Dünyada olan herşey birbirini etkiler.

Amazon Ormanları’nda sallanan bir ağacın yaprağı da, kutuplarda hiçkimseye zararı olmadan salına salına yürüyen penguenler de,

Afrika’da ulu bir ağacın tepesinde karnını doyurmaya çalışan bir tırtıl da,

Esen rüzgarlar, uçuşan tohumlar, dalgalanan denizler de,

Arabanın egzozundan çıkan duman da,

Kirlenen denizler,

Dünyayı kaplayan beton,

Aldığımız oksijen, verdiğimiz karbondioksit,

Ağacın aldığı karbondioksit, verdiği oksijen... dünyada olan herşey birbirini etkiler ve birbirinden etkilenir.

***

Doğa olaylarında yaşanan bu etkileşim, toplumsal olaylarda çok daha  fazlasıyla yaşanmaktadır.

İletişimin ve görüntü aktarabilmenin bu kadar hızlanması dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir.

Artık, Tahrir Meydanı’nı da, Adeviyye Meydanı’nı da, Taksim Meydanı’nı da, Sao Paula Meydanı’nı da saniyesi saniyesine izleyebilmekteyiz.

Kırkbeş günü geride bırakmış olan Taksim Gezi Parkı olayları Türkiye’yi derinden etkilerken, dünyanın da ilgisini çekmektedir. Ancak Gezi Parkı eylemlerinin yarattığı etkinin anlamı, eski Türkiye’yi temsil eden hükümet ve muhalefet tarafından anlaşılabilmiş değildir. Fakat devlet aklının yaşanan bu süreçten gerekli dersi çıkardığını ummak istiyoruz.

***

Bütün Türkiyeyi derinden etkileyen Gezi Parkı olaylarının Çerkesler’i de etkilememesi düşünülemezdi. Bazı Çerkes grupları Taksim Gezi olaylarına tam destek verirken, bazıları da karşısında yer aldı. ÇHİ Taksim Gezi Parkı olaylarını yakından izlerken kurumsal destek vermedi. Türkiye’nin en önemli meselesi olan etnik sorununun çözümü için yürütülen barış sürecinin önüne geçme ve süreci öteleme tehlikesi yaratmaması için süreci izlemekle yetindi.

Tıpkı Kürt siyasi hareketinin izlediği tutum gibi...

Ancak Özgür Çerkes sitesi yazarları bu süreci farklı cephelerden değerlendirdi. Bazı yazarlarımız gezi olaylarının ucunun darbeye kadar uzanabileceğini savundular. AKP Hükümetinin gidip, yerine gelecek CHP-MHP koalisyonunun bu günleri çok aratacağını savundular. Doğrusu haklılık payları da yüksektir.

Ancak, barış süreci zarar görmesin diye, devletin yaptığı yanlışlıkları görmezden gelmek de mümkün değildi. Bir süreç hem desteklenip, hem de eleştirilebilirdi. Gezi Parkı olaylarına katılıp destek veren arkadaşlarımız bu olayların ülkenin demokrasisine ve çoğulculuğuna katkı sunduğunu ileri sürmektedirler ve onların da haklılık payları yüksektir.

Bazıları diyebilir ki, bir siyasi hareketi oluşturan yazarlar nasıl böyle farklı düşünebilirler?

Neden düşünemesinler.

Bu durum siyasi hareketimizin başlarken ortaya koyduğu özgürlükçü tavırla son derece uyumludur.

Çünkü ÇHİ özgürlüklerden yanadır.

Düşünce özgürlüğüne saygılıdır.

İnanaç özgürlüğüne saygılıdır.

Gücünü de özgürlüklere olan bu saygısından almaktadır.

Özgür Çerkes yazarlarının düşüncelerini ifade ettikleri yazıları, virgülüne dokunulmadan yayınlanmaktadır. Bu özgür platform, Çerkes halkının gerçek mücadele örgütlülüğünü yaratacaktır.

Hiç bir siyasi hareket karşıtlık ya da yandaşlık üzerinden var olamaz.

Hiç endişe edilmesin, özgür düşüncelerin çarpışmasından, yeni ve özgün eylemlilikler ortaya çıkacaktır.