• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi20
Bugün Toplam549
Toplam Ziyaret1062540
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Sayın Demirtaş, Oyumu Geri İstiyorum
08/11/2014

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bütün halkları kucaklayan, demokrat, özgürlükçü tavrınız nedeniyle oyumu size vermiştim. Ama bugün görüyorum ki, Türkiye’de halkların değil, Kürt Halkının değil, sadece savaş baronlarının etkisinde veya yönlendirmesindesiniz.

Bir buçuk yıldan fazla süren çatışmasızlığı, yağma çapul ve vandalizme teslim etmeye yöneldiniz. Yakıp yıkmanın adını direniş diye nitelendirdiniz ve kırk cana mal olan eylemler yerine kitleleri mitinglerle meydanlara toplasaydınız, hem kitleyi yönlendirmiş olurdunuz, hem de binlerce kişi ile tepkinizi ortaya koyardınız. Dünya da sizin haklı tepkinizin yükselen sesi olurdu.

6-7 Ekim vandalizminin programlayıcısı kimse, duvara toslamış vaziyette. Kitleleri sokağa dökerek hükümetin gözünü korkutmak isterken belki de kendilerini destekleyen esnafın dükkanı da zarar gördü. Öte yandan Kürdü Kürde kırdırdılar. Ölen kırka yakın Kürdün hesabını kim verecek?

İnsanın aklına “niyet üzüm yemek değil, bağcı dövmek” benzetmesi geliyor. Burada esas amaç barış sürecini sabote edip, sekteye uğratmak, hatta süreci bitirmek… Daha önceleri çatışmasızlık sürelerini taraflar çeşitli bahanelerle sekteye uğratmışlardır. Geçmişte taraflardan biri çatışmasızlığı bozma girişiminde bulununca karşı tarafın daha iştahlı olduğu görülmüştür.

Barış sürecine marjinal guruplarca müdahale girişimlerini daha erken bekliyordum. Aslında yol kesme. adam kaçırma gibi münferit hadiseler dışında Kürt gençlerini sokağa çekmek için yapılan en etkin girişim “Gezi” dir. Ancak Abdullah Öcalan’ın erken müdahalesi Kürt gençlerini sokaktan uzak tutmuş, oltaya ise Aleviler gelmiştir. Olayların gerçek dayak yiyen figüranları Aleviler olmuştur.

6-7 Ekim’de ise eylemlerin fitilini ateşleme öncülüğünü Selahattin Demirtaş yapmıştır. Araya hükümetin girmesi ile Öcalan’dan mesaj alan Demirtaş olayların bitirilmesini söylemişse de sokaklar hemen durulmamış eylemler devam etmiştir.

Bugün ise çözüm sürecinin ancak Öcalan veya hükümet tarafından bitirilebileceğini söyleyen Demirtaş, Kürt siyasi hareketinin sözcüsünün ve karar merciinin Abdullah Öcalan olduğunu beyanla hangi tarafta olduğunu da deklare etmiş oldu.

 

BİR DOSTUN KAYBI

Yine dalganı geçtin be dostum...

Beşgür Faruk, adaşım ve dostum her şeyle dalga geçtiğin gibi hayatla da dalganı geçtin ama dalganı geçemediğin tek şey ölüm oldu.

En ciddi konuları tartışırken dahi dudaklarında o müstehzi gülüş olurdu. Hiçbir şeye de değer vermezdin dostluktan başka.

Zaman zaman birbirimizden uzak olsak dahi bir yol bulur haberleşirdik. En uzak kaldığımız yıllar o orman idaresinden ayrılıp serbest çalıştığı ve Amerika’da kaldığı yıllar oldu.

70’li yıllarda bir taraftan uzattığım öğrencilik yılları ve İstanbul (Bağlarbaşı) Kafkas Kültür Derneğindeki faaliyetlerimiz, öte yanda devrimci küçük burjuva yaşamımız…

Bağlarbaşı Derneği’nde öne çıkan üç Faruk vardı: Beşgür Faruk, Cimok Faruk ve Özden Faruk; nam-ı diğer  Rahmi Tuna’nın bana taktığı lakapla Napolyon.

Kitap okumaları yaptığımız dönemlerde ya başlıklarına bakar ya da hiç kitabın yüzüne bakmazdı. Aslında okuma konusunda tembeldi. En ciddi yaptığı iş Perşembe akşamları Gırgır mizah dergisini alır, en ücra köşelerine kadar okurdu. Yapılan esprilerden yeni espriler türetirdi. Pırıl, pırıl zekasını en güzel esprilerinde gösterirdi.

Hiçbir şeyi ciddiye almazken, ölüm onu ciddiye aldı ve aramızdan ayrıldı.

Ruhun şad olsun dostum.



2935 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi