• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam328
Toplam Ziyaret1062319
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS
21/04/2020

Kapitalizm, ortaya çıktığı 15. yy’dan beri fıtratında var olan her girdiği krizden mülk sahiplerinin çıkarı doğrultusunda kendisini yeniden üretti.

1991’de Stalinist Sovyet rejimi ideolojik olarak iflas etti. Stalinist elitler parti kararı ile SSCB’yi dağıttılar (O tarihte Kafkasya’daydım). Globalleşmenin önündeki engel kendini feshedince, merkezi ülkelerdeki burjuva sınıfının önü açıldı. Ucuz emek, ucuz ham madde, pazar yerinde üretimin avantajları sebebi ile merkezi ülkelerdeki makinalar sökülerek Polonya, kısmen Rusya, Türkiye, G. Kore, Çin, Tayvan, Malezya v.d. ülkelerde kuruldu. Böylece kapitalizm, alt yapı olarak globalizme geçti. Ancak ulus devlet kurumları bu alt yapı ile çatışmaya girdi. Yeni global ticaret anlaşmalarıyla sorunlar kısmen de olsa çözüldü.

2008’e kadar global burjuva devasa birikimler yaptı. Bu süreçte başta Çin ve G. Kore hiç bir yatırım yapmadan kurulmuş fabrikalarda taklit ürünler yapıp merkezi ülkelerin pazar paylarını sınırladılar, batıyı mal birikimi krizine soktular. Merkezi sermaye bu krizden çıkmak için tarihi bilgi ve sermaye birikimini devreye soktu. Yapay zeka ve işçi robotlar üretti. İmalat sürecinin bu dijital makinalara devredilmesi sürecinde VİRÜS salgını başladı.

Bu  beklenmedik ve ani salgın makine parkındaki değişim sürecini hızlandıracak gibi. Yakın bir gelecekte merkezi ülkeler ucuz emeği kullanmak için artık çevre ülkelere yatırımlar yapmayacak. Çünkü üretimi yöneten ve denetleyen yapay zeka ve robot işçilerle  evrensel  kalitede ucuz meta üretecek ve çevreye pazarlayacak. Yeni global üretim tarzına göre mimari-ulaşım-iletişim yeniden şekillenecek.

Bilim dergisinde okumuştum; kısaca, güneş ışınları atmosferin  tabakalarından kırılarak tüm canlıların yaşayabileceği ısı  ortalamasına iniyor. Ancak atmosfer dışındaki güneş ışınları dik ve doğal ısısında. 1960’dan beri USA bu ısıyı kullanmak için uğraşıyormuş. Nitekim atmosfer dışında kurduğu yansıtıcı ile radyo dalgaları aracılığı ile Nevada çölündeki bir enerji merkezine aktarmayı başarmış. Maliyeti 15-20 yıl içinde sıfıra yakın olabilirmiş. Atmosfer dışında toplanan enerjinin bir günlük kalorisi tüm dünyaya bir yıl yetebilecekmiş. O zaman kablolara, pillere, akülere, fosil yakıtlara gerek kalmayacak. Örneğin uçak, vapur, otomobil, ev gereçleri, cep telefonu v.s. enerji ana deposundan radyo dalgaları ile kendine yeterli enerjiyi otomatik olarak tedarik edecek. Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak.

Türkiye bu değişimden nasıl etkilenebilir?

Merkezi devletlerin ucuz metası ile baş edebilmesi için tüm fabrikalardaki mekanik-hidrolik makinaların dijitale geçmesi gerekir. Yani özel sektör global finanstan yine borçlanma döngüsüne girecek. Bu borçları kimlerin ödeyeceğini, kârı  kimin alacağını son pratiklerle öğrendik sanırım; değilse zaten öğretirler.

RUSYA sahte federasyonu, hammadde ihraç ederek bütçe yapan Kremlin mafya ekonomisi batacak. Küçük bir SSCB olan sahte Rusya Federasyonu dibine kadar dağılacak.

***

Not: Özel nedenlerimden dolayı bir süre yazamayacağım.

Şimdilik hoşça kalınız 

Çok marifet var insanda.

Selamlar.  



3215 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz.
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor.
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz.
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır.
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı.
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır.
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir.
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor.
KAFKASYA’DAKİ PONTUS RUMLARI - 09/06/2019
Novorosisk Türkiye konsolosluğundan eşim ve kızımla Lazerevski’ye dönerken yolda bir yerleşim yerinin levhası ilişti gözüme: “Kabardinka” yazıyordu. Hemen direksiyonu sağa kırıp köye girdim...
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi