• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam201
Toplam Ziyaret1062192
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Türkiye ayak diremeye devam etsin, Gürcistan Çerkes açılımını yaptı
05/12/2011
Türkiyede başlatılan Demokratik Açılım Süreci gerilemeye devam ediyor.
Kürt açılımında TRT Şeş ve bazı kitapların Kürtçe basılabiliyor olması dışında, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen alınabilmiş bir yol yoktur.
Tam tersine, Başbakan "Kürt sorunu yoktur" noktasına gelmiştir. Yani sorunu çözmek yerine ezmek noktasına gelinmiştir.
Alevilerle yapılan onlarca çalıştay, toplantı ve raporlardan sonra gelinen nokta sıfırdır. Ne cemevleri ibadethane olarak kabul edilmiş, ne de Alevi dedelerine devlet bütçesinden maaş bağlanabilmiştir.
Yapılan Roman açılımından sonra, Romanların durumu daha da kötüleşmiştir.
Kentsel dönüşüm adı altında, Romanların kent içlerinde kalan evlerine ve arsalarına el konmuş, sokaklarda kalmışlardır.
Tabi bu açılım sürecinde Çerkeslerin, Lazların, Gürcülerin, Pomakların ve Türkiye mozaiğini oluşturan onlarca etnik topluluğun adı bile geçmemiştir.
*** 
Çerkesler bu açılım sürecinde "Acaba sıra bize de gelecek mi?" diye sabırla beklediler. Hükümetten bir ses çıkmayınca kurumlarının harekete geçmesini istediler. Ama ne hükümetten, ne de Çerkes kurumlarından bir ses çıkmadı ve çıkmayacaktı.
Bunun üzerine Çerkeslerin sivil insiyatifleri harekete geçti. DİÇEG ile başlayan süreç ÇHİ ile devam etti. ÇH öncülüğünde Çerkesler meydanlara çıktılar ve taleplerini dile getirdiler. 12 Mart Ankara ve 17 Nisan İstanbul mitingleri hem Çerkes Kurumlarında, hem de devlette deprem etkisi yarattı. Ama onlar hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ettiler.
Başbakan "Şimdi de Çerkesler başladı" dedi.
Çerkes kurumları ise ÇHİ'ye her türlü karalama ve psikolojik savaş yöntemini uyguladılar.
*** 
2011 yılı Çerkesler için iki yönden tarihe geçecek bir yıl olacaktır.
Birincisi; 150 yıllık Diaspora tarihinde Çerkesler ilk defa meydanlara çıkıp taleplerini dile getirdiler. Bu çerkesler için bir dönüm noktasıdır. Ve cin şişeden çıkmıştır. Artık Çerkesler her platformda taleplerini dile getireceklerdir.
İkincisi; 20 Mayıs 2011 tarihinde  Gürcistan Parlamentosu'nun Çerkes Soykırımını kabul etmiş olmasıdır.
Bu iki olay Çerkeslere  yeni mücadele yöntemlerinin ve platformlarının kapılarını açacaktır.
*** 
Türkiye'de Kaf-Fed tarihinde ilk defa iki listeyle seçime giderken, biz de Gürcistana doğru uçuyorduk.
Rusya tarafından manüple edilen kişi ve kurumların saldırılarını göze alarak, Gürcistanın Çerkes soykırımını tanımasını siyasi bir kazanç olarak gördüğümüz için bu kararın arkasında durduk. Destekledik ve görüşlerimizi kamuoyuna açıkladık. Spekülasyonlara sebebiyet vermemek için ne konuşulup görüşülmüşse kamuoyuyla paylaşacağız.
*** 
Öncelikle Gürcistan'da yaşadıklarımızı sizinle paylaşmak istiyoruz.
Ben gecikmeli olarak Tiflis'e gittim. 2 Aralık Cuma gecesi yola çıktım ve Cumartesi sabahı Tiflis'te oldum. Cumartesi sabahı Gürcistan Devletinin Anaklia'da İnşa etmeyi planladığı "Çerkes Köyü"nün proje eskizleri üzerinde tartıştık. Projenin srumluluğu Çerkes Kültür merkezi başkanı Profsör Mirab' da. Bu projeden haberim yoktu ve benim için sürpriz oldu. Son derece kararlı bir biçimde projenin hayata geçirileceği konusunda güvence verdiler.
Daha sonra Çerkes Soykırım Anıtı Proje Yarışması'na katılan eserlerin sergilendiği sergi salonuna gittik. Son derece kalabalık bir kitlenin katıldığı bir kokteyl düzenlendi. Gürcistan'ın sanatçı ve entelektüel camiasının büyük ilgi göstediği bir sergi oldu.
Toplantıda Gürcistan Diyaspora Bakanı Mirza Davitia, Gürcistan Parlamentosu Diyaspora Komitesi Başkanı Gürcüce, Türkiyeden Eski milletvekili Dr. Şeref Birinç Türkçe, Amerikadan Khase Başkanı İyad Yugor İngilizce, Almanyadan Hatko Shamis İngilizce ve ben Adığece birer konuşma yaptık. Yarışmaya katılan eserlerle ilgili dosyaları aldık ve eserler üzerine bilgiler edindik.
Öğleden sonra seçiciler kurulu olarak yarışmaya katılan eserlerin  değerlendirilmesine geçtik. Türkiye'den, Gürcistan'dan, Kaberdey-Balkar'dan, Ürdün'den ve dünyanın değişik ülkelerinden tam 29 eser yarışmaya
katılmıştı. Uzun tartışmalardan sonra jüri tarafından Kaberdey-Balkır'dan Khusen Kocheskov birinci, Ürdün'den Prof. Ali Maher ikinci, Gürcistan'dan Guram Nikoladze üçüncü seçildi.
Soykırım anıtı 2012'nin 21 Mayısına yetiştirilecek.
*** 
Çerkes Kültür Merkezine tahsis edilen binayı da gördük. Tiflis Özgürlük meydanında 4 katlı tarihi bir bina. Türkiye'deki bütün Çerkes derneklerinin tümünü içine alacak kadar büyük bir bina. Tadilatta olduğu için
gezemedik. Bu binanın bir bölümü de Çerkes soykırım müzesi olarak düzenlenecekmiş.
Gürcistan arşivlerindeki Çerkes soykırım belgelerini araştıracak araştırmacılara da burs verileceğini öğrendik.
Yarışmaya katılan eserlerin Türkiye, Ürdün, İsrail ve Almanya'da sergileneceğini de öğrendik.
Gürcistan devletinin umduğumdan çok daha ciddi ve uzun vadeli bir çalışma içinde olduğunu gördüm.
Çerkesler için bir çok pozitif ayrımcılığın yapılacağı izlenimini aldım.
Bizler Türkiye'den demokrasinin gelişmesi için Çerkesler ve tüm etnik topluluklar için pozitif ayrımcılıklar istiyoruz.
Kamu kaynaklarından pay ayrılmasını istiyoruz. Ancak mevcut iktidar yaparmış gibi yaparak hiç bir şey yapmıyor.
Uyan Ey Türkiye Devleti, senin yapamadığını Gürcistan Devleti yapıyor haberin olsun!


3289 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi