• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam252
Toplam Ziyaret1061565
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Kafkas Kardeşliğine En Fazla İhtiyacı Olan Halk Adığelerdir!
27/10/2012

  Kafkasya coğrafyasının en mazlum, en bitkin, en dağınık ve tüketilmeye en yakın halkı Adığelerdir.

Giriştikleri anavatan savunması sonrası uğradıkları soykırım ve sürgün travmasını atlatamamış ve ortaya ulusal bir proje koyamamışlardır.

Oysa Kafkasya coğrafyasında yaşayan bir çok halk, Sovyetler Birliğinin dağılmasından kazanımlar elde etmişlerdir. Gürcistan, Abhazya ve Osetya birer bağımsız devlet projesi ortaya çıkardılar. Çeçenistan’ın ortaya  koyduğu bağımsız devlet projesi hayata geçmemiş olsa da, Ruslardan arındırılmış bir vatan ortaya çıkartmıştır. Dağıstan ise hızla artan nüfusuyla bir varlık potansiyelidir.

Adığelerin tamamına yakınına ise diasporik bir halk olmak düştü. Kapitalist üretim ilişkilerinin ulaşmadığı bir coğrafyadan sürülen Adığelerin modern dünyaya uygun bir milliyetçilik tanımları ve bilinçleri de yoktu. Adığeliği bir yaşam biçimi olarak algılıyorlardı.

Osmanlı Coğrafyasında o zamanki siyaseti yönetenlerin istekleri doğrultusunda mümkün olduğunca birbirinden uzak mesafelere yerleştirildiler. Osmanlının çöküş dönemindeki bütün savaşların içinde oldular. En iyi bildikleri iş olan  askerlik sayesinde Osmanlının askeri bürokrasisi içerisinde hızla yükseldiler. Osmanlı askeri bürokrasisindeki bu yükseliş, bugün de kendini devletin sahibi gören psikolojinin nedenidir.

***

Büyük sürgünden 44 yıl sonra, 1908 yılında ilk  örgütlenmelerini oluşturdular. Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti çok sayıda üst rütbeli asker, siyasetçi ve bilim adamı ağılıklıydı. Yönetimi oluşturan paşalar nedeniyle adeta Osmanlı Genelkurmayı gibi görünüyordu.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti çok önemli görevler yerine getirmiştir. Öncelikle halkının eğitimine önem verdi. Hazırlattığı alfabeleri, kitapları ve öğretmenleri anavatana göndererek okullar açtırdı. Osmanlı Devletinde yaşayan Çerkeslerin eğitim sorunlarının çözümü için, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyetine, Beşiktaş’taki Çerkes Numune Mektebini kurdurdu.

1911 yılında Anavatanın bağımsızlığı ve siyasetini oluşturmak üzere "Şimali Kafkas Cemiyet" (Kuzey Kafkas Derneği) kurduruldu Çerkes Teavün Cemiyeti’nce. Bu cemiyet anavatanın bağımsızlık siyasetini oluşturmaya çalışıyor ve anavatandan gelen delegasyonlara rehberlik ve danışmanlık yapıyordu. Anavatanın bağımsızlığı için savaşmaya subay ve askerler gönderiyorlardı. Bu cemiyeti kuranlar vatanları için bedel ödemeyi, ölmeyi ve savaşmayı göze alabilecek bilinçte ve yiğitlikteydiler.

Bu cemiyeti kuranlar Kuzey Kafkasyalıların bir ağacın dalları olduğunu ve birbirinin kardeşi olduğunu kabul ettiler. Ayrıca büyük sürgünün üzerinde 40 yıl geçmişti. Bilgiler son derece taze ve anılar sıcaktı. Anavatanda ise Çerkes yok denecek kadar azalmıştı. Bu kadar az insanla bir vatan kurulması mümkün değildi. Bunun için Kafkas kardeşliğine ve dayanışmasına ihtiyaç vardı.

Şimali Kafkas Cemiyeti o zaman Rusların müttefiki olan İngilizlerce Rusların baskı ve istekleri doğrultusunda kapatıldı. Kafkas kardeşliği Rusları bugün olduğu gibi, yüzyıl önce de son derece rahatsız ediyordu.

Kafkas kardeşliği sayesinde 11 Mayıs 1918’de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti kurulabilmişti.

Abhazya bugün bağımsız bir devlet ise bunu Kafkas kardeşliğine borçludur.

Çeçenistan savaşı sırasında organize edilen yardımların büyük bir bölümü Kafkas kardeşliği sayesinde  başarılabilmiştir.

Kafkas kardeşliği konusunda 2009 yılının sonuna kadar hiçbir sorun yaşanmadı. 25 Ağustos 2008 yılında Rusya Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı. Abhazya ve G. Osetya Rusya tarafından dizayn edildikten sonra sıra diasporalarına geldi. Bunun için Abhazya tarafından Abhaz-Fed oluşturulurken, aynı dönemde Cherkessia-net sitesi kuruluyordu.

Yaşadığımız bu üç yıllık süreç, Kuzey Kafkasyalı kardeşler açısından kötü bir dönem oldu. Kardeşliğe yakışmayacak laflar edilip, işler yapıldı. Adığelerin yapmak isteyip de diğer Kafkas halklarının mani olduğuı hiçbir ciddi proje olmadığı halde, sanki büyük çelişkiler yaşanıyormuş havası pompalanarak insanlar provoke edilmeye çalışıldı.

Ama halklarımız bu söylemlere yüz vermedi ve kardeşlik bağlarımız artarak devam ediyor.

***

Yazımızın başında da belirtmiştik. Kafkasya Coğrafyasının en mazlum halkı Adığelerdir. Adığelerin dağınıklığını önleyecek, Adığelerin ulusal çıkarlarını önceleyecek samimi bir siyasi yapılanmaya şiddetle ihtiyaç vardır. Ama bu hareketin söylemleri, diğer Kuzey Kafkasyalı halklara nefret söylemi değil, sevgi ve kardeşlik içermelidir. Bugüne kadar diasporada ve anavatanda diğer kardeş halklara sürekli ağabeylik yapan Adığelerin artık gücü kalmamıştır.

Ve Adığelerin bütün Kafkasya halklarından alacağı vardır.

Anavatanımıza bir gelecek hayal edecek ve hedefleyeceksek, bu federal bir bağımsızlık olabilir. Federal yapılar nefret söylemleri üzerine değil, kardeşlik ve dayanışma söylemleri üzerine kurulur.

Yüzyıl önce kurulan "Şimali Kafkas Cemiyeti"ni İngilizlere kapattıran Ruslar, şimdi de bizi birbirimize düşürerek Kafkasya defterini kapatmak istiyorlar.

Başta Adığeler olmak üzere, Kuzey Kafkasya’nın yiğit halkları bu oyunu boşa çıkaracaklardır.

Kafkas kardeşliğini bozmaya çalışmak, baltalamak son tahlilde sadece Rusya’nın işine yarar.

Herkes hesabını buna göre yapsın.



4497 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi