• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam179
Toplam Ziyaret1062170
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
İNÖNÜ ZAFERİ BİR YALAN MIDIR?
10/01/2021
1920 yılı sonu ve 1921 yılı başları Türkiye’nin en belirsiz dönemlerinden birini teşkil eder. Yozgat ayaklanmasını bastırıp Ankara’yı asilerin elinden kurtaran Çerkes Ethem’in kazandığı yüksek prestij Mustafa Kemal ve Albay İsmet’i kara kara düşündürmektedir.
İttihatçı gelenekten gelen her iki kesim de suikast düzenleme konusunda acımasızdır. Mustafa Kemal’in Eskişehir’de kendisine kurduğu tuzağı anlayan Ethem’in trenden inmesiyle tuzak boşa çıkmış ve Mustafa Kemal heyetin yarısını ve Ethem’i Eskişehir’de bırakarak Bilecik’e kaçmış ve o gün ipler kopmuştur.
Bolşeviklerin Ethem’in etrafını çevirmesi ve silahlı gücü üzerinden güç devşirmeye çalışmaları, Mustafa Kemal’e Ethem’in kesin tasfiye edilmesi kararını aldırmıştır.
Ancak Ethem gibi hem silahlı gücü, hem Bolşevikler ve ona hayran olanların desteği, hem de yüksek prestiji nedeniyle tasfiye edilmesi hiç de kolay biri değildir. Ethem’in tepelenmesi arzusuna Meclis karşı çıkmış ve “Müslüman kanı dökülmesin ‘diyerek bu konuda Mustafa Kemal’e yetki vermemiştir. Meclis’ten yetki almadan, Yunan’la çarpışmakta olan 2 bin 500 kişilik Ethem Kuvvetleri, İsmet Bey ve Refet Bey’in 7 bin 500’er kişilik kuvvetleri tarafından kuşatılmıştır. Yani Ethem’i çevreleyen Türk askeri sayısı 15 bindir. Meclisin “Müslüman Kanı akmasın” sözüne Ethem uyarak askerini tasfiye etme kararı almıştır.
Yunan komutanından dört günlük ateşkes kararı istemiş ve bu kabul edilmiştir. Askerlerini serbest bırakmadan önce maaşlarını dağıtan ve onlarla helalleşen Ethem’e karşı Albay İsmet’in kazandığı zafer bundan ibarettir. Bu zaferde ne Ethem Kuvvetlerinde, ne de Albay İsmet Kuvvetlerinde ölü ve yaralı sayısı yok denecek kadar azdır.
Ancak yüz senedir Ethem’i ve onun şahsında Tüm Çerkesleri hain ilan etme savaşı Kemalist tarihçilerce devam ettirilmektedir.
***
Meclisten izin almadan Ethem gibi prestiji yüksek bir askeri gücü tasfiye etmiş olan Mustafa Kemal’in resmi ordunun kazandığı bir zafere ihtiyacı vardır ve o da İnönü kasabasında kendiliğinden gelir.
“Fakat Çerkez Ethem’in Bolşevik lider görüntüsü veren iddialarına son vermek için, onun askeri bakımdan yenilmesi gerekmiştir. Bu yapılırken, Ermeni, Gürcü ve Batum sorunları yüzünden Sovyet Hükümeti ile anlaşılıp anlaşılmayacağı belli değildir. ”İslam Bolşevikliği”ne özenen Enver Paşa, Sovyetler’in desteğiyle, İslam Tümenlerinin başında Türkiye’ye girme düşleri görmektedir.
İngiltere, Sevr Anlaşmasını çok ufak değişikliklerle empoze etme sevdasındadır. Mart 1921’deki Londra Konferans’ından bir sonuç vermeyeceği başından bellidir. Ankara Hükümeti, doğuda Ermenilere karşı, bir Zafer kazanmakla birlikte, Batıda Yunan’a karşı bir başarı elde etmiş değildir. Birinci İnönü Zaferi dahi, büyük çapta bir Yunan keşif hareketini önlemeden ibarettir. Yunanlılar, serbestçe ilerlemişler, bir direnme görünce, ciddi bir savaşa tutuşmadan, Türk Birlikleri de geri çekildiği halde, kendiliklerinden geri dönmüşlerdir.” (Doğan Avcıoğlu, Milli Kutuluş Tarihi, Sahife: 601)
Albay İsmet’e bir soy isim ve Paşalık kazandıran bu zaferle(!) ilgili Kurtuluş Savaşı’nın en önemlin iki paşası ne düşünüyor bir de onlara göz atalım:
“Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 6 Nisan 1921 tarihli İkdam Gazetesinde “İnönü Zaferi, yahut Metristepe’den görülen şeyler “ başlıklı bir yazı yazıyor. Anılarında, bu yazı ile ilgili olarak, Refet Paşa ile aralarında bir tartışmanın geçtiğinden söz ediyor. Gediz Taarruzundan sonra Ali  Fuat Paşa Batı Cephesi komutanlığından kaydırılıyor. Batı Cephesi ikiye bölünüyor. Genelkurmay Başkanı İsmet Bey, aynı zamanda, Batı Cephesi komutanı oluyor. İçişleri Bakanı Refet Bey de, aynı zamanda Güney Cephesi  komutanı yapılıyor. Ancak cephenin tümü dar olduğu İçin birbirinin içine giriyor. İşte bu Refet Bey, Yakup Kadri’ye şunları söylüyor. Birinci İnönü Zaferi münasebetiyle İsmet’i bir milli kahraman mertebesine çıkaran makalenizi okudum. Çok şairaneydi o yazınız. Fakat hakikatle hiç bir alakası yok. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Politikada 45 Yıl, shf: 32).
Güney Cephesi Komutanı, İnönü Zaferi için “hakikatle hiç bir alakası yok” diyor. Şaşırtıcı bir durum ortaya çıkıyor. Karaosmanoğlu’da şaşırıyor ve “Şu halde Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet Paşa’ya çektiği tebrik telgrafı da sizce bir şiirden mi ibaret ?” diye sormak ihtiyacını duyuyor. Sözü edilen telgraf, içinde “Türk’ün makus talihini yendiniz” ifadesinin geçtiği telgraf. Refet Paşa, buna şu cevabı veriyor: ”Ona ne şüphe! Bahsettiğiniz telgrafı yazanın da sizin edebiyat arkadaşlarınızdan biri olduğunu bilmiyor musunuz?” Burada kastedilen ise Hamdullah Suphi Tanrıöver. Türkiye tarihinin şimdiye kadar önemli sayılan bu telgrafını, gerçekten de Hamdullah Suphi Tanrıöver yazıyor ve Mustafa Kemal imzalıyor.
Refet Paşa İnönü Zaferi için pek inançlı görünmüyor. Bu açık. Bir başka Kurtuluş Savaşı Komutanı da çok dikkatli fakat çok anlamlı ifadeler kullanıyor. Ali  Fuat Paşa, İnönü Zaferi’nin sonuçları İçin şunları yazıyor.
”Yunan taarruzunun mahiyeti her ne olursa olsun, neticede Ankara Hükümeti’nin harici ve dahili düşmanlara karşı kazanmış olduğu bir muvaffakiyettir. Murahhaslarımızın Londra Konferansına gitmeğe hazırlandıkları bir sırada vaziyetimizi kuvvetlendirici bir hadise olarak telakki etmek yerinde düşüncedir.“ (Ali  Fuat Cebesoy, Moskova Hatıraları, shf: 117)
Ali Fuat Paşa  “İnönü Zaferi “ile ilgili olarak “harici ve dahili düşmanlara karşı“ bir muvaffakiyet deyimini kullanıyor. Londra Konferansı’ndan önce olmasını da ayrıca kaydediyor.
Fakat bu yazdıklarını, bir paragraf önce yazdıklarıyla birlikte okumak gerekiyor:
”10 Ocak 1921‘de İnönü mevkilerinden Garp Cephemiz düşman taarruzlarını muvaffakiyetle terk ederek Muzaffer olmuştu. Bundan daha evvel cephenin merkezinde başlayan Çerkes Ethem ve kardeşlerinin isyanı da tamamiyle tenkil edilmişti. Belki de İnönü mevzilerine karşı Yunanlıların taarruzu askeri bir görüşle yapılmış  bir taarruz olmaktan ziyade, Çerkes Etem isyanını kolaylaştırıcı ve takviye edici bir hareket de olabilirdi.”
Ali Fuat Paşa, İnönü’de bir Yunan taarruzu olduğu konusunda kuşku saçıyor.
Kurtuluş savaşı döneminden sonra tüm Cumhuriyet döneminde pek fazla itibarını yitirmemiş komutan, İnönü Zaferi’ne inanmıyor. Biri çok açık. Diğeri  ise üstü kapalı olarak. (Yalçın Küçük,Türkiye Üzerine Tezler, Cilt 2,Shf 642, 643,)
***
Mustafa Kemal’in Nutuk’ta Kurtuluş savaşını sadece tek başına kazandığını iddia edip, zaferde en yakınındaki komutanlarına kara çalan bu anlayışı destekleyen Kemalist tarih yazıcılarının dışında, gerçek tarihi okumaya ve paylaşmaya devam edeceğiz.


2669 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi