Şimdi Çerkes halkı 150 yıldır ilk kez siyasete kendi adaylarıyla müdahil olmaya niyetlenmiş durumda. Ve gerekeni yapıp yapmadığına bağlı olarak Çerkesler ya “biz varız” ya da “biz yokuz” diyecekler. Bir dostumuz “Siz alacağınız oydan daha güzel insanlarsınız ama boyunuzun ölçüsünü alacaksınız!” demişti. Ama artık biz biliyoruz ki, Türkiye'de Çerkesler boyunun ölçüsünü vermekten daha fazla kaçamazlar. Durmak ve yüzleşmek, birlik olmak ve örgütlenmek zorundalar.

Derler ki Ruslar, Labe kıyısındaki Hajret Kabardeyleriyle savaşmaktan bıkmışlar. Ne yapsalar baş edemez olmuşlar. Sonunda bir işbirlikçi Çerkes çıkmış ve Ruslara Labe kıyısındaki Çerkesleri nasıl yok edeceklerini söylemiş.

Hikayeye göre Labe Çerkesleri diğer bölge Çerkesleriyle sıkı ilişkiler içerisindeymişler ve aslında savaşlara diğer Çerkeslerin de desteğiyle gitmekteymişler. İşte işbirlikçi Çerkes Ruslara şu aklı vermiş:

 “- Sabah erken bir atlı çıkarın Labe'den çıkmış gibi. Diğer Çerkeslere desin ki:

“-Hey siz burada eliniz böğrünüzde duruyorsunuz ama Labe Çerkesleri açmışlar mahsıme küplerini, pişirmişler en güzel koyunlarını, oturup içiyorlar, kalkıp oynuyorlar, oturup yiyorlar, sonra kalkıp yine oynuyorlar. Bu gün Labe'nin mutlu günü ama görüyorum ki sizi davet etmemişler!” Buna diğer Çerkesler kızacaktır. Siz de o zaman Labe'ye saldırın böylece diğer Çerkesler yardıma gelmez, siz de Labe Çerkeslerini yok edersiniz” demiş.

Ruslar bu işbirlikçi Çerkesin dediğini aynen yapmışlar. Bir sabah erkenden bir atlı çıkarmışlar Labe tarafından. Varıp diğer Çerkeslere rastladığında aynısını söylemiş atlı:

“-Hey siz burda eliniz böğrünüzde duruyorsunuz ama Labe Çerkesleri açmışlar mahsıme küplerini, pişirmişler en güzel koyunlarını oturup içiyorlar, kalkıp oynuyorlar oturup yiyorlar sonra kalkıp yine oynuyorlar. Bu gün Labe'nin mutlu günü ama görüyorum ki sizi davet etmemişler!”

Bunu duyan Çerkeslerden bazıları çok kızmışlar.

“-Vay efendim demek birlikte savaşırken iyi de, iş şölene gelince Labe Çerkesleri bizi hatırlamıyorlar öylemi?! O zaman bundan sonra kendi başlarına savaşsınlar Ruslarla!” demişler.

Bir kısım Çerkes ise buna itiraz etmiş. Olsun, savaşırsak birlikte savaşırız, eğleneceksek de birlikte eğleniriz. Onlar bizi şölene davet etmedi mi? Etmesinler, ne çıkar. Savaştayız biz. Haydi kalkın gidelim. Bu haber yalan da olabilir. Vallahi hem savaşta birlikte savaşırız, hem şölende birlikte eğleniriz. Gerekirse Labe Çerkeslerinin hatalarını yüzlerine vurur gerekeni de söyler, çıkar geliriz. Ama haydin kalkın gidelim. Belki yalandır bu haber!

Hikayeye göre Çerkesler kendi aralarında tartışırken Ruslar Labe kıyısındaki Çerkes köyüne saldırmışlar. Tüm köyü kılıçtan geçirmiş ve yakıp gitmişler.

Bu arada diğer Çerkesler aralarındaki tartışmayı nihayet bitirmişler. Kalkıp Labe'ye gitmişler. Savaşsa savaşmaya, şölense eğlenmeye. Ama iş işten geçmiş işte. Köy kuşatılmış ve herkesi katledilmiş vaziyette bulmuşlar. Yanan evler ve sokak aralarında yatan ölü bedenler varmış her yerde.

Sonrasında Çerkesler o işbirlikçi Çerkesi bulup öldürmüşler ve onu öldüren de meşhur Hatokşoqo Muhammet Aşe imiş. Ve o köyü yok eden Rus Valisini de öldürmüşler. Ama ne yapsalar da nafile, Labe Çerkesleri yokmuş artık.

SONUÇ: 2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.

Halen 100 kadar olan Çerkes derneklerinden sadece İstanbul Çerkes Derneği resmen bağımsız Çerkes adayları destekleyeceğini açıkladı. Ve 5-6 kadar Çerkes derneği, bir kısmı isteyerek, bir kısmı kerhen bağımsız Çerkes adaylara kapılarını açtı.

Ama işte bir başka hikayede dendiği gibi :

Winter is coming!

Seçim geliyor!