• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam260
Toplam Ziyaret1061573
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
‘Çünkü Bizim Muhatabımız Karadeniz Değil, Rusya’dır’
03/02/2013

1951 ve 1952’de İstanbul’da kurulan Kafkas derneklerindenin ardından, 1961 yılında Türkiye’deki üçüncü dernek olarak kuruldu Ankara Çerkes Derneği.

Üçüncü dernek olarak kuruldu ama birçok ilke imza atanda o oldu hep. Tıpkı 21 Ocak 2013’te yayınladığı bildiride kurduğu cümlede olduğu gibi: "Çünkü bizim muhatabımız Karadeniz değil, Rusya’dır."

Böylece sürekli korkutulan, narkozlanan, bin bir yalanla önü kesilen Çerkes Halkı’nın önünü açma konusunda öncü bir işlev üstlenmiş oldu Ankara Çerkes Derneği.

Rahmetli İzzet Aydemir, Ankara’da da bir dernek kurulması gerektiğini düşünüyordu. 1960’ın başında, zamanın thamate geçinen büyüklerine dernek kurma konusunda müracaatlarda bulundu. Ama thamate geçinen büyükler dernek kurma girişimini savsaklayıp, sumen altı ettiler.
Bunun üzerine İzzet Aydemir hazırladığı tüzüğü ve kurucu listesini, içişleri bakanlığına vererek Ankara Kuzey Kafkas Kültür Derneği’nin kurucu başkanı oldu. İzzet Aydemir bir küçük memur ve Çerkeslik faaliyetleri nedeniyle devlet tarafından mimlenmiş biriydi. Bu meseleler devletin güvenmeyeceği kimselere bırakılamazdı. Sonra elde ettikleri bürokratik
ve ekonomik çıkarlarına bir zarar geliverirdi maazallah. Hemen Ankara Kuzey Kafkas Kültür Derneği usta bir manevrayla İzzet Aydemir’in elinden alınıverdi malum zevat tarafından.

İzzet Aydemir 1964 yılında "Kafkasya Kültürel Dergi"yi çıkarmaya başladı. Aradan üç dört sene geçmiş olmasına rağmen malum zevat, İzzet Aydemir’in yayımladığı "Kafkasya Kültürel Dergi" ve kitapları kendi kurduğu derneğe sokmayacaktı.

Ama İzzet Aydemir'in başlattığı yayın geleneği Ankara’da hep devam edecekti. "Kafkasya Kültürel Dergi" kapanırken, peşinden "Yamçı", onun ardından "Nartların Sesi" geldi. 12 Eylülden sonra "Kafdağı" ve "Marje" ile devam eden yayın organı geleneğini "Nart" dergisi ile devam ettiriyor Ankara’nın fedakar ve yürekli kadroları.

Soykırımın 125. yılı anma etkinliğini düzenleyen Ankara Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Çerkeslerin göç olarak tanımladıkları büyük felaketi, zorunlu sürgün olarak tanımlayarak Çerkeslerin yanlış oluşturulmuş paradigmasını yerle bir etti. Tartışma peşinden devam ederek soykırıma ulaşacaktı.

Yine Çerkeslerin birlikte hareket edebilme çalışmaları hep Ankara merkezli olarak yürüdü diasporada. Kaf-Der oluşumunun dik ve onurlu duruşuna karşı Konsey oluşumu ortaya sürüldü. “Önemli(!) ve büyük(!) adamlar Konsey’de, Kaf-Der ise önemsiz…” görüntüsü verilerek Çerkes Hareketi itibarsızlaştırılmak isteniyordu.

1989 yılında İnsan Hakları Haftası’nda yaptığım konuşma metninin Kafdağı Dergisi’nde yayınlanması dolayısıyla Ankara DGM’de yargılanmamız nedeniyle Ankara Kuzey Kuzey Kafkas Kültür Derneği Başkanı Sayın Aslan Arı’nın gerçek Çerkes duruşunu unutmam asla mümkün değildir.

Çerkes Halkı içerisinde uç veren, bürokratik ve ekonomik çıkarlar elde etmiş olanlar birbirinin kopyası gibidirler. Türkiye’de Türkçü, Rusya’da Rusçu, Arap yarımadasında Arapçı’dırlar. Ama Çerkes Halkının uyanışını önleme konusunda uluslararası bir dayanışma içerisindedirler.

1993 yılından itibaren Çerkesler Kefken’e gitmeye başlamışlardı. Orada bir sürgün anıtı oluşturmayı düşünüyorlardı. Ama malum zevat buna karşı çıkıyordu. Fakat Kefken’de bir gelenek oluşmaya başlayınca hemen buna el atıp içini boşaltma yoluna gidiyorlardı.

Demokratik Çerkes Platformu’nun Kızkulesi’nin karşısından denize karanfil atıp, gazetelere ilan vermesine de karşı çıkıyordu bu işbirlikçi malum zevat.

Soykırım sözünü telaffuz etmeme, fail Rusya’nın karşısına çıkmama ve çıkanların önünü kesme konusunda çok ince taktikler uyguluyor işbirlikçi zihniyet. Ama buna gücü yetmiyor ve yetmeyecek.

Taksim’den yükselen soykırım muhalefetinin içini boşaltmak için İstanbul Beşiktaş’a geldi malum zihniyet ama çabasının beyhude olduğunu görmüş olacak ki, bu yıl 21 Mayıs’ta Samsun’da toplayacak bağlılarını.
Ama bu bardağı taşıran son damla oldu. Kiracısı olduğu ve alt katında bulunan derneği bile ikna edemeyen Kaf-Fed yönetimi gereksizliğini ve Çerkes halkının temsilcisi olamadığını deklare etmiştir. Kaf-Fed Samsun’a bir Allahın kulunu bile götürmeyi başaramayacaktır.

Çerkes Halkı, enerjisini toprağa vererek zayi edenlerin peşinden değil, soykırımı uygulayan Rusya’nın karşısına dikilip yiğitçe haykıranların peşinden gidecektir!

21 Ocak 2013 tarihinde yayınladığı bildiride, "Çünkü bizim muhatabımız Karadeniz değil, Rusyadır." diyerek onurlu bir duruş sergileyen Ankara Çerkes Derneği’ni selamlıyoruz!



4015 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi