• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam300
Toplam Ziyaret1061613
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Nefret Söylemi Değil de, Aşk Söylemi mi Geliştirelim!
07/01/2013

Psikolojik savaş, hedef kitlenin duygu, düşünce ve davranışlarını kendi amaçları doğrultusunda etkilemek ve değiştirmek amacıyla yapılan planlı ve sistemli propagandadır.

Psikolojik savaş teknikleri, yıllardır Çerkesler üzerinde düzenli ve sistemli bir biçimde uygulanmaktadır.

Bu yazımızda, Çerkes toplumunda geliştirilen bazı kavramların son tahlilde nasıl Rusya yanlısı bir propagandaya dönüştüğünü ve psikolojik savaş aracı haline geldiğini göstereceğiz.

***

Bu kavramlardan bir tanesi bizi yıllardır oyalayan "dönüş" tezidir.
1970’li yılların başından itibaren Kamçı, Yamçı ve Nartların Sesi dergileriyle desteklenen dönüş tezi bir taşla bir-kaç kuş vurmuştur.

1970’li yıllar Sovyetler Birliği’nin hızla çürüdüğü, çöküşe doğru gittiği yıllardır. Bu yıllarda onlarca Sovyet sporcu ve sanatçı batı başkentlerinde sığınma taleplerinde bulunmakta, bu durum da Rusya’nın başını ağrıtmaktadır. Berlin duvarından binlerce kişi batıya kaçarken, Doğu Bloku’na birilerini kaçırmak mümkün olmamaktaydı.

İşte böylesi bir iklimde, Çerkeslerin “Rusya’da bulunan anavatanımıza dönmek istiyoruz” söylemi, Rusya için iyi bir propaganda malzemesi oluşturuyordu. Rusya’da Çerkeslere sağlanmış özel bir ayrıcalık yoktu.

Bütün halklara sağlanan kültürel ve idari haklar Çerkeslere de verilmişti sadece.  Bu bile Çerkes halkı için bir nimetti ama asla yeterli değildi. Rusya elindeki bir avuç Çerkesin suyunu istediği zaman çıkarabileceğini iyi biliyordu. Ama anavatandan sürüp soykırıma uğrattığı Çerkeslerin bir gün siyasallaşıp karşısına dikilmesi ihtimaline karşı hep teyakkuz halindeydi. Bundan dolayı Rusya’nın eli ve nefesi hep Çerkes Kurumları ve örgütlenmeleri içinde oldu.

"Dilimiz de, kültürümüz de anavatanımızda yaşıyor”, “Anavatanımız kollarını açmış bizi bekliyor”, “Bizim Türkiye’den bir talebimiz yok, sadece anavatanımıza dönmek istiyoruz"… söylemlerini yıllar yılı dinledik. Bu söylemleri dile getirenler daha demokratik bir diaspora ve diasporada Çerkes Kimliği mücadelesine Çerkeslerin katılmasını engellediler. 40 yıllık bir süreçte anavatana dönebilen Çerkes sayısı bin civarında. Anavatana gidip de orada bir vatan kurabilir miyim diyen insanların sayısı onbinler civarındadır. Gidenler anavatanın kucak açıp da kendilerini beklemediğinin farkına vardılar. Gidenler rahat bırakılsalardı bir vatan oluşturabilirlerdi.

Çerkessiz bir Çerkesya isteyen Rusya, Çerkeslerin anavatanlarına yerleşmesine müsade etmiyor, engeller çıkarıyordu. Bazı görevli Çerkes Rusya memurları bu gerçekleri gizleyip, Çerkes halkına yalan söylüyordu.
Rusya dönüşçülere hoşgörülü davranıyormuş rolü ile kendi lehine propaganda yaparken, Çerkeslerin yaşadıkları ülkelerde  demokratik talepler dile getirmelerini ve siyasi Çerkes kimliği kazanmalarını engellemiş oluyordu.

Anavatan kollarını açmış bizi bekliyor olsaydı, bugün kimse Suriye Çerkesleri için Rusya Konsoloslukları ve Büyükelçiliği önünde gösteriler yapıyor olmazdı.

Rusya’nın şu anda en rahatsız olduğu mesele siyasallaşan Çerkes hareketidir. Siyasallaşan Çerkes hareketine karşı bütün ince teknikleriyle bir psikolojik savaş yürütülmektedir. Bu konuda engin tecrübesi olan Rusya, ipleri kendi elinde olan sayısız kukla memurcuk kullanmaktadır. Kuklaların ipini takip edin, kaynağa ulaşacaksınız.

***

Psikolojik savaşta en etkili yöntem mücadele edenleri itibarsızlaştırma, tehdit etme, yalnızlaştırma, marjinalleştirme yönünde bir kuşatma harekatı yürütmektir. Son iki yıllık süreçte ÇHİ bu psikolojik savaş tekniklerinin binlercesi ile karşılaşmış ama hepsini boşa çıkarmıştır. Tam tersine, bu teknikleri uygulayanların vücut kimyalarını bozmuş ve bozmaya devam etmektedir.

Bu kukla memurcuklar şimdi "Nefret söylemi geliştirmeyelim", "Kin ve nefret kusmayalım" argümanları geliştirerek hareketi yumuşatmaya, içini boşaltarak etkisizleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu söyledikleri kendi düşünceleri değil tabii ki, onların büyük ağabeyleri öyle istiyor.
ÇHİ her ayın 21’inde, saat 21’de Rusya Konsolosluğu önüne gidiyor.

"Çerkesya Rus toprağı olmayacak!"

"Soykırımın hesabı sorulacak!"

"Rusya Kafkasya’dan defol!"

"Yaşasın Çerkeslerin direnişi!"

"Yaşasın Halkların kardeşliği!"

"Soykırım yapanlar olimpiyat yapamaz!"

"Çerkesler Soçi’ye dur diyecek!"… sloganlarıyla soykırımcı Rusya’nın suçlarını bütün netliğiyle yüzüne haykırıyor ve adalet talep ediyor. Suçluya suçunu söylemek ve adalet talep etmek ne zamandan beri kin ve nefret söylemi oldu?

Bu söylemleri birilerinden duyup, anlamadan tekrarlayanlara bir sözümüz yok. Ama bunu ihanet çizgisine vardırarak devam ettirenlerle görülecek hesabımız var.

Dünyada belli başlı diasporaların yürüttüğü siyasetleri biraz inceleyince, bu kuklaların ortaya saldığı söylemlerle mücadele yürütülemeyeceği hemen anlaşılır.

***

Ermeniler 1915 soykırımından sekiz yıl sonra soykırım kararını veren İttihat ve Terakki’nin en önemli iki adamı Talat ve Cemal Paşa’yı vurdular. Soykırımın üzerinden 70 yıl geçtikten sonra Türk diplomatlarına suikastlar düzenleyerek Ermeni Soykırımı’nı bütün dünyaya duyurdular. Türkiye ile dişe diş bir mücadele sürdürerek Ermeni Soykırımı’nı dünyanın elli ülkesinin parlamentosundan geçirdiler. Dünyanın her yanındaki Ermeni diasporası, Türkiye karşıtlığı ve Türkiye’ye beslenen hınçla ayakta durmaktadır.

Yahudi diasporası, İsrail’in uyguladığı tüm haksızlıklara rağmen, Arap ve Filistin Karşıtı bir söylemle ayakta durmaktadır.

Filistin Diasporası geliştirdiği hınç ve intikam söylemiyle ayakta duruyor.

Kürt diasporasının Avrupa’daki yayınlarını izleyenler nasıl bir dil kullanıldığını bilirler.

Dünyanın belli başlı diasporalarının söylemleri ve eylemleri ortada duruyor. Çerkes diasporası değil eylem yapmak, hatta söylem geliştirmek; sıcak salonlarından çıkmaya korkuyorlar. Biraz keskin söylemler geliştirenlere karşı harekete geçip, hemen enterne ediyorlar. Yani Ruslara yapacak iş bırakmıyorlar.

Ancak siyasallaşan Çerkes Hareketi, taleplerini haklı olmanın verdiği sertlikte, netlikte ve emir kipinde dile getirmeye devam edecektir.

Rusya’ya karşı sevgi ve aşk söylemi geliştirenlere duyurulur!



4524 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi