• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam316
Toplam Ziyaret1061629
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
HASAN SEYMEN VE ÇERKESLERE SİYASET DERSLERİ
20/08/2019
Geçtiğimiz hafta İyi Parti cenahında Hasan Seymen'in Çerkesliği üzerinden bir dalgalanma yaşandı. Hasan Seymen İyi Parti Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan yardımcısıdır. Türkiye siyasetinden Çerkes kökenli birçok siyasetçi gelip geçmiştir. Bu siyasetçilerin neredeyse tamamı kendi kişisel çabaları ile bir yerlere gelmişlerdir.
Hasan Seymen'i diğer siyasetçilerden farklı kılan yanı, uzun yıllar Çerkes Dernekleri’nde çalışmış olması ve son görevinin Kaffed Genel Başkan Yardımcısı olmasıdır.
Çerkesler’in meselelerini iyi bilen birinin siyasetin üst makamlarında bulunmasının Çerkeslere fayda sağlayacağını düşünmüştüm. Ancak bunun MHP'deki başkanlık yarışı nedeniyle ihraç edilmiş kadrolar tarafından kurulmuş İyi Parti’de nasıl yapılacağının cevabını bir türlü bulamamıştım. Ancak İyi Parti’de yaşanan bu olaydan sonra bu ülkede Çerkes kimliği ile bir yere gelinemeyeceğini net olarak öğrenmiş oldum. 
1972 yılında Balıkesir’de doğan, 1989 yılında Hukuk Fakültesi’ni kazanıp Ankara'ya gelen Hasan Seymen, Ankara Çerkes Derneği’nin yanı sıra DYP (Doğru Yol Partisi) gençlik kollarında da aktif olarak çalışmıştır. Aynı yıllarda DYP'de milletvekilliği ve İç İşleri bakanlığı yapmış olan Meral Akşener'le tanışıklıkları Hasan Seymen'e İyi Parti’de Genel Başkan Yardımcılığı’nın kapısını açmıştır.
Hasan Seymen büyük dikkat, fedakarlık ve sadakatle (sadakat Çerkeslerin en önemli vasfıdır) İyi Parti için çalışırken, İyi Parti İstanbul Milletvekili ve potansiyel başkan adaylarından Ümit Özdağ'ın saldırısına uğradı. Ümit Özdağ "Türk Milletinin mensubu olmakla, Atatürk Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi, milli-üniter devlet ile sorunu olanların siyaset yapabileceği yer İyi Parti değildir. İyi Parti, Türk milliyetçilerinin ve vatanseverlerin partisidir" diyerek Hasan Seymen'e kapıyı göstermiş ve defolup gitmesi gerektiğini söylemişti.(Bu arada Ümit Özdağ'ın da Dağıstan kökenli olduğunu belirtelim.)
Hasan Seymen'in geçmişte, "Kafkas Dernekleri federasyonu olarak biz de Çerkesler adına özellikle Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren gördüğümüz asimilasyon politikalarının sonuçlarını yaşayan insanlar olarak, birinci sınıf vatandaş olarak yaşayan insanlar olabilmek, herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olması herkesin eşit şekilde kullanabilmesi adına isteklerimizi TBMM'ye bildirdik" sözü üzerine fırtınalar estirilmek istendi.
Gerek ırkçı Aydınlıkçılar, gerekse İyi Parti içerisinden birçok ses, Hasan Seymen'in PKK ağzı kullandığını ve İyi Parti’den defolup gitmesi gerektiğini söyledi.
Bu ülkede farklılıkların varlığını kabul etmek,asimile edilip yok edildiklerini söylemek, hepsinin bir arada ve birbirine saygı duyarak yaşayabileceklerini söylemek, PKK ağzı ve bölücülük olarak görülüyor. Bunu böyle görenlerin laik, Müslüman, liberal, sosyal demokrat ya da sosyalist olmaları fark etmiyor. Irkçılıkta hepsi birbirinin kopyası.
Bu gelişmeler karşısında Hasan Seymen de kamuoyuna bir açıklama yapmış (yani tükürdüklerini yalamış). Bugüne kadar Çerkes kimliği için yaptığı her şeyi inkar etmiş ve maalesef Çerkeslikten istifasını sunmuştur. Ancak bu açıklamanın onu İyi Parti Genel Başkan Yardımcılığı’nda tutacağını sanmıyorum.
Hasan Seymen'in açıklamasının son bölümünü buraya aktarıyorum.  Sanıyorum bana hak vereceksiniz. "Her milletin, bir adı olduğu gibi milletimizin adı TÜRK MİLLETİ'dir. Bu ad Çerkesler de dahil, bu topraklarda yaşayan insanlara, tarihe ve isimlere hükmeden, hakimlerin hakimi kudret tarafından verilmiştir. Birilerinin tanımladığı gibi en ufak bir müdahale ile birbirinden hemen ayrılabilecek olan mozaik değiliz. Biz bütün yapı, vasıf ve özellikleri ile birbirinden ayrılmaz olan, birbiri olan ve bir olan ebruyuz. Çerkesler de bu ebrunun solmaması gereken bir rengidir. Türk milleti demek, Türk ırkının milleti demek değildir. Geniş kültür coğrafyamızda tarihi, siyasi ve sosyokültürel beraberliğin, bir düşünce ve duygunun binlerce yıl içerisinde bir şuur ve mensubiyete dönüşmesinin adıdır. İşte bu millete, Türk Milletine mensubiyet duymak, bu milleti sevmek, korumak ve yüceltmek istemek de milliyetçiliktir. Biz hepimiz birlikte Türk Milletiyiz.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun ifadesi ile "Türk, Çerkesin, Kürdün, Lazın, Gürcünün, Arnavutun, Boşnakın, Yörükün karşılığı değildir. Türk topyekün milletimizin adıdır."
Anayasamızda da belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.
Açıklamaların bu minvalde değerlendirilmesi gerekir.
Ben Hasan Seymen olarak hiçbir makam, mevki, çıkar ya da itibar peşinde değilim. Ailemden ve toplumumdan aldığım “candan önce onur gelir" felsefesiyle, Cumhuriyetimizin bana sağladığı imkanlar sonucunda kazandığım bilgi ve tecrübelerimi milletimin hizmetine sunma, çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek oluşturma yolunda bir çakıl taşı olabilirsem, ne mutlu bana! Bu yolda samimiyetle ve inançla yürüdüğüne inancım tam olan Sayın Genel Başkanım Meral Akşener yürüdüğü sürece yanında yürüyeceğim.
Her türlü sıfat ve etiketten ari olarak İyi Parti’nin bir neferi olmak benim için en makbul sıfattır. Takdir sayın Genel Başkanımızındır.
Cevap vermemi ve açıklama yapmamı isteyen arkadaşlara sözüm ise, iyi niyetli her türlü eleştiri ve beyana seve seve cevap verir ve özeleştiri yaparım. Ancak, herkes şunu bilsin ki; beni terör örgütü PKK ağzıyla konuşmakla, bölücülük yapmakla itham eden, iftira atan trollere pabuç bırakmam. Yargı önünde hepsinden hesabını soracağım. Ben Hasan SEYMEN, Atatürk Cumhuriyeti'nin şerefli bir ferdi, "Ne mutlu Türküm diyene" demekten gurur ve mutluluk duyan, Türk Milleti'nin ta kendisiyim.
Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğüne zarar getirecek herhangi bir tavrın karşısında durmaktan bir adım dahi geri atarsam gök girsin, kızıl çıksın!
Saygılarımla."
 
Bu açıklamasına rağmen Hasan SEYMEN,belirli mahfiller tarafından izlemeye alınmış, tasfiye edilmesi gereken bir hain Çerkes Ethem'dir artık.
***
Sıcak deney, Hasan Seymen olayı Çerkes kimliği ile veya Türk’ten başka etnik kimliklerle siyaset yapmanın, ya da devlet görevlerinde üst makamlara gelmenin mümkün olmadığını göstermektedir. Bu partinin İyi Parti, CHP, AKP, MHP, Vatan Partisi ya da TKP olması fark etmiyor. Hepsi ırkçılığın farklı versiyonları ve hepsi renkliliğe ve çoğulculuğa karşı yapılardır.
Bizi anlaması gereken parti diye düşünülebilecek HDP'de ise Çerkes milletvekili olmadığı gibi, Laz, Gürcü, Pomak, Boşnak, Roman milletvekili de yok. HDP'de kendi bölge halkları dışındaki halklardan milletvekili olmaması acaba Türkiye'nin batısının o bölgeye yansıması mıdır diye sormamak elde değil. Seçilen Türk milletvekillerinin ise Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Şık, Erkan Baş, Barış Atay gibi ünlü kişilerden seçilmesini de bir tesadüf olarak görmüyorum.
Çerkeslere ise kendileri olma ve kendi siyasetlerini üretme dışında bir yol kalmıyor. 150 yıllık diaspora tarihinde Çerkeslerin yarattıkları tek parti olan ÇDP dışında bir yol kalmıyor.
Ancak ÇDP yönetimi kadrolarının da, kendilerini bir Çerkes Derneğinden farklı konumlandırarak, Çerkes Halkıyla birlikte, Tüm Türkiye Halklarını kucaklayacak bir enerji ve fikri açılım ortaya koymaları gerekmektedir..
   "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" atasözünden yola çıkılarak, Hasan Seymen'e partisi içinden yapılan saldırılardan ders çıkararak kendimiz olmayı ve kendi siyasetimizi yapmayı öğreneceğiz!


3898 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi