• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam301
Toplam Ziyaret1061614
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
İnsan Haklarıyla İnsandır, Çerkes Haklarıyla Çerkestir
10/12/2011

Bugün 10 Aralık.
10 Aralık 1948 de Birleşmiş Milletler Örgütü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB)'ni kabul etti.

Her yıl bütün dünyada 10-17  Aralık tarihleri İnsan Hakları Haftası olarak kutlanıyor.

İHEB'nin kabulünün üzerinden tam 63 yıl geçmiş.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin ilk iki maddesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
MADDE 1-) Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır. Birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
 
MADDE 2-) Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetmeksizin bu bildirgede belirtilen bütün özgürlüklere sahiptirler.

 
Ancak insanoğlu binyıllar boyunca hemcinslerine ırkı yüzünden, rengi yüzünden, dili yüzünden, dini ya da mezhebi yüzünden, kökenleri yüzünden, siyasi kanaatleri yüzünden büyük işkenceler çektirmiş, katliamlar yapmıştır.
İnsanın insanlaşması daha uzun yıllar sürecek bir yolculuk.

İnsan hakları ihlallerinin suç sayılıyor olması ve cezalandırılmaya başlanması, insanlığın ulaştığı ileri bir merhaledir. İnsan hakları ihlali yapanların yaptıklarının yanlarına kâr kalmayacağı günlere ulaşacağımız zamanlar
çok da uzakta değildir.
Yaşadığımız coğrafyanın, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin insan hakları sicili tek kelimeyle berbattır. Tek ulus, tek dil, tek din, tek mezhep yaratma projesi olan Türkiye Cumhuriyeti, farklılıklar için bir eritme kazanı, bir cehennem olmuştur. Bu anlayış Türkiye Cumhuriyeti tarihini katliamlar, soykırımlar, sürgünler, isyanlar ve işkenceler tarihi yapmıştır.
Bu koşullarda insan hakları savunucusu olmak hiç de kolay bir iş değil.

İnsan hakları savunucuları saldırılara, kovuşturmalara, işkencelere maruz kalmışlardır. Geçtiğimiz yıllarda İnsan Hakları Derneği Başkanı Sayın Akın Birdal silahlı saldırıya uğramış, ağır yaralanmış ve ölümden dönmüştür.
İnsan Hakları Derneği'nin bu yılki İnsan hakları haftası sloganı "İfade vermek değil, ifade etmek istiyoruz"dur.
"İnsan haklarıyla insandır" vecizesi insan haklarının oturduğu temel düşünceyi ifade eder.
*** 
Çerkesler de bu topraklarda en yoğun insan hakları ihlallerine uğramış etnik topluluklardan biridir.
Bir toplumu etnik yönden farklı kılan özellikleri, dilleri, kültürleri, müzikleri, şarkıları, gelenekleri ve yaşam biçimleridir. Bu özellikleri zorla kaybettirilip asimile edilen topluluklar kimlikliklerini kaybederler.
Çerkesler de Türkiye Cumhuriyeti'nin uyguladığı inkar, imha ve asimilasyon politikaları sonucu yok olma noktasına gelmişlerdir.
Cumhuriyetle birlikte Çerkes Teavün Cemiyeti, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti ve Beşiktaş'taki Çerkes Numune Mektebi kapatılmıştır.

İzmir'de kurulan Şark-i Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti'nin şubeleri olan Çerkes Kulüpleri'nin yöneticileri idam edilmişlerdir.

Marmara Bölgesi Çerkesleri'ne yönelik sürgünler yürürlüğe konmuştur.

Çerkes Ethem'in şahsından hareketle bütün Çerkesler hain olarak damgalanmıştır.

“Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyalarıyla diğer farklı dillerle birlikte Çerkesce de yasaklanmış ve Çerkesce konuşanlara para cezaları verilmiştir.
Tüm bu baskılar ve asimilasyon politikaları Çerkeslerin kimlik bilincini kırmış ve mücadeleci geleneklerini yok etmiştir.

Yani, Çerkesler kendiliğinden yok olmamış, uygulanan politikalar sonucu “teammüden” yok edilmişlerdir.
Yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler, Çerkesler'in insan hakları mücadelesi karnesinin son derece zayıf olmasını beraberinde getirmiştir. Çerkesler psikolojik savaş yöntemlerinden o kadar kötü etkilenmişlerdir ki, değil hak aramak, hak arayanlara saldırır hale getirilmişlerdir.
60 yıllık Çerkes derneklerinin tarihinde hiç bir zaman insan hakları mücadelesi ile ilgili bir çalışma ya da konuşma yapıldığını duymadım.
Çerkesler tarafından çıkarılan birçok süreli yayında da insan hakları mücadelesi ile ilgili tek satır yazıya raslamadım.
Elektronik ortamdaki Çerkesler'e ait veb sitelerinde insan hakları mücadelesine dair ne bir düşünceye, ne de bir yazıya raslayamadım.

Geriye dönüp baktığımızda Çerkeslerin insan hakları mücadelesi karnesinde kocaman bir sıfır mevcut.
***

Bu yılki İnsan Hakları Haftası'nın "İfade vermek değil, ifade etmek istiyoruz" sloganı bana bir anımı hatırlattı. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

1989 yılında Ankara'da kutlanan İnsan Hakları Haftası'nda "Kültür Üzerine Baskılar" konulu panele konuşmacı olarak davet edilmiştim. Bu panelin konuşmacıları, Kürtler adına, öldürülen değerli Kürt aydını Musa Anter, Aleviler adına rahmetli olan dostumuz Cemal Şener, Çerkesler adına da bendim.

Çerkeslerin taleplerine inanılmaz derecede ilgi göstermişti insan hakları çevreleri. Ancak, Çerkes Kurumları her zamanki gibi insan hakları çevreleriyle ilişki geliştiremediler.
Yaptığım konuşma Ankara Kafkas Kültür Derneği'nin o zamanki yayın organı Kafdağı Dergisi'nde yayınlandı.
Bunun üzerine Ankara Kafkas Derneği Başkanı Aslan Arı ve ben Ankara D.G.M.'ye ifade vermeye çağrıldık. T.C.K.nın 142/3-6. maddelerinden hakkımızda dava açıldı. Yargılama sürecinde T.C.K.'dan 141, 142 ve 163. maddeler kaldırıldı da cezaevinin kapısından döndük.
Kendimizi ifade etmek için çıktığımız insan hakları platformundan, D.G.M.'de ifade vermeye giden bir zanlı olarak inmiştik.
Bugün Türkiye'de bazı şeyler daha rahat ifade edilebiliyor. Ama inanılmaz boyutlarda insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Geçmişle hesaplaşılıp, insan hakları ihlalleri yapanların ölüleri tarih önünde mahkum ediliyor ama dirileri hala cezalandırılamıyor.
Kurulu çarpık sistemle birlikte insan hakları ihlalleri de devam ediyor.
***

Geçtiğimiz günlerde tutuklanan politikacı, yazar, hukukçu ve aktivist Mahmut Alınak'ın Bianet'e yazdığı mektuptan bir bölüm aktarmak istiyorum:
"Gülümseyerek bakıyorum olanlara, dişlerimi sıkarak değil.

Muhaliflerin kaderidir, ya darağacında asılmak, ya da hapishanede ömür tüketmek.
Yazgımı gönül rahatlığıyla karşılamaya hazırım.

Hapishane hayatıma anlam katacak.
Torunlarıma şeref duyacakları bir miras bırakacağım için mutluyum. Hapishane Mahatma Gandi'nin dediği gibi cennetim olacak.  
Gençler ölmesin, ocaklar sönmesin diye çırpındım ama gördük ki ilahlar kurban istiyor.
Buyrun mezata, ben de hazırım.
Kenan Evren dönemini yaşıyoruz.
Bu da geçecek."

 
Muhaliflerinin gözünden böyle görünen bir iktidar, hem çok insan hakları ihlali, hem de çok hata yapar.
Artık Çerkesler'in de bu iktidardan beklediği birşey kalmamıştır.
Çerkeslerin insan hakları mücadelesi, hem kendilerinin, hem de tüm ezilen kesimlerin mücadelesini yükseltecektir.
Nasıl ki insanlar haklarıyla insansa, Çerkesler de haklarıyla Çerkes ve insandırlar.
Bunun mücadelesini vereceklerdir.
İnsan Hakları Haftamız kutlu olsun.



3130 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi