Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor?
02/10/2013
Demokratik açılım paketi Başbakan tarafından açıklandı. Doğrusu, paketten çıkanlar bir Çerkes olarak beni hiç şaşırtmadı. Beklediğim gibi, pakette Çerkeslerin adı sanı anılmıyordu. Başbakan paketi açıklamadan önce ve paketi açıklarken, “Bu paketin etnik, dini, tüm toplumsal kesimlerin demokratik taleplerini karşılayacağını” ifade ediyordu. Başbakana göre Türkiye’deki etnik azınlıklar KÜRTLER, ROMANLAR, SÜRYANİLERDEN ibaretti ve pakette de onları tatmin etmeye dönük adımlar atılıyordu. Yine Başbakana göre dini azınlıklar ise alevilerdi, Hıristiyanlardı, Musevilerdi ve pakette onlar da zikrediliyordu. Böylece AKP’nin ve devletin demokratikleşmeden ne anladığı, kimlerin varlığını kabul edip haklarını tanımayı taahhüt ettiği ortaya çıkıyordu. Kısacası Çerkesler azınlık olarak kabul edilmiyor, demokratik açılım paketinde yok sayılıyorlardı. Başbakanın ve devletin bu tavrı biz Çerkesler için hiç de yadırgatıcı olmamalıdır, zira cumhuriyet tarihinde ne zaman ulusalcı, Kemalist, Türkçü bir darbe veya darbe teşebbüsü olmuşsa Çerkesler hep ön saflarda olmuşlardır. Yine Çerkes sivil toplum örgütlenmeleri Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar hep ulusalcı, Kemalist, Türkçü yapılanmalara ve partilere destek vermişlerdir. Cumhuriyet tarihi boyunca dernek binalarına kapanmış, dilleri kültürleri kimlikleri adına meydanlara çıkamamış, hiçbir şey talep etmemişlerdir. Şimdi Çerkesler olarak çıkıp ta siyasi iktidarı, devleti, demokratik açılım paketini eleştirirsek sormazlar mı insana, “Kardeşim Türk’ten çok Türkçülük yapan sen değil miydin? Ulusalcı Kemalist vesayet düzenine canla başla payanda olan sen değil miydin? Türk etnik milliyetçiliğinin bozkurtları olmaya soyunan sen değil miydin?” diye. Hala ulusalcı kalkışmalarda Mustafa Kemal’in askeri olmaya namzet olanların, hala ulusalcı CHP’nin, İŞÇİ PARTİsinin,Türk milliyetçisi MHP’nin , TÜRKÇE MİSYONERLİĞİ YAPAN CEMAATLERİN tabanı olmaktan utanmayanların bu paketten şikayetçi olmaları dürüstçe bir yaklaşım mıdır? Evet, Başbakan’ın açıkça söylediği gibi bu pakette talebi olan her kesimle ilgili yeterli veya yetersiz bir açılım söz konusudur. Dili için, kimliği için, kültürü için silahlı mücadele de dahil olmak üzere her türlü yöntemi kullanarak mücadele eden Kürtler pakette yer alıyorlar. Demokratik yöntemlerle güçlü bir örgütlülüğe ulaşarak yüz binleri meydanlara doldurabildiği gibi DHKP-C gibi silahlı örgütlenmelere sahip olan aleviler de bu pakette yer alıyor. Avrupa birliğinin bastırmasıyla etnik azınlık olan Romanlar ve Süryaniler, dinsel azınlık olarak da Hıristiyanlar ve Museviler pakete ilave edildiler. Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor. İşte bu nedenledir ki Türkiye’nin demokratikleşme süreci TÜRK- KÜRT, ALEVİ- SÜNNİ ekseninde gelişiyor. Çerkesler olarak biz de bu süreçte yer alarak varlığımızı yaşatmak ve geleceğe taşımak istiyorsak, parametrelerimizi değiştirerek kendimizi yeniden konumlandırmalı, ulusalcı Kemalist prangalardan kurtulmalıyız. Halkımızı siyasallaştırarak kimliğinin sahibi haline getirmeli, meydanları doldurmalı, yüz binler halinde, dilimizi kültürümüzü kimliğimizi yaşatma ve geleceğe taşıma isteğimizi haykırmalıyız. Kendi dilimiz, kültürümüz ve kimliğimizle eşit yurttaşlar olarak yaşama irademizi ortaya koymalıyız. Her şeyden önemlisi de pakette muhatap alınanların yaptığı gibi siyasal örgütlenmemizi tamamlamalıyız. Bugün açıkça ortaya çıkmıştır ki, kimlik talebi olan Çerkes inisiyatiflerinin ve örgütlenmelerinin yaptığı mitingler, çalıştaylar, ve çalışmalar, kimliğimizin ve taleplerimizin kabul görmesi için yeterli olmamıştır. Talepleri kabul görenlerin bu süreç içinde izledikleri yol haritası biz Çerkesler için yol gösterici olacaktır. Demokratikleşme paketi bağlamında devlete ve siyasal iktidara Çerkesler adına bir uyarıda bulunmak gerekirse; bilmelidirler ki köprülerin altından çok suların aktı. Çerkes Halkı artık ulusalcı Kemalist vesayet düzeninin karşısında ve ileri demokrasiye sahip bir Türkiye’den yana... Yine bilmelidirler ki; Çerkesler varlığına sahip çıkmak için siyasal örgütlenmesini tamamlayacak, demokratik yöntemler kullanarak mücadelesini sürdürecektir. Ta ki, tüm talepleri karşılanana kadar. Etnik kimliğimizi ve taleplerimizi kabul ettirebilmemiz için, Çerkes Halkı olarak kamuoyunda oluşan şu algıyı değiştirmek zorundayız: Çerkesler Türklere çok sadıklardır, devlete çok bağlıdırlar (Tercümesi: “Çerkesler kendi kimliklerini inkar eder, kendilerini Türk kimliğiyle tanımlarlar”). Bir kere bu devlet Türk etnik unsurunun devleti değil, Türkiye halklarının devleti. Bizler de Türk değil Çerkesiz. Kendimizi de hiçbir şekilde Türk etnik kimliğiyle ifade etmiyoruz. Bizler Çerkes olarak Türkiye’yi, Türkiye halklarını seviyoruz. Bizler Çerkes olarak Türkiye’nin toprak bütünlüğünden yana tavır alıyoruz. Ancak bilinmelidir ki, bu sevgimiz bizi yok sayan ya da yok etmeye çalışanlarla mücadele etmemize mani değildir. İnanıyorum ki bundan sonraki paketlerde Çerkesler paketin odağında yer alacak, TÜRK-KÜRT, ALEVİ- SÜNNİ eksenli demokratikleşme sürecine eklemleneceklerdir. Zira Çerkes halkı geçmişin muhasebesini yapmış, gereken dersleri almış, geleceğin yol haritasını belirlemiştir. Gelecek günler Çerkes siyasal hareketinin ortaya çıkaracağı siyasal yapılanmalara gebedir. Ülkemiz ve halkımız için hayırlı olsun. VEREPSOV ADİĞAĞER! |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022 |
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır. |
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014 |
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır. |
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014 |
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin. |
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014 |
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor. |
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014 |
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır. |
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013 |
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur. |
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013 |
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır. |
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013 |
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır. |
Çerkesler Olarak Ömrümüz Hep Aynı Hatalara Düşerek mi Geçecek? - 19/06/2013 |
Tarihten ders almayan halkların tarih sahnesinden silinmesi kaçınılmazdır. Umarım Çerkes Halkı olarak yaşananlardan ders çıkarır, kendi senaryomuzu yazmayı başarabilir, kendi senaryomuzun aktörleri haline geliriz. |
Devamı |