Hakan Şükür “Ben Türk değilim;Arnavut’um” dedi ya; sosyal medyada  bazı hasta ruhlu insanların ırkçılık damarları kabarıverdi. Birileri bu açıklamayı hiç kabullenemedi. Hakan Şükür, hangi soydan geldiğini açıklamakla meğer ne kadar büyük kabahat işlemiş. Neredeyse onu vatan haini ilan edeceklerdi. Halbuki İstiklal Marşı’mızın şairi de “Safahat” kitabında Arnavut olduğundan bahsediyor.

 Bizler “Aslını inkar eden haramzadedir” sözleriyle yetiştik. İnsanları soyunu inkar etmeye neden zorluyorsunuz? Soyunu açıklayanlara neden tepki gösteriyorsunuz?  Lütfen bu kadar dar düşünmeyin. Biraz geniş olun, saygılı olun. Almanya’da, İsveç’te, Amerika’da yaşayan bir Türk, “Ben Alman vatandaşı Türk’üm”, “Ben İsveç vatandaşı bir Türk’üm”, “Ben Amerikan vatandaşı bir Türk’üm” diyemiyor mu?

Aynı zihniyetteki insanlar, ”Dünyanın neresinde olursa olsun her Türk göğsünü gere gere Türk’üm diyebilmeli, asla Türklüğünü unutmamalı” demiyor mu?

 Bu söze benim hiç itirazım olamaz, ama aynı kişiler bir Arnavut’tan, bir  Çerkes’ten, “Türkiye’de yaşıyorsanız kendi soyunuzu unutmalısınız, kimliğinizi inkar etmelisiniz” anlamına gelen imalı sözler sarf etmekten çekinmiyorlar.

Bu hasta ruhlular, bir zamanlar  sanki büyük bir lütufmuş gibi, “Daha ne istiyorsunuz dilinizi evinizde, tarlanızda konuşmanızı engelleyen mi var?” diyorlardı. Arkadaşlar lütfen empati yapın. Sizlere yapılmasını istemediğiniz bir şeyi siz de bir başkalarına yapmayın.

Esasında ırkçıların en büyük özelliği, başka ülkelerde yaşayan kendi  soyundan olanlara her türlü hakkın verilmesini isterken, kendi ülkesinde farklı dil konuşanlara bu hakkı vermek istemezler. Kültürel hak isteyenleri hemen  bölücülükle, azınlık milliyetçiliğiyle suçlarlar.

İnsan dinini her an değiştirebilir ama soyunu istese de değiştiremez ki. Bizler Çinli, Alman, Arap olarak da dünyaya gelebilirdik. İnsan Türk’se Türk, Arap’sa Arap’tır.

Zaman zaman  ”Çerkesler iyi, güzel, has da bir de Türklüğü kabul etseniz”  sözleriyle karşılaşmayan Çerkes yoktur sanırım.

Bir zamanlar Kürtler dağ Türkü’dür. Gürcüler de özbe öz Türk’tür. Çerkesler Kıpçak Türk’üdür. Arnavutlar, Boşnaklar Balkan Türkü’dür. Hatta Hititler, Sümerler bile Türk’tür” sözlerini duymayanımız yok gibidir. Artık bu düşünceleri savunanların sayısı bir hayli azaldı.

İmparatorluk bakiyesi olan bir memlekette farklı soylardan insanların bulunması kadar doğal bir şey olamaz. Bu ülkede yaşayan; farklı soylardan gelenlere aba altından sopa göstererek, korkutarak, psikolojik baskı yapmak insanımızın arasına düşmanlık tohumları ekmekten başka bir işe yarar mı?

İnsanların soylarını, kimliklerini açıklamasına tahammül edemeyenlerin azınlıkta olması ise sevindiricidir. Bu arada sağduyu sahibi ve çoğunlukta olan Türklere de teşekkürü borç bilirim. Türklerin, Anadolu’da Türkçe’den başka dillerle konuşulmasından rahatsız oldukları duyulmamıştır. Böyle sıkıntılar halklar arasında değil de, bazı dönemler yönetimlerden kaynaklanmış olabilir.

Türklük kadar diğer soylar da şereflidir. Sen Türk olmaktan nasıl gurur duyuyorsan, öteki de aynı şekilde kendi soyundan gurur duyamaz mı? Üstelik en sevilmeyen, aşağılanan topluluklar bile soylarından rahatsızlık duymazlar.

Aslında PKK yanlısı Kürtlerin dışında, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına  zarar verecek Müslüman etnik topluluk olduğuna ben rastlamış değilim. Onun için, “Efendim kültürel hakları verirsek, yarın da falancalar filancalar ülkeyi bölmek ister!” şeklinde saçma düşünceler ileri sürmek  komiklikten ziyade cahilliğin ve art niyetliliğin bir göstergesidir.

Todor Jivkov Bulgaristan’daki Türkler’i Bulgarlaştırmak isteyince hepimiz ne kadar üzülmüştük. Tabii ki o bayağı aşırıya kaçmıştı.

Artık dünyada Alman, İsveç, Yunan veya İran vs. vatandaşı olup da Türk olduğunu söylemekten korkan,çekinen var mı acaba? O ülkelerde zaman zaman sıkıntılar olmuşsa da isteyen herkes kendi dilini öğrenme hürriyetine sahiptir. İnsanoğlu paylaşımın adil olduğu ve özgür yaşayabildiği  ülkeye daha çok bağlanır. Hemen hemen herkesin Avrupa’da yaşayan bir tanıdığı vardır. “Benim Almanya’da, İsviçre’de, İsveç’te hakkımı yediler” diyen bir Türk’e rastladınız mı? Avrupalı vatandaşlarımız emekli oluyorlar, mal- mülk sahibi oluyorlar yine de vatanlarına dönmek istemiyorlar.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne en çok başvuruyla Rusya’nın ardından ikinciliği kimseye kaptırmıyoruz. İsveç’in başvuru sayısı ise sıfırdır. Asıl bunları sorgulamalıyız.

Farklılıklar kadar, farklılıklara tahammül etmek de güzeldir. Bu toprağın her rengine, her desenine, konuşulan her dile saygılı olarak; Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkes’iyle Türk vatandaşı olarak kardeşçe yaşamak ülkemizi uluslararası arenada daha saygın ve güçlü yapmaz mı?             

Türkiye’yi bölmek isteyenlere hep birlikte karşı çıkalım. Ama herkesi Türk yapacağım derseniz insan haklarına, dünyanın gidişatına aykırı hareket etmiş olursunuz. Buna asimilasyon denir. Asimilasyon da başbakanımızın dediği gibi insanlık suçudur

Önemli olan, bu vatanın eşit bireyleri olarak, bu ülkenin toprak bütünlüğüne bağlı kalarak ,barış içinde özgürce yaşayabilmektir. Hürriyetin, eşitliğin, adaletin ve insanlığın da  gereği budur.