Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Ulusalcılar İle Milliyetçiler Aynı Şeyleri Söylüyor
02/04/2012 Aynı cümleleri, farklı kelimelerle, aynı anlama gelecek şekilde kuranların etiketlerinin farklı olmasına kanmayarak, amaçlarının aynı olduğunu iyi anlamamız lazım. Farkındayım, girizgahı biraz yüzeysel, biraz da soyut bir cümle ile yaptım ama bunun bir sebebi var. Kısaca sözü 1. Çerkes Çalıştayı Sonuç Bildirgesi'nin Sayın Kenan Kaplan tarafından Ankara'da siyasi parti temsilcilerine sunulması sırasında CHP'li Muharrem İnce ve MHP'li Oktay Vural’ın söylediklerine getirmek istiyorum. Vural ve İnce Çerkes Çalıştayı'nın yapılması ve sonuçlarından rahatsızlıklarını açıkça beyan ederek, özetle şöyle diyorlar: - “Bizim için tarihi kimliğinizle yoksunuz. Bizim için eğer 'Türküz' diyorsanız varsınız; 'Çerkesiz' derseniz hainsiniz ve yoksunuz.” Kısaca Çerkesleri “devşirilmeyi kabul edenler” ile “Çerkes kalmak isteyenler” olarak kategorize edip yeni bir yol ayırımına sokuyorlar. Yol ayrımına zorlandığımız bu süreçte mücadelenin “devşirenler” ile “hain Çerkesler” arasında geçmesi gerekirken, ne hikmetse “Çerkes kalmak isteyenler” birbirlerini hainlikle suçluyorlar. Muhtemeldir ki bunu gören devşirenler bir taraftan sırıtarak ellerini ovuşturuyor, bir taraftan da, “Bizim yapacağımızı veya yapmak istediğimizi Çerkesler birbirlerine yapıyor, ne alâ...” diyerek zevkten dört köşe oluyorlardır. *** Çerkesler'in durumu ise bildiğiniz gibi; biraz öne çıkar gibi olanı çelmeleyerek yere düşürüyor ve hep kendileri önde görünmek istiyorlar. Yalnız garip olan şu ki, önde görünme çabasına düşenler sanki Michael Jackson’ın meşhur Moon walk yürüyüşünü yapıyor. Yani yürüyormuş gibi görünmek onlara yetiyor, öne mi arkaya mı gidildiği ise onlar için o kadar önemli değil. *** Birkaç kelamım da CHP'yi ilerici ve demokrat gören Çerkeslere olacak... Yakın geçmişte parti üst kademelerinde yer alan DEVŞİRİLMİŞ Çerkesler örneklenir ve CHP'nin “ilerici ve demokrat” bir parti olduğu lanse edilirdi. Şimdi ise maskeler düşmüş, herşey aslına rücû etmiş görünüyor. Partinin bu konudaki gerçek düşüncelerini Muharrem İnce yoruma mahal bırakmayacak kadar net ifade etti.Görünen o ki, ancak devşirilmeyi kabul edersek ve meselelere onlar gibi at gözlüğüyle bakarsak muteber vatandaşlar sayılabileceğiz. CHP’nin taklit ettiğini söylediği “Batı”da 1930’lar Avrupası'nda ikisiyasi hareket vardı. Bir tarafta Almanya’nın başını çektiği, İtalya ve İspanya’nın takipçisi olduğu faşist kamp; diğer tarafta ise liberal demokrasi yanlıları. Bizimkiler ne hikmetse faşistleri örnek aldılar ve hala o yaklaşımlarını “Batıcılık” gibi sunuyor ve savunuyorlar. “Cumhuriyetin kazanımları” lafı ağızlarından düşmezken, demokrasinin adını anmaya ise hiç yanaşmıyorlar. Neden? Çünkü Kemalizm'de demokrasi yoktur da ondan. Öte yandan liberalizmi çağrıştıran uygulamalar da “gericilik hortlayacak” bahanesi ile doğmadan boğulmaya çalışılıyor. *** Derken, TBMM Genel Kurulu'nda BDP Grubunun verdiği “Anadilde eğitim öngören teklif”in reddedildiği haberi düştü haber organlarına. Sayın Kenan Kaplan’ın siyasi parti yöneticilerine Çalıştay Sonuç Bildirgesi'ni verdiğine dair haberin altında yer alan yorumlardan birisinde “BDP ile aynı safa düşmemek lazım” demiş bir arkadaş. Ben bu arkadaşa, ”Hak arama bahanesi ile şiddete başvurulmadığı müddetçe, demokratik platformda herkesle ittifak kurulabilir” dedikten sonra kendisine sormak isterim: Anadilde eğitim konusunda Çerkesler'in de anadilde eğitim haklarının olduğu TBMM Kürsüsü'nden belki de ilk defa seslendirildi. Kötü mü oldu? TBMM'nin bu tavrına en güzel cevabı ise Avrupa Parlamentosu verdi. Türkiye'deki etnik kimlikler tek tek sayılarak, Kürt, Laz, Çerkes, Roman, Alevi, Arap, Yunan, Ermeni ve Yahudilerin anayasal haklarının teminat altına alınması ve yeni anayasada anadil haklarının korunması talep edildi. Görünen o ki cin şişeden çıktı ve artık bu işin geri dönüşü yok. AP nezdinde “Çerkes Günü” düzenleyerek varlığımız için emeği geçenlere de buvesile ile teşekkürü borç bilirim. Ellerine, emeklerine sağlık. *** Bütün bu olumlu gelişmelerde, hak taleplerinde, bizlerin yani sıradan Çerkeslerin katkısı olmayacak mı? Olmalı elbette. Xabzeden haraketle, “İstemek ayıp, vereceklerse kendileri halimizi görmüyor mu?” diye düşünenler var. Bu yanlış. Bu doğru bir düşünce değil. Vermeye niyetleri olsa 90 senedir verirlerdi herhalde. Muhatabımız xabzeye göre mi davranıyor ki biz bir şey istemeyi ayıp sayalım? Taleplerimiz kısa, net ve son derece insani: - Çerkesçe öğrenmek isteyen çucuklarımıza anadili eğitimi verilmesi, - 7/24 yayın yapan Çerkesçe TV ve radyo kurulması, - Çerkesçe soyadlarımızın, yani aile adlarımızın ve köy isimlerimizin iadesi, - Resmi tarihteki Çerkeslerle ilgili aşağılayıcı terimlerin kaldırılması... Kısaca “pozitif ayırımcılık” istiyoruz. Bunu içindir ki xabzeye göre ayıp da sayılsa, görmek istemeyenlerin gözüne girmek, kendimizi görünür kılmak için 29 Nisan günü saat 15.00'de Kayseri Fuar Önü Miting Alanı'nda tek yürek olalım. Yarın çok geçolabilir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018 |
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum. |
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018 |
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır. |
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017 |
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi. |
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017 |
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur. |
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017 |
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk. |
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017 |
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın? |
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017 |
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle. |
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017 |
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi? |
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016 |
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun. |
Devamı |