• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam106
Toplam Ziyaret1063647
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.548434.6868
Euro36.263736.4090
Semerkew
Erol Kılıç Kutelia
erolkutalia@hotmail.com
LİBERAL EKONOMİNİN ÖNCÜSÜ ABHAZ PRENS SABAHADDİN KOZBA
02/02/2020

Kuzey Kafkas coğrafyasındaki vatanlarından zorla sürgün edilip Osmanlı coğrafyasına gelmek zorunda bırakılan insanlarımızın bu yeni topraklarda gerçekleştirilen ilklerde imzaları olmuştur.

İşte bunlardan biri de Abhaz asıllı prens Sabahaddin Kozba'dır.

Dedesi, Sultan Abdülhamit’in maddi desteği ile İstanbul'da Darülacezeyi kuran Halil Paşa; babası Adliye Nazırı Mahmut Celaleddin Paşa’dır.

Annesi Abdülhamit’in kız kardeşi Seniha sultandır.

1879 yılında doğan Prens Sabahaddin Kozba ailesine mensup bir Abhazdı.

Gerek İstanbul’da gerek yurtdışında pozitif eğitim almış, meşrutiyet döneminin fikir ve aksiyon adamıydı, ülkenin aydınlık yüzüydü.

Çağı yakalayabilmek için, çağdaş devlet yönetim metodlarının uygulanmasını istiyordu.

Osmanlı devletinin devam edebilmesi için köklü çağdaş reformların yapılmasını savunuyordu.

Türkümsü Türklerin oluşturduğu Fransa’daki Jön Türklerle teması olmuştu ancak onlar gibi düşünmüyordu aralarında büyük fikir ayrılıkları vardı.

Jön Türklerde, Prens Sabahaddin'in Osmanlı sarayına yakınlığı dolayısıyla kendisini şüpheli bir kişi olarak görüyorlardı.

Prens Sabahaddin İsviçre'de bir grup sosyolog tarafından oluşturulan ''LE PLAY'' sosyolojik ekolünü benimsemiş, bu ekolün büyük bir savunucusu olmuş, Osmanlı coğrafyasının  en büyük, en ünlü sosyologu haline gelmişti.

Prens Sabahaddin göre çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı Osmanlı İmparatorluğunun devlet idaresi, özel teşebbüse açık, ''Adem-i merkeziyetçi'' olmalıydı.

Osmanlı devletinin ömrü ancak bu sosyal, kültürel ve ekonomik metodlarının uygulaması ile uzun ömürlü olabilirdi.

Bireysel ve özel girişimci bir iktisadi gelişmeye dayanan, toplumsal ve siyasi yapı değişikliği ile ilerleyip çağı yakalanabileceğini savunuyordu.

Türkümsü Türklerin sürekli şikayetlerine, dedikodularına, iftiralarına muhatap oldu.

Ülkeden sürüldü, sürgün oldu ama inandığı düşüncelerinden ödün vermedi.

1906'da ''Teşebbüsü şahşi ve Adem-i Merkeziyet'' cemiyetini kurarak örgütlü mücadele dönemine geçti.

Meşrutiyet döneminde 1908'de ''ÖNCE İNSAN'' sloganı ile kurduğu ''AHRAR'' partisi ile seçime girdi ancak İttihat Terakkicilerin ''ÖNCE DEVLET'' sloganı ile ortaya çıkan İttihat ve Terakki Partisi karşısında yenilgiye uğradı.

''ÖNCE DEVLET'' ilkesini savunan İttihat ve Terakkiciler, Osmanlı devletini Balkan Savaşı’na soktular ve mağlup oldular; akabinde Almanya ile beraber olarak 1.Dünya Savaşı’na soktular ve yine mağlup oldular.

Art arda gelen bu hezimetlerle Osmanlı İmparatorluğu topraklarının 3/2 sini kaybetti.

Balkan ülkelerinin masum ve mazlum halkları yaşadıkları topraklardan sürgün edilip ülkenin her tarafına dağıtıldı.

Tabii bu sürgün edilen halklar içinde Kafkasya coğrafyasından sürgün edilip Balkan coğrafyasına yerleştirilen  Abhaz, Çerkes ve diğer Kuzey Kafkas Halkları da tekrar bir sürgün hayatı yaşamak zorunda bırakıldı.

Bugün Balkanlardan Suriye coğrafyasına yerleştirilen Abhaz, Çerkes ve diğer Kuzey Kafkas Halkları bu coğrafyada yeni bir savaş yaşıyor ve trajedileri devam ediyor.

Prens Sabahaddin Kozba'nın kurduğu AHRAR partisi seçimde galip gelseydi İttihad ve Terakki’nin halklarımıza yaşattığı bu dramlar ve toprak kayıpları olmayacaktı.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra diğer Osmanlı hanedan üyeleri gibi yurtdışında yaşamaya mahkum edildi.

Prens Sabahaddin Kozba'nın kaleme aldığı;

-İttihad ve Terakkiye açık mektuplar

-Görüşlerim

-Türkiye nasıl Kurtarılabilir?

adlı eserleri bugün dahi geçerliği olan önemli eserlerdir.

1948 Yılında İsviçre'de öldü oraya defin edildi. Uzun uğraşlar sonunda mezarı 1952 yılında İstanbul'a getirilip Eyüp'te ailesinin diğer fertlerinin bulunduğu mezarlığa yatırıldı.

TRT televizyonunda izlediğimiz PAYİTAHT ABDÜLHAMİT  dizisini izlerken bu filmin bir dizi olduğunu, bir belgesel olmadığını unutmayalım. Diziler, senaristlerin duygu, düşünce ve kanaatlerine göre şekillendiğini de dikkate almalıyız.

Bu ülkede, liberal ekonominin öncüsü bir Abhaz olan Prens Sabahaddin Kozba'nın mezarı, İttihad ve Terakki zihniyetli Kemalistlerin tüm engellemelerine rağmen isviçre'den Türkiye'ye getirildi.

Şimdi sırada İstiklal savaşının öncülerinden Çerkes Ethem'in mezarını Ürdün'den Türkiye'ye getirmek var.

 

       

Birileri istese de, istemese de bu konuya odaklanıp İstiklal savaşının gerçek kahramanının mezarını Anadolu topraklarına getirmeliyiz.



1754 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ABHAZYA’DA APARTMAN YASASINA ALTERNATİF DEVRE MÜLK YASASI OLABİLİR Mİ? - 09/08/2023
‘’Apartman Yasası’’ teklifine alternatif olarak Abhazya’da ‘’Devre Mülk’’ Yasası çıkartılabilirse, Abhazya’nın hassas olan demografik dengesine zarar vermeyeceği gibi, demografik yapısına süreç içinde olumlu katkısı olabilir.
3. ULUSLARASI ÇERKES KONFERANSI’NIN ARDINDAN… - 06/07/2022
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu bir araya gelip, konu birliği, eylem birliği, takvim birliği için bir konfederasyon oluşturmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA VE KUZEY KAFKAS HALKLARI - 16/01/2022
Sosyal medya günümüzde sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir sosyal baskı aracıdır. Bunun yanında kamuoyu oluşturma özelliği vardır.
GÖRDÜKLERİMİZ DUYDUKLARIMIZ YAŞADIKLARIMIZ - 15/12/2021
Bu ülkede zaman zaman milliyetçilik adı altında ırkçılık yapıldığını da gördük ve görüyoruz.
DÜĞÜNLERİMİZ SİLAH ATILAN POLİGON DEĞİLDİR! - 26/08/2021
Köy düğünlerinde silah atan magandalar artık kentlere de ulaşmış bulunmakta, hergün yeni bir yaralanma, ölüm haberi almaktayız.
AFGANİSTAN’DA ÖLEN ABHAZLAR VE MEGRELLER - 17/08/2021
Gürcistan çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke olmasına rağmen Kartvel kozunu sürekli oynayıp, homojen bir Gürcistan yaratma, diğer halkları pasifize etme peşinde.
DİASPORALARIN GÜCÜ - 01/05/2021
Abhazya'nın özgürlük ve bağımsızlık savaşında Türkiye diasporasında yaşayan 5 milyondan fazla Kuzey Kafkasyalı birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler.
SUNİ DEVLET SINIRLARI SAVAŞ DAVETİYESİ DEĞİL Mİ? - 10/10/2020
Pergel ve cetvelle ülkelere suni sınırlar çizen emperyal devletlerin faşist yöneticileri, günümüz demokrasi ve insan hakları anlayışına göre savaş suçlusudur.
ABAZA KİMLİĞİ - ABAZALAR / ABHAZLAR: TEK MİLLET, ÜÇ DİYALEKT, İKİ AYRI ALFABE - 06/08/2020
Habze ve Apsuara’da kadınlar için söylenen bazı yaklaşımlar şöyledir. - Kadın evin kan damarıdır. - Evi ev, akrabayı akraba yapan kadındır. - Kadının olduğu yerde bıçak çekilmez
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi