Adamın birisine piyangodan büyük ikramiye çıkmış. Arabasına atladığı gibi ver elini Ankara. Yolda telefonu çalmış adamın, telefondaki ses:

- “Usta başın sağ olsun karın öldü!”

- “Hey kurban olduğum Allah! demiş adam: -veriyor verdikçe!”

Bu parayı bulduktan sonra karısını boşama zahmetinden(!) kurtulan adamın fıkrası. Bunu bir kara mizah nüktesi olarak bir kenara not edelim.

***

Şimdi biz son 4 yıldır temel olarak bir tez üzerinde dönüp duruyoruz. Bu tez çok basit aslında. Hem ÇHİ hareketi, hem de ÇDP bu tezin etrafında örgütlenmiş yapılardır. O da kısaca şudur: “AKP hükümeti ile Türkiye yeni bir döneme girmiştir. Bu yeni dönemde haklar, özürlükler ve erkler temelde Kürtler ve Türkler arasında paylaşılmaktadır. Aleviler ve diğer etnik gruplar mesela Romanlar ise duruma göre bu yeni dönemde tartışarak-çatışarak ya da bayağı bayağı uzlaşarak “pay” alıyorlar ya da payları veriliyor.  Ama Çerkes halkı nereden bakarsak bakalım bu hesaba katılmıyor. Yok sayılıyor. Öyleyse Ey Çerkes halkı! Gelin örgütlenelim ve kendi siyasetimizi kendimiz yapalım.”

Bizim temel tezimiz bu aslında, Basit. Ama tezin basit ve anlaşılır olması çözümün de basit olacağı anlamına gelmiyor. Çoğulcu Demokrasi Partisi kurulduğu günden bu yana bu tezi Çerkes halkına anlatmaya çalışıyor. Ve işte şimdi bu tezi anlatırken 2015 seçimleri geldi çattı. Biz yine aynı tezleri savunduk. AKP Çerkes halkını yok sayacak, sakın güvenmeyin bel bağlamayın umutlanmayın dedik. Ancak bir çok bölgeden bir çok Çerkes arkadaşımız umutlarını AKP'ye bağladılar. Seçimlerde AKP'den siyasete girmeye karar verdiler ve sonuç hüsran oldu.

Olabilir, insanlar kararlarında yanılabilirler, güvendikleri dağlara karlar da yağabilir. Ancak bu son yaşanan hayal kırıklıkları bile bile ve göre göre yaşanmıştır. En azından bizce öyledir. Ancak içlerinden bir türlü atamadıkları “umut”, bu dostlarımızın Türkiye'nin her yerinde akın akın, Çerkes halkını yok sayan AKP'nin kapısında sıraya geçmeye zorladı. Oysa AKP son 12 yıldır Çerkes halkına dönüp bakmamıştı bile. Şimdi AKP Türkiye Çerkeslerine “bir 4 yıl daha bekleyin bakalım” dedi. Dört yıl sonra işin başında doğan çocuklar 16 yaşında olacak ve Çerkes halkı hala AKP bize ne zaman bir milletvekilliği verecek diye bekliyor olacak.

Peki böyle mi olmak zorunda?

Hayır, elbette ki hayır. Biz bu partiyi böyle olmaması için kurduk.

Ama işte Çerkes halkı “zor” bir halk. Akın akın (sadece Bursa ve Kayseri'den 5'erden 10 aday adayı arkadaşımız vardı!) 12 yıldır dönüp kendisine bakmayan AKP'nin kapısına koşan birçok arkadaşımız lütfedip bir kere bile bakmadılar bizden yana. Daha acısı, ÇDP kurulduğundan bu güne kadar bizimle temas eden Çerkes kitlelerinin ya da STK'ların tavrı insanı yaralayacak kadar soğuktu ve “Hele bir endamınızı görek de bakarız” der gibiydiler. Tabii bunda ÇDP ile ilgili alenen yürütülen kara propagandaların da payı var. Bizim ne Amerikan ajanlığımız, ne PKK'lılığımız kalamadı çünkü. Birileri bu hareketi itibarsızlaştırmak için gereken ne kadar curuf varsa getirip başımızdan aşağı döküverdi. Öyle ki son Kayseri toplantısında Kayseri’den bir Çerkes'in “Yahu bu Kenan Kaplan da bizim gibi Adigeymiş!” demesini gülerek anlattı arkadaşlarımız. Ama işte kurban olduğum Allah, veriyor verdikçe.

Şimdi Çerkes halkı, AKP'nin ya da başka bir partinin kendilerini umursamadığını anladığına göre, bir manileri yoksa bundan sonra sık sık çaylarını içmeye gideceğiz.

Merhaba Hug!  Ya da Türkiye Çerkesleriyle Siyasete Merhaba.

Çorbasında dişe dokunur hiç bir şey olmayan Çerkes'in ev sahibine duyurarak kasesinde bulduğu tek darı tanesine “Merhaba Hug!” demesi gibi biz de işte şimdi Kayseri'de (ve tüm Türkiye'de) yok sayılan Çerkes halkıyla buluşmak için yollara düşeceğiz. Başta da dediğim gibi, kurban olduğum Allah veriyor verdikçe. Mesela: AKP, her yerde olduğu gibi Kayseri'de de sermayenin ve egemen üst sınıfların doğal müttefiki olduğundan, Kayseri'de merkezi değil çevreyi; sermayeyi değil iş gücünü; üst sınıfı değil alt sınıfları dolduran Çerkes halkının 5 aday adayından hiç birisi listelerde yer alamadı. Pardon bir kişi 9. sıradan yer aldı. Ama AKP'nin Kayseri’den 9 milletvekili çıkarması Çerkeslerin AKP listelerine girmeleri kadar zor bir durum. Ama işte umut fakirin ekmeği.

Kayseri'de, Bursa'da ve tüm ülkemizde 40 yaşın üstündeki Çerkes-erkekleri seçimlerini yaptılar ve yanıldılar. Bu yanılgının bir çöküntüye dönüşmemesi umutsuzluğa neden olmaması artık tamamen ÇDP'nin ve mesela Kayseri'de bağımsız adayımız Emine Sezgin hanımın elinde. Ve aslında bize Kayseri'de seçimi kazandıracak olan asıl dinamik kadınlar ve gençlerdir. İşte AKP iktidara geldiğinde çocuk olanlar bu seçimde oy kullanacaklar. Dile kolay, bu yavrular çocukluktan delikanlılığa geçene kadar yani tam 12 yıl boyunca AKP Kayseride Çerkeslere Sadık Yakut'u dayattı. Neredeyse mecliste oturduğu yerde çürüyecekti adam. Ama işte kurban olduğum Allah veriyor verdikçe. Artık o da yok. O Sadık Yakut'ki Uzunyayla'da Çerkes gençlerine yapılan silahlı saldırıdan sonra bize telefonda “-Ne yaralınıza, ne de ölünüze gelirim” diyen adamdır. Biz bunu unutmadık. Ama işte Pınarbaşında Çerkeslerin dışında yaşayan Avşarların da bir milletvekili adayları yok hiç bir yerde. Anlayacağınız Pınarbaşı’ndaki herkes son iki dönemdir AKP'yi belediye bazında Pınarbaşı'ndan kovmuş olmanın cezasını çekiyor şimdi. Kayseri'nin şımarık zengin egemenlerinin maçasını bu fakir Çerkesler ve Afşarlar bozdu. Karşılığında da cezalandırıldılar. Şimdi herkes esas yerini bulduğuna göre biz işimize bakalım.

İşi biten Uzunyayla’dan ve Pınarbaşı’ndan uzadığına göre biz vatanımıza, mezarlarımızın ve köylerimizin olduğu Uzunyayla’ya-Pınarbaşı’na  veKayseri Çerkesleri'ne sahip çıkalım artık. “Coğrafya kaderdir!” demiş pirimiz İbn-i Haldun. Öyleyse kaderimize razı olalım ve coğrafyamıza sahip çıkalım diyorum ben de. Bırakalım egemenler, sermayedarlar bilmem kaç dönem Uzunyayla’nın insanını sömürdükten sonra, Pınarbaşına tek çivi çakmadan arkalarına bile bakmadan Ankara’ya meclise kaçsınlar. Meclis’te bizden kurtulacaklarını sanan bu insanlara cevabımızı sandıkta verelim. Şu demokrasi neymiş, fakirin ve çevrenin derdine derman olacak mıymış görelim. Öyle son dakikaya kadar gizlenen liste oyunlarıyla insanlarımızı meleten bu insanlara, “Tamam bundan sonra siz hepiniz, biz tek!” diyelim.

Bu bir davadır, bu bir kaderdir, bu Uzunyayla’nın ayazında yanmış kavrulmuş bizim insanımızın onur ve haysiyet mücadelesidir. Bu mücadele insanlık tarihi kadar eskidir. Ne demiş ozan: “Demiri demire dövdürdüler, biri sıcak biri soğuktu, İnsanı insana kırdırdılar biri aç, biri toktu.”

Şimdi ey Çerkes halkı, ey Uzunyaylanın Çerkesleri, ey Pınarbaşının insanları ve Kayserinin emekçi çarıklıları (size çarıklılar dendiğini biliyorsunuz değil mi?) size merhaba diyoruz.

Artık bir oturup konuşsak.

Konuşup dertleşsek diyoruz.

Tam 12 yıl tok kapılarda dert anlatmak için sıra beklemekten bıkmadınız mı?

Yetmedi mi bu zillet?

Kaybedecek neyiniz kaldı, ahırınızdaki iki kara sığırdan başka?

Allah bereket versin, bu kış kar yağmasa harmana yine haliniz harap. Ama Allahın size verdiğini sizden ucuza alan bu düzene karşı bir ses verin artık. Biz yokuz bu oyunda, öyleyse oyumuzu size değil, içimizden çıkanlara vereceğiz deyin.

Size yeryüzü cenneti vaad etmiyoruz. Kimse kimseyi kandırmasın. Size onurunuzu ve yok sayılan kimliğinizi koruyacağımızı söylüyoruz. En son ne zaman içinizden bir milletvekili çıktı? 40 yıl öncemi? Bunun sadece 12 yılını AKP yedi.  Geri kalanını da başkaları yedi, faturayı siz ödediniz. ÇDP bir defalık bir heves değil. Gelin bir 40 yıl da siz bu egemenleri coğrafyanızdan meclise göndermeyin. Unutsunlar sizden oy almayı. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz deyin artık. Bakın o zaman nasıl akıyor musluğun başı size doğru. Uzunyayla'da Pınarbaşı’nda Kayseri’de her nerdeyseniz kendinize ve içinizden çıkan insanlara oy verin. Bu kısır döngüyü kırın artık.

Yıllar yılı başka partilerin peşinde gezmekten yorgun düşmediniz mi? Bir kere kendi partinize sahip olmanın anlamını tefrik ettiniz mi bir daha dönüp bakmayacaksınız başkalarına. Yeter ki bu ilk adımı atın bu seçimlerde. Öyledir, partili olmak, partiyi benimsemek zaman alır. Ama ÇDP tüm Türkiye Çerkesleriyle kucaklaştıkça, siz de kendinizi burada bulacaksınız. Ve başkalarından listelerde sıra vermeleri için rica minnet etmek yerine, kendi göbeğinizi kendiniz kesmeye başlayacaksınız. Bunu yapmak zorundayız. Yeni Türkiye'de kimse size sahip çıkmayacak. Hele Kayseri'nin egemenleri, sermayedarları asla sizi tutmayacak. Size destek olmayacak. Onlar parasına para, fabrikasına işci, gücüne güç katacaklar sadece.

12 yıl (şimdi 16 yıl oldu) boyunca AKP'nin kapısında sıra beklemek yerine Çerkes halkı kendi partisini kursaydı, derdini temsil edilmeyen diğer halklara anlatsaydı, ezilenlere emeğiyle yaşamaya çalışanlara sırtını yaslasaydı, biz bugün bu 7  Nisan liste hüsranını yaşamayacaktık.

Ama böyledir her gül başlangıçta goncadır. Küçüktür, büyütmek emek ister. Bu emeği vermekten şimdi de kaçınırsak Çoğulcu Demokrasi Partisi’ne şimdi rezerv koymadan “ama”lar sıralamadan destek olursak, bundan 12 yıl sonra çok daha güçlü olacağız. 12 yıl nedir ki, bakın gelip geçmiş bile. İnsan ömrü için belki biraz ama bir halkın ömrü için 12 yıl hiç bir şeydir.

Bu hikaye sadece Kayseri Çerkeslerinin hikayesi de değil. Bakın Düzce'de, Bursa'da, Samsun'da, İstanbul'da, Eskişehir’de, Ankara'da her yerde Çerkes halkı liste dışı. Olsun, egemenler bizi listelerine varsın almasın. Biz kendi listemizi kendimiz yazarız. Bugün 9 milletvekili adayıyla seçimlere giren partimiz yarın 80 adayla da girebilir. Yeter ki bu gül'e goncayken sahip çıkalım.

Merhaba ey Çerkes halkı, Merhaba ey Hug!

Yaşasın Çerkes halkı, yaşasın ÇDP.