afrikalı Rahip Desmond Tutu'ya verilmişti. Desmond Tutu'ya çok sinirlendiğimizi anımsıyorum şimdi.

Rahmetli Melih Tümer Hocamla birlikte sık sık attığımız voltalardan birinde, "Muratcığım benim eşim Fransız, kızım da şu anda Brüksel'de NATO'da görevli. Ben onlara bir insanın sadece barışı savunduğu için, hapiste olabileceğini izah edemiyorum. Yoksa senin başka suçlarında mı var diye şüpheleniyorlar" demişti.

Ah sevgili hocam, aradan tam otuz yıl geçti.

12 Eylül askeri rejiminde, barış isteyenleri hapsediyorlardı. Ama şimdi yüzlercesini birden öldürüyorlar.

Geldiğimiz nokta ne kadar acı değil mi hocam?

***

10 Ekim 2015 insanlık tarihine, barışa kıyılan kara ve kanlı bir gün olarak geçti.

Devlet Demokratik Haklarını kullanan insanları korumakla görevlidir. Bu görevi yerine getirmeyen ve yurttaşlarını korumayan devlet bu olayın sorumlusudur. Her şeyi bilen, her olaya müdahil olan devletin istihbarat örgütünün bilgisi dışında Ankara’nın göbeğinde böyle bir katliamı gerçekleştirmek mümkün müdür?

1 Mayıs 1977 katliamından bu yana, binlerce faili meçhulü bulmayan devletin bu katliamı da aydınlatacağına inanmıyoruz.

12 Eylül 1980 öncesinde olduğu gibi, ülkede terör yoluyla darbe ortamını hazırlamış olanların yaptığını tekrarlamak isteyen, iktidar sahiplerine "zulm ile abad olanın sonu berbad olur" atasözünü hatırlatmak isteriz.

Tüm Türkiye Halkları'nın başı sağ olsun.

Barışa kıyanlar değil, barışı savunanlar kazanacak!



2184 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi