Aradan iki aya yakın zaman geçti. Hala bazı şeylerin nedenlerini çözebilmiş değilim. Düzenleyen hangi gurup olursa olsun, Çerkes halkının demokratik taleplerini dile getiren bütün eylemler bence desteklenmelidir.

İşte bu genellemeden hareketle, bazılarının Uzunyayla köylerine kadar uzanıp mitinge katılımı düşürmek için yaptıkları engellemeleri anlamakta hala zorlandığımı belirtmeliyim.

ÇHİ İstişare kurulundan Murat Özden’in saçlarını bahane edebilir, Erol Karayel’in bıyıklarını veya Miting Komitesi’nden Balkar Selçuk’un fotoğrafındaki sakalını beğenmeyebilirsiniz. “Uzunyayla’dan bu kadar bahseden Kuşha Faruk Uzunyayla’da yaşamıyor bile” de diyebilirsiniz. Kişisel tercihinizdir, kimse size karışamaz.

Ama adama sormazlar mı arkadaş, “Siz Çerkesçe anadilde eğitime karşı mısın” diye?

El cevap “isteyene bağlı” mı dersiniz, yoksa “şimdi sırası değil” mi veya “şimdilik öyle bir talebimiz yok” mu?

Kayseri’nin Talas İlçesinde faaliyet gösteren Uzunyayla Kültür ve Dayanışma Derneği’nin sayın yöneticileri!

Sizlerin özel çabalarınızı duydum mitingi engellemek konusunda; belki de yöneticilerin tamamının değil de, bir-ikisinin özel çabasıydı bu.

Arkadaşlar, sizler Çerkes kültürünün, dilinin yaşatılması konusunda o kadar gayret gösteriyorsunuz ki, anadilde eğitim için bir talepte bulunmaya gerek görmüyor olabilirsiniz.

Muhtemeldir ki, hepiniz Çerkesçe okuyup yazıyor, yaz tatillerinizi çocuklarınızla Nalçik’te geçiriyor da olabilirsiniz.

Hasılı kelam “böyle bir talep de bulunmaya gerek yoktur” diyor da olabilirsiniz.

Veya “Toplumun böyle bir talebi varsa dahi, Uzunyaylalı bile olmayan bir eski Dev-Solcu, bir eski Ülkücü ve eski bir dinci mi gelip bizim çöplükte ötecek veya eşelenecek” diyor, beni de onların kuyruğuna takılan eski bir Maocu, bazılarını da “kafalarını karıştırdıkları birkaç cahil Uzunyaylalı” olarak da nitelendirebiliyor olabilirsiniz.

Ama aynaya da bakmanız lazım kendilerini bir şey sanan eskiden de siyaseten bir şey olmayan ve bugün de bir şey olmayan, solculuğu CHP kuyrukçuluğundan öte geçemeyen bir gurup zevat!

Bu sitede geçmişte Kenan Kaplan tarafından yapılan ağıra kaçan eleştirinin -özellikle kullanılan bir sosyal sınıf tabirinin- rövanşistleri!

Derdiniz nedir?

Olabilir, benim de bazen tasvip etmediğim cümleler kullanılıyor bu sitede.

Peki kanlı bıçaklı mı olmam gerekir?

Velev ki bu sitede yazanların hepsi kötü adam…

Bu adamlar toplumun sorunlarını savunuyor ve de toplumun acil ihtiyaçlarını dile getiriyorlarsa, “bunlar kötü adamlar” deyip göz ardı mı edeceğiz?

ÇHİ Mitinginde şarkı söyleyecek koro elemanlarının evlerine tek tek gidip, aileleri utandırarak engelleyen beyler!

Şimdi Çerkesçeyi seçmeli ders olarak istemeleri için evleri dolaşarak aileleri ikna edin ve öğrenci toplayın bakalım.

Biliyorum, içinizden bazıları Kril alfabesi ile Çerkesçe okuma yazma konusunda benden iyisiniz. Fakat marifet çocuklara öğretmekte, hadi şimdi gösterin kendinizi.

Eğer bu konularda birkaç isabetli adım atarsanız, geçmişteki hatalı tavrınızı da unutturursunuz.

Halkımızın Çerkes kalma mücadelesinde artık “vunafe” safhası geçmiştir. Bir an önce harekete geçme zamanıdır.

Yani eylem zamanı.

Her şeye rağmen geç kalmış sayılmayız.

Hemen harekete geçmek, hiç bir şey yapmamaktan iyidir.

Öncelikle öğretmen olabileceklerin araştırılması ile birlikte öğrenci aileleri tespit edilmelidir. Arkasından müfredat için çalışmalara başlanmalı derim.

Tabii ki daha önce şucu-bucu ayırımı yerine faydalı olabileceklerin bir araya getirilmesi lazım.