Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR
04/09/2019 Sovyet Birliği, Komünist Partisi’nin ürettiği ve denetimindeki diğer komünist partiler aracılığı ile saldığı ideoloji ile tüm dünyada hegemonya kurmuştu. Türkiye’nin en eski partisi olan TKP’nin etkisi ile başta Erbakan, Türkeş (1980’den önce MHP nin 9 Işık programında işçiler fabrikalara ortak olacak yazılmıştı), Demirel, Ecevit v.d, o andaki günlük çıkarlarına göre bu argümanları kullandılar. Halâ iktidar ve muhalefet de kullanıyor. Ancak Stalinizm işçi sınıfına hiç yaramadı. Hayat doğrulamadı bu burjuva Stalinist İdeolojiyi. Stalinist SSCB iktidarının arkasına sığındığı, biricik sosyalizmin yaşaması uğruna “ulus devleti koruma tezi” (devrimler ihraç ve ithal edilemez) aldatmacasıdır. Lenin’in 1900’lerde yaptığı “kapitalizm 1895’den başlayarak rekabetçilikten emperyalist aşamaya geçti” tespiti hala insanların bilinç altlarında yer tutuğundan, günümüzü anlamalarına engel oluyor. Oysa kapitalizmin ortaya çıkışı 16. yy’dan başlayarak gücü oranında her dönem emperyalistti. Birinci emperyalist paylaşım savaşında anti-emperyalist bir başkaldırı ile hayat bulan 1917 Sovyet Devrimi ile dünya iki kutuplu bir düzene evrildi. İşte o noktada Kafkaslı önder ve aydınlar yeni dünya düzenini okuyamadıklarından ötürü dini-feodal taleplerle ortaya çıktılar. Hiç bir kazanım da sağlayamadılar. Lenin’nin uyguladığı “ulusların kendi kaderini tayin hakkına” göre yeni yapılanmalardan Kafkas halkları da faydalandılar ancak yukarıdan tanınan bu haklar ve kazanımlar, yerel halklar tarafından yeterince benimsenemedi. Mutad bir Rus gavurunun oyunu olarak telakki ettiler. İmam Şamil’den bu yana ve halen Kafkaslılar Kremlin’le ilişki ve çelişkilere din savaşları açısında baktılar ve her seferinde yanıldıkları için de yenildiler. Oysa Osmanlı’da ve Türkiye’de İslam partisi iktidarda ama Çerkeslerin demokratik hiç talebine cevap vermiyor, tınmıyor dahi. Demek ki, mesele dini karşıtlık değil, sosyal, ekonomik, politik, kültürel, insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü temelindedir. Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. Günümüzde Kremlin’in palyaçosu Müslüman Kadirov ve Putin tarafından içerikleri boşaltılan, ulus karakterleri hadım edilen diğer sahte cumhuriyetlerde de açık-kapalı işbirlikçiler var. Silahlı direnişi sürdürenler her şeye Hıristiyan-İslam savaşımı olarak baktıklarından, Peygamberin kurduğu Medine İslam Devleti benzeri bir Kafkas Birliği Devleti oluşturmak peşindeler. Güncel örnekleri, Orta Doğu’daki anti emperyalist, anti kapitalist IŞID isyanıdır. Türkiye’deki sürgün Kafkaslılar, aidiyet ve toplumsal meşuriyet kazanmak için aşırı dine yöneldiler, kraldan fazla kralcı oldular. Milli Mücadeleyi başlatan Kafkaslılar, politik askeri önderlik savaşımını Balkan gurubunun komitacı oyunlarına karşı kaybettiler. İttahatçı-Kemalistler tarafından Çerkes halkının batı yerleşiklerinden bir kısmı sürgün edilip, tüm Kafkaslılar sosyo-ekonomik, politik olarak yer altına itilip cezalandırıldılar. Ne Türkleşebilen, ne de Çerkes kalabilen çoğunluk, pisikolojik bir maraz olan kimlik bunalımı hastalığından mustarip durumda. Türk-Çerkes, hem de Arap olanlar tam da klinik vaka. Bunlar onurunu da kaybetmek, köle ruhlu olma sendromunda bocalıyor. Bunlar geçmişte ve bugünlerde egemen idareye el pençe divan olup, tetikçilik dahi yaptılar. Halen de rejimin temel taşı olmakla -Kadirov misali- gurur duyanlar dahi var. Bir avuç Kafkas karakterli aydının girişimi ve öncülüğünde kurulan ÇDP şafağın alaca karanlığında kör topal ilerliyor. Kemalizm’in dış kabuğunu henüz kıramadılar. Sanki danışıklı dövüş algısı yaratıldığından olsa gerek, parti serpilip gelişemiyor. Çünkü resmi ideolojinin attığı formatı kıramıyor. Çizilen dairenin dışına çıkamıyor. Oysa 1991’de SSCB, Stalinist elitler tarafından dağıtıldıkdan sonra, kapitalizm dünya çapında tüm devletler arasında var olan organik bağlarını güçlendirdi. Gümrük duvarlarını sarstı, kısmen yıktı, tüm kanunları, yönetmenlikleri siyasi ekonomik kuralları yeniledi, değiştirdi. Eski ticaret yollarını güçlendirdi, yeni yollar açtı, açıyor. Artık tüm dünya tek bir ekonomik sistem olarak çalışıyor. Dünya burjuva kapitalist sınıfı devrimci olduğundan sistemini global aşamaya evirdi. Global sisteme orta sınıfların tepkisi olarak ortaya çıkan ırkçı Trump ve emsalleri kimseyi yanıltmasın. Kapitalizm ulus devletlerin aşamasında kalamaz iflas eder. Onun için gelişerek ilerleyecektir. Dünyadaki tüm kaynakları bitirene kadar devam edebilir. Egemen merkezi burjuva sınıfı, Amerikan kurtuluş savaşı ile başlayan, 1917 Rus antiemperyalist devrimi ile devam eden, 2. Dünya savaşı ile ezilen halkların kurtuluşuna ortam sağlayan değişim ve dönüşümlerin aynısı ve daha gelişmişini, günümüzdeki global aşamada, kendi kârı ve iktidarını idame ettirebilmek için ezilen halklara yerel, idari ve kültürel haklarının kazanımına ortam hazırlıyor. Yani dünya coğrafyasındaki feodal bölgeleri -başta Orta Doğu- tasfiye etmek, İslam dininde reform yaptırmak veya bizzat yapmak zorunda… Ancak ne siz farkındasınız, ne de ÇDP yöneticileri, üyeleri ve taraftarları. Selamlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
KAFKASYA’DAKİ PONTUS RUMLARI - 09/06/2019 |
Novorosisk Türkiye konsolosluğundan eşim ve kızımla Lazerevski’ye dönerken yolda bir yerleşim yerinin levhası ilişti gözüme: “Kabardinka” yazıyordu. Hemen direksiyonu sağa kırıp köye girdim... |
Devamı |