• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi36
Bugün Toplam536
Toplam Ziyaret1062527
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Erol Kılıç Kutelia
erolkutalia@hotmail.com
Suriye Kafkas Diasporasının Bitmeyen Sürgünü
08/02/2012

Rus - Kafkas savaşları 1864 yılında sona erdiğinde, sürgünlerden bir grup Çerkes Tekirdağ'ın Karaağaç köyüne yerleştirilir. Bu yerleşimden sonra bölge Çerkesköy adıyla anılmaya başlar.

Ancak bazı Kafkas feodalleri, buraya yerleşen Abhaz ve Adigeleri sürekli rahatsız etmeye başladı. Amaçları, onları oradan söküp Anadolu'da kendilerinin yerleştiği topraklara götürmek, onların emeklerinden yararlanmaktı. Ancak Çerkesköy yerleşenleri buna karşı geldiler; artık herkes kendisi için çalışacaktı. Köylüler ve eski feodal kalıntılar arasında bu konuda büyük sürtüşmeler yaşandı. Padişah da bu sürtüşmelerden bıkmıştı.

***

Bu dönemde Bulgaristan'da müslüman nüfus azınlığa düşmüştü. 1864'de sürgün yaşıyan bu insanlar yeni bir göç ile karşı karşıya kaldılar. 1900'lü yılların başında Osmanlı, bu Kuzey Kafkas kolonisini müslüman kimlik kartı ile demografik amaçlarla Varna ve Burgaz kentlerine yerleştirdi.

Osmanlı Sultanı da kayınbiraderlerine, “Çerkesköy'den insanlarınız yanınıza gelmek istemediler, isterseniz şimdi siz onların yanına gidin” dedi ve üretmeden tüketmeye alışan bir takım Çerkes beyleri de Varna ve Burgaz'ın yolunu tuttular.

Öyle ya, koskoca Osmanlı Sultanı enişteleriydi.

Ama Akşehir gölü maya tutmadı, daha yerleşip ev-bark sahibi olmadan bu sefer Balkan savaşı patladı. Osmanlı bu savaşta mağlup oldu(1912).

Bulgarların ilk talepleri de Varna ve Burgaz'ı müslümanlaştırmak maksadıyla buraya yerleştirilen tüm Çerkesler'in bölgeyi terk etmesini istemek oldu.

Böylece Varna ve Burgaz limanlarından tıpkı 1864' de olduğu gibi üçüncü sürgün veya göç başladı. Eski ve çürük gemilere balık istifi doldurulan zavalı halkımız Karadeniz'den yol alıp, Ege ve Akdeniz'e vardıklarında, Balkan Savaşı'nda kaybedilen insanlarımızdan daha fazlasını açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan, deniz kazaları ile kaybetti.

Çürük gemiler kapasitelerin üzerinde insan taşıyor ve Akdeniz'in dalgaları ile baş edemiyor, teker teker parçalanıyordu.

Nitekim bugün Kıbrıs'da küçük bir Kafkas kolonisi varsa, onlar gemileri Akdeniz sularında parçalanıp canlarını Kıbrıs'a çıkarak kurtarmış olanların torunlarıdır.

***

Bulgaristan'dan gelen Çerkesleri taşıyan gemilerden Suriye'ye ulaşabilenler Lazkiye limanına indiler.

Ancak Lazkiye'de tutulmadılar, orada yaşamaları birileri tarafından istenmedi.

Osmanlı Sultanı da artık pek etkili değildi. Suriye pastası paylaşılacaktı, tıpkı şimdi olduğu gibi.

Sultan Çerkes halkını bekçi, koruyucu, asker olarak kullandı. Yerleştirildikleri Golan tepelerine tarımı onlar getirdiler. Bedeviler tarımı bilmiyordu. Ekilen biçilen ürünleri kendi hayvanlarının gıdası olarak görüyor, sürekli Çerkeslerle sürtüşüyorlardı. Kuneytra'yı tırnakları ile kazıyarak modern bir yerleşim bölgesi haline getirdiler.

Bölgede Osmanlı'dan sonra en etkin güç Fransa idi.

Halkımız bugün olduğu gibi o gün de sakal ve bıyık arasında kalmıştı; bir taraftan Fransa, bir taraftan Osmanlı, diğer taraftan da diğer etnik grupların baskısı...

Az çekmediler.

Suriye bağımsız bir ülke olunca “oh” dediler ama arkasından yine savaş...

***

1967 Suriye-İsrail savaşında Golan tepelerini aylarca yiğitçe korudular, can verdiler, sakat kaldılar.

Araplar cepheye destek vermeyip, üstüne üstlük terk edince, Golan tepeleri de İsrail'in eline geçmiş oldu.

Ve tekrar bir göç yaşamak zorunda kaldılar, Kuneytra ve Golan'dan Şam'ın El muhacirin bölgesine...

Amerika, Golan tepelerini yiğitçe savunan bu kişilerin tekrar İsrail ile karşılaşmamaları için, isteyene ABD vatandaşlığı verdi.

Çok az kişi de buna “evet” dedi.

***

1992 / 1993 Abhaz - Gürcü savaşında, bizzat savaşı yaşamış Suriye'deki diasporamızdan gelen, savaş tecrübesi olan Nartların çocukları da vardı.

Abhazya'nın özgürlüğü için kahramanca savaştılar.

AHMAT KUÇBA, GASAN ÇARKAS, ZİVAR ÇIÇBA, FARİD ARÜTA vatanları ABHAZYA'YI tekrar vatan yaptılar.

Suriye diasporası mensubu tüm Kuzey Kafkas kökenli kardeşlerimiz,

- Siz vatansız değilsiniz, vatan sizsiz.

- Abhazyanız da, Kuzey Kafkasyanız da sizi kucaklayabilmenin heyecanı içinde.

- Yeter artık yaşadığınız göç, yeter artık çektiğiniz acı, yeter artık her defasında bilinçli bir şekilde tercihler arasında bırakıldığınız.

- Tek yol, tek tercih anavatandır. Kafkasyanıza dönerek sürgüne, göçe, acıya son verin.

Bizler artık emperyal ülkelerin Büyük Orta Doğu Projeleri'nde PİYON DA, ŞAH DA olmak istemiyoruz.



3511 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ABHAZYA’DA APARTMAN YASASINA ALTERNATİF DEVRE MÜLK YASASI OLABİLİR Mİ? - 09/08/2023
‘’Apartman Yasası’’ teklifine alternatif olarak Abhazya’da ‘’Devre Mülk’’ Yasası çıkartılabilirse, Abhazya’nın hassas olan demografik dengesine zarar vermeyeceği gibi, demografik yapısına süreç içinde olumlu katkısı olabilir.
3. ULUSLARASI ÇERKES KONFERANSI’NIN ARDINDAN… - 06/07/2022
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu bir araya gelip, konu birliği, eylem birliği, takvim birliği için bir konfederasyon oluşturmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA VE KUZEY KAFKAS HALKLARI - 16/01/2022
Sosyal medya günümüzde sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir sosyal baskı aracıdır. Bunun yanında kamuoyu oluşturma özelliği vardır.
GÖRDÜKLERİMİZ DUYDUKLARIMIZ YAŞADIKLARIMIZ - 15/12/2021
Bu ülkede zaman zaman milliyetçilik adı altında ırkçılık yapıldığını da gördük ve görüyoruz.
DÜĞÜNLERİMİZ SİLAH ATILAN POLİGON DEĞİLDİR! - 26/08/2021
Köy düğünlerinde silah atan magandalar artık kentlere de ulaşmış bulunmakta, hergün yeni bir yaralanma, ölüm haberi almaktayız.
AFGANİSTAN’DA ÖLEN ABHAZLAR VE MEGRELLER - 17/08/2021
Gürcistan çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke olmasına rağmen Kartvel kozunu sürekli oynayıp, homojen bir Gürcistan yaratma, diğer halkları pasifize etme peşinde.
DİASPORALARIN GÜCÜ - 01/05/2021
Abhazya'nın özgürlük ve bağımsızlık savaşında Türkiye diasporasında yaşayan 5 milyondan fazla Kuzey Kafkasyalı birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler.
SUNİ DEVLET SINIRLARI SAVAŞ DAVETİYESİ DEĞİL Mİ? - 10/10/2020
Pergel ve cetvelle ülkelere suni sınırlar çizen emperyal devletlerin faşist yöneticileri, günümüz demokrasi ve insan hakları anlayışına göre savaş suçlusudur.
ABAZA KİMLİĞİ - ABAZALAR / ABHAZLAR: TEK MİLLET, ÜÇ DİYALEKT, İKİ AYRI ALFABE - 06/08/2020
Habze ve Apsuara’da kadınlar için söylenen bazı yaklaşımlar şöyledir. - Kadın evin kan damarıdır. - Evi ev, akrabayı akraba yapan kadındır. - Kadının olduğu yerde bıçak çekilmez
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi