Doğrusunu isterseniz yeni seçilen Kaffed yönetimi bizi şaşırtmaya devam ediyor. Rusya ve DÇB politikalarına endeksli açıklamalar yapmaya ve davranışlar sergilemeye alıştığımız eski Kaffed yönetimlerine benzemeyen açıklamaları bizleri şaşırtıyor.

Daha yeni seçilmişken patlak veren Rusya-Ukrayna savaşında, İşgalci Rusya’yı kınaması ve savaşa karşı çıkması alışılmadık şeylerdi. Oysa Rusya’daki Devlet endeksli sözde Çerkes kurumları ve DÇB savaşta peşpeşe Rusya’yı destekleyen açıklamalar yapmışlardı.

Anavatan’da Nalçık’ta 21 Mayıs etkinliklerine sınırlama ve yasaklamalar getirilmişken ve DÇB’nin hiç sesi çıkmazken, Kaffed’in Türkiye’nin en büyük meydanına 21 Mayıs’ı taşıması ve soykırımı doğru tanımlayıp, soykırımcı Rusya’ya karşı net tavır alması bir şeylerin değişmekte olduğunun habercisiydi.

En son yapılan, ”Meğer Kaffed 20 yıldır DÇB’nin üyesi değilmiş” açıklaması bardağı taşıran son damla olmuştur.

Bu uzun açıklamanın ayrıntılarında kaybolmak istemiyoruz. DÇB’yi savunan ve üyelik mevcuttur türü açıklamaları da bulunan kimselerin hiç bir kıymeti yoktur. Doğru olan ve bağlayıcı olan seçilmiş mevcut Kaffed yönetiminin açıklamalarıdır. Bu konuda şeffaf bir tutum izleyen Kaffed yönetimini tebrik ediyoruz.

***

Katiller, işledikleri cinayeti gizleyip nasıl suçlu olmaktan kurtulmak isterlerse, soykırımcılar da aynısını yapmaya çalışırlar. Üstelik soykırımcıları yargılayıp mahkum edecek doğru dürüst bir mahkeme de yoktur. Onun için soykırımcılar daha pervasız ve ahlaksız olurlar.

Soykırım suçunu işlemiş olanların elinde her türlü ekonomik, askeri ve siyasi güç mevcut olduğundan, kendilerine payanda olacak kişi ve kurumları da oluştururlar. Çerkes Soykırımı suçunu işlemiş olan Rusya Devleti tam da böyle hareket etmektedir.

Güçlü bir Çerkes diasporasının oluşmasını istemeyen Rusya tarih boyunca Çerkesleri adım adım izlemiş ve üzerlerinde her türlü manüplasyonu yapmıştır. Sürgün ile Balkanlar’a yerleştirilmiş olan Çerkeslere her türlü baskı ve işkence uygulanmış ve 93 Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı Rus-Harbi sonrası, Balkanlar’da kendisi için bir tehlike olarak gördüğü Çerkesleri ikinci kez sürdürmüştür.

***

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Çerkes dünyasında meydana gelen uyanma ve bilinçlenme Rusya’yı çok fazla tedirgin etmektedir. Bu dağılmanın hemen sonrasında büyük umutlarla kurulmuş olan DÇB, kurulduğu günden beri Rusya yanlıları ile Çerkes Milliyetçilerinin bir çekişme alanı olmuş, 2000 yılında Rusya’nın çektiği bir operasyon sonucunda, Çerkesleri manüple etmek, taleplerini engellemekle görevli bir Rus Devlet Dairesi haline getirilmiştir.

Yıllarca böyle bir kuruma üye olduğu İçin eleştirdiğimiz Kaffed meğer DÇB’nin üyesi bile değilmiş. Ama Çerkes Diasporasının en büyük kurumu olan Kaffed yıllarca üyesi bile olmadığı DÇB’nin kongrelerine katılmış. Delege göndermiş, Nalçık’a turistik seyahatler yapmış. Neresinden bakarsanız bakın ortada tam bir komedi var.

Yıllarca Çerkes Halkını Rusya politikalarına uyumlu hale getirmek için büyük çabalar harcamış derin Kaffed’cilerin halkımızdan bir özür dilemeleri gerekmez mi?

Ama öyle pişkin hale gelmiş aparatlar ki, hemen saldırıya geçmişler. Fahri Huvaj canhıraş bir biçimde DÇB’yi savunuyor. Kuşha Doğan Kaffed, DÇB üyesidir diye yemin ediyor, Necdet Hatam ise yeni seçilen Kaffed yönetimine hakaret ederek Cİrcassian Canada’da yazılar yazıyor.

Ama merak etmesinler, Rusya ile girdikleri bu cezbe durumundan halkımızın onları kendilerine getirecekleri zamanlar çok yakındır. Bu yılki 21 Mayıs’ta, savundukları DÇB’nin Başkanı Hauti konuşması esnasında yuhalanmıştır. Buradan Rusya sevicileri uyarıyorum, çok yakında aynı şey sizin de başınıza gelebilir.