Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
21 Mayıs’tan, PKK’nın Uzunyayla Yol Kazasına…
31/05/2012
20 Mayıs Pazar günü İstanbul’da üç etkinlik vardı. İkisi saat farkıyla aynı güzergahta; üçüncüsü ise Hapae Erhan’ın tabiri ile “okul müsameresi” görünümüyle Kaffed tarafından Beşiktaş’ta yapıldı. Önceki yazımızda da belirttik; eğer ki 21 Mayıs Çerkes Soykırım ve Sürgünü’nü içeren Büyük Çerkes Felaketinin yıl dönümü ise, eylem yeri bu felaketin müsebbibi olan Çarlık Rusya’sının hukuki mirasçısı Rusya Federasyonu Konsolosluğu (ki Çarlık Rusyası’nın eski elçilik binasıdır) önü olmalıydı. Şimdi önümüzde “No Sochi” organizasyonları var. Bunu fırsat bilip soykırım protestolarımızı uluslararası gündeme sokmalı, muhatabın kapısında olmalıyız. *** Beşiktaş ile ilgili bir grup nahıjın kalpak ve başlıkları ile görünümleri “dıvueş” tabir edilen taziye ziyareti seremonisine çok uygun idi. Ölenlerin ruhlarına bir Fatiha ile başlanabilir, isteyenler de saygı duruşunda bulunurlardı. *** Bu arada ÇHİ Kayseri Mitingi için “yeri ve zamanı değil” diyenlere, “Beşiktaş’taki anma toplantısında taşınan “Anadilde eğitim istiyoruz” “Çerkesçe radyo tv istiyoruz” pankartları ve sloganlarının yeri ve zamanı mıydı?” diye sormak istiyorum. Ne derler acaba? *** Kaffed “21 Mayısı artık yas tutma ve ağlama günü değil de Çerkesler’in yeniden ayağa kalkma günü olarak kutlamak istiyoruz” demişti yakın geçmişte. Ayağa kalkmak için ya oturuyor ya da yatıyor olmak lazım. Oturmak ve yatmak ise ya yorgunluk ya da yıkılma sonucu oluşur. Yıkılmak, mukavemet gücünü aşan veya dengeyi bozan dışarıdan gelen bir etki sonucu oluşur. Yeniden ayağa kalkmak için ise yıkılan kimsenin gücünü toplaması gerekir. Çerkes Halkı olarak bizi yıkan, yere serilmemize neden olan Çarlık Rusyası’dır. Çarlık Rusyası’nın günümüzdeki mirasçısı ise Rusya Federasyonu’dur, ki RF’da bunu red etmemektedir. Tablo bu kadar net iken başka mekan veya muhatap aramak abestir. Bizi yere serenin yüzüne karşı suçunu haykırmak onurumuz gereği ve hakkımızdır. *** “Kayseri Emniyet Müdürlüğüne bombalı saldırı” haberi 25 Mayıs sabahı TV kanallarında son dakika haberi olarak geçti. Ardından haber “saldırı Kayseri Pınarbaşı Emniyet Müdürlüğüne yapıldı” şeklinde düzeltildi. Kayseri ve Pınarbaşı isimlerini duyunca daha bir dikkatle izlemeye başladım. Cuma günü, Pınarbaşı pazarının kurulduğu, köylerden gelenlerle nüfusun en az iki katına çıktığı bir gündür. Pınarbaşı ölçeğinde ana baba günüdür o gün yani. Hemen Cuma namazından sonra da yavaş yavaş boşalmaya başlar çarşı pazar. Daha sonra canlı bombanın Pınarbaşı Emniyet Müdürlüğü’nde kendini patlattığı haberiyle iki polisin şehit olduğu ve on iki kişinin de yaralandığı duyuruldu. Hedefin Pınarbaşı olduğu ve belediyenin MHP de olması hasebiyle PKK’nın böyle bir eylem gerçekleştirdiği dahi söylendi. Fakat etnik yapıdan hiç kimse söz etmedi. Pınarbaşı’nda Emniyet Müdürlüğü Kayseri-Malatya Karayolu üzerindedir. Doğu çıkışında yol ikiye ayrılır. Sağdan gidersen K. Maraş; doğru devam edersen Uzunyayla üzeri Malatya güzergahıdır. K. Maraş yönünden gelirseniz, Malatya yönünden gelen yolla birleştikten sonra Kayseri yönünde devam edersiniz. Yolun solunda da yani çevre yolu kenarında da Emniyet Müdürlüğü bulunur. Çocukluğumdan hatırlarım köpeklerin kovaladığı kediler kendilerini açık kapılara, pencerelere atarlardı. Hatta sıkışan kedilerin, can havliyle köpeklerin burnuna tırnaklarını geçirdiklerini dahi görmüştüm. Şimdi bu olayı biraz da buna benzettim. Yol kontrolünde fark edildiğini anlayan sayılarının da iki olduğunu sonradan öğrendiğimiz. PKK militanları, daha ileri gidemeyeceklerini anlayınca yol boyundaki en ulaşılabilir hedef olan Pınarbaşı Emniyet Müdürlüğü oto parkına sapmışlar. Durumdan şüphelenen nöbetçilere attıkları bomba ile de bir polis yaşamını yitirdi. Saldırganlar da infilak ettirdikleri araçla kendi hayatlarına da son verdiler. Benim hiç anlayamadığım da bu intihar bombacıları… Hangi haleti ruhiye ile hareket ederler hiç anlamıyorum? Kendi canına kast ederken yanında başkalarının da bile bile ölümlerine sebep olmak nasıl bir düşüncenin sonucudur? Hele hele İslam adına camide veya pazar yerinde bomba patlatıp onlarca Müslümanın canına kıymak nasıl oluyor onu hiç anlamıyorum? İnsan canına kast eden hiç bir eylem tasvip edilemez. Çünkü telafisi yoktur. Eyleme vücudunu siper eden polis de bir candır; kendi canını feda edecek şekilde şartlandırılan eylemci de. O eylemle ne Kürdistan kurulur, ne de ölümler durur. Aslında bütün insanların görevi her türlü ölümü durdurmaktır / öyle olmalıdır. Bence PKK veya HPG için Pınarbaşı Emniyet Müdürlüğü önünde infilak ettirilen araç bir yol kazası idi. Çünkü eylemi organize edenlerin ne Pınarbaşı’nın etnik yapısından haberleri vardı, ne de bazı gazete ve haber kanallarının dediği gibi belediyenin MHP de olmasından. K. Maraş’tan yani Göksun’dan sonra yapılan jandarma kontrolünde ast subaya çarpınca deşifre olmuşlar ve panik sonucu yol üzerinde bulunan en kolay hedefe yönelerek en ses getirecek eylemi gerçekleştirmişlerdir. Bence olayın özü budur, altında başka şeyler aramamak gerekir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018 |
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum. |
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018 |
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır. |
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017 |
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi. |
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017 |
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur. |
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017 |
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk. |
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017 |
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın? |
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017 |
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle. |
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017 |
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi? |
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016 |
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun. |
Devamı |