• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi23
Bugün Toplam436
Toplam Ziyaret1062427
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
“Gezi”den Neden Demokrasi Çıkmaz?
19/07/2013

Geziden demokrasi çıkmaz derken, Gezi’deki talepler arasında “bireysel özgürlüklere” yönelik olanlar dışında demokratik bir talep görmedim; duymadım da.

Demokratik taleplerden kastım,

- Siyasi partiler kanunu

- Seçim kanunu

- Anayasa

- Anadilde eğitim, v.d.

“Atatürk’ün Askerleriyiz” deyip, 10. Yıl Marşı söyleyenlerin böyle talepleri olamazdı zaten. Bireysel özgürlükleri öne çıkartarak, toplumsal özgürlükleri yadsımak, bana biraz kafa karışıklığı gibi geliyor.

Yukarıda saydığım demokrasi ile ilgili talepler 3. boğaz köprüsünün isminden daha mı az önemli?

Ki, Yavuz Sultan Selim Mısırı fethettiğinde isyan etme riskleri yüksek diyerek binlerce Memluklu Çerkes’i katlettirmiştir. ”Gezi parkı” eylemcisi Çerkesler, 3. boğaz köprüsünün ismine karşı çıkarken başkalarına alet olacaklarına, kendileri de Yavuz’u “Memluklu Çerkesleri katleden” olarak nitelendirseler idi biraz daha gerçekçi olurlardı.

Hükümetin özel hayata müdahale maksadıyla kürtaj yasağı, içki yasağı, çocuk sayısını üç ve daha çok olarak yönlendirmesini müdahale olarak görenlere, çeşitli Avrupa ülkelerinin çocuk yapmayı özendiren uygulamalarına ne derler acaba?

Mesela, kürtajın yasak olduğu İrlanda ve Malta’da demokrasi yok mu?

Son yıllara kadar küçük çocuklar mahalle bakkalına içki ve sigara almaya gönderilirdi, acaba o yıllarda Türkiye daha mı özgürdü?

Gece saat 22.00’den sonra marketlerden, tekel bayilerinden içki satışı yasağı önce Kadıköy Belediyesince başlatıldı, kimin gıkı çıktı?  Çıkmadı. Çünkü Kadıköy Belediyesi CHP’li idi. Bu uygulama bütün Türkiye’ye yaygınlaştırılınca ise kıyamet koptu.

Geçenlerde gazetelerde okudum, Federal Almanya’da Köln Belediye Başkanı içki satışı ve sokaklarda içki içilmesinin kısıtlanması için eyalet meclisinden yasa çıkartılmasını istemiş. Şimdi Köln Belediye Başkanına da mı faşist mi diyeceğiz?

Gezi eylemcilerine kumanya dağıtan holding patronu mu daha ilerici ve antiemperyalist; yoksa AKP’ye oy veren Osmanbey’deki manav Hasan mı? Manav Hasan “Gezi” olayları nedeniyle dükkanını açamadı ve evine ekmek götüremedi.

Ben AKP savunuculuğu yapmıyorum. Öncelikli savunduğum ”Barış sürecidir”. Çünkü Türkiye’de demokrasinin anahtarı bence “Barış sürecidir”. Eğer ki “Barış süreci” sekteye uğrar da, Kürtler sokağa inerse, esas korkulan o zaman olur. Bütün korkum ondan ve “Gezi” eylemlerinin amaçlarından birisi de bu idi zaten.

***

AKP’nin vesayetçi sistemden kurtulmak için çaba sarf ettiğini biliyoruz. Ama hala toplantılarında Atatürk posterleri asmaktan kurtulamamıştır. Hatta bazıları bunu AKP’nin vesayetçileşmesi olarak nitelendiriyor. Ne zamanki Türkiye’de bütün meydanlardan ve okul bahçelerinden Atatürk büstleri ve heykelleri kalkarsa, işte o zaman Türkiye’ye demokrasinin geldiğini görürüz.

AKP vesayetçi sistemden kurtulamamış ancak geriletmiş ve TSK’yı kısmi olarak kontrol edebilir duruma gelmiştir.   

Hatırlarsınız Newroz’da Diyarbakır’da “Neden Türk Bayrağı yoktu?” diye eleştirenlerden birisi de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dü. Halbuki ay yıldızlı bayrak Türk Bayrağı değil, Türkiye Cumhuriyeti Bayrağıdır. “Türk Bayrağı”, “Türk Devleti” gibi söylemler ulus-devlet ideolojisinin tezahürüdür. Bizler dahi zaman zaman bu deyimleri kullanırız. Tayyip Erdoğan’da bazen ulusalcı veya milliyetçi söylemlerle, bazen ulus-devlet ideolojisi etkisi ile bu tabirleri kullanmaktadır. Bilerek, milliyetçi seçmenin nabzını tutmak için kasıtlı olarak kullanır. Bazen de ulusalcı vesayetçi söylemlerin bilinç altına yansıması ile kullandığını görürüz. Benim için Sayın Erdoğan’ın, “Dini milliyetçiliğe de, etnik milliyetçiliğe de, bölgesel milliyetçiliğe karşıyız” söylemi belirleyici olmaktadır.

“Gezi” eylemcileri ulusalcılara alet olan marjinal guruplardır demek AKP’li olmak ise, AKP’den demokratik bir siyasi partiler yasası, demokratik bir anayasa veya anadilde eğitimi istemek hangi siyasi gurup veya siyasi partiye mensubiyetin işaretidir?

20 yy başlarında, sosyal demokratların iktidara seçimle gelebileceğini, sosyalizmin evrimle kurulabileceğini savunan Kautsky’nin Alman Sosyal Demokrat Partisi -bir ara kesintiye uğradı ise de- halen ayakta; ona hain ve dönek diyen Lenin’in ihtilalle kurduğu Sovyetler Birliği’nin yerinde ise yeller esmektedir.

Kendilerini Y Kuşağı olarak niteleyen “Gezi” eylemcileri bireysel özgürlük isterken, kendi taleplerinin toplumsal taleplerin önüne geçmesi gerektiği savında bulunmazlar her halde.



3283 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi