Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
Rus Emperyası
03/03/2019 Rusya’da toplumsal egemen ideoloji, N. Danilevskiy’in görüşü olan “Biz hiçbir komşumuzu işgal etmedik, hiç bir topluma kötülük yapmadık. Çevremizde yoksul olan, huzur ve güvenliği bulunmayan halklar bizi davet etti, biz de onlara medeniyet götürdük, ekmeğimizi onlarla bölüştük” şeklindedir. Bunun tercümesi: “Dağlı Kafkaslıların daveti üzerine o topraklarda asırlar boyu medeniyet, huzur ve güvenliği biz tesis ettik.” Sovyet zamanında da rengi değiştirilmiş olarak askeri bürokratlarda hakim olan ideoloji bu idi. Evrensel hukukta suçun şahsiliği temel ilkedir ancak Stalinizm’in uygulamalarında görüldüğü gibi toptan cezalandırmalar yapılmıştır; “Almanlarla iş birliği yaptıkları iddiası ile" Çeçenler, İnguşlar, Karaçaylar, Kumuklar, Volga Almanları v.d. halkların toptan Sibirya ya sürülmesi gibi... Bugün de Kremlin’de hakim olan ideoloji geçmiştekinin aynısıdır. Putin biteviye Kırım ve Ukrayna’ya "davet üzerine gittiklerini" tekrarlıyor. Kafkasya’nın ayrılırsa aç kalacağını (yerli halk da kısmen buna inanıyor), halklar arasında iç kargaşa doğacağını, tekrar davet edileceklerinden dem vuruyor. Rus milletinin bilinç altına sürekli olarak “Kafkasya’nın terörizmin kaynağı olduğu” tezi işleniyor. 28 yıldır tüm tv kanallarında hergün savaş filmleri izledim. Batı ve ABD düşmanlığı her vesile ile toplumun bilinç altına işleniyor. Devlet kadroları da Türkiye’ye hasmane tutum içerisindeler. “Rus’un Rus’tan başka dostu yoktur “, “Tüm dünyanın zengin topraklarımızda gözü var” söylemleri sürekli tekrarlanıyor. Bunlar Türkiye’den de tanıdığınız, bildiğiniz argümanlar. “Beka sorunu” gerekçesine istinaden SSCB dağıtıldığından bu yana Kafkasya’da OHAL vardır. 1974’de ABD’de başlayan bilimsel teknik devrimin üretim araçlarına devredilmesi ile meta üretimi devasa miktarlara ulaştı. Halen de katlanarak devam ediyor. Geçmişte üretim sınırlı iken, erken kapitalistleşmiş merkezi ülkeler dünyanın geri alanlarının zenginliklerini, yer altı ve insan kaynaklarını ordularıyla, zor kullanarak sömürüyordu. SSCB’nin Stalinistler tarafından kasten dağıtılmasından sonra ulusal kapitalizm global aşamaya evrildi. Günümüzde dünya kapitalist sistemi, öncelikle yarı feodal rejimlere meta, ideoloji ve, finansını salarak onları kârı uğruna kapitalistleştiriyor. Yani klasik emperya eski yöntemlerini terk ederek, günümüzde global kapitalizmle mal ve para ihraç ederek kârlılığını artırıyor. Kapitalizmin tüm dünyayı sarması sancılı, kanlı oluyor. Bu süreç aksamalara rağmen devam etmek zorunda; çünkü kapitalizmin yaşaması için onun her yere girip kârını alması gerekir. Globalizmden en çok faydalanan başta Çin, Hindistan, Türkiye olmak üzere yoksul ülkelerdir. Tıpkı buharlaşmanın denizlerden, göllerden olması ama yağmurun her tarafa yağması gibi… Yaşadığımız globalizmde, klâsik emperya modunda kalmayı tercih eden ırkçı-dinci Putin rejimi, ABD ve AB ülkelerine hammadde satarak iktidarını dolar üstünden sürdürüyor. Kafkasya, Tataristan, Sibirya v.d. ülkelerde işgallerini devam ettirebiliyor. Ukrayna’da Kırım v.d. yerlerde yeni işgaller yapıyor. Arap baharı dalgasının son durağının kendisi olduğunu fark edince, “davet üzerine gittiği” Suriye’de klâsik emperya dönemi refleksleri ile kazanımlar yaptığını sanıyor. Rantiyer Putin rejiminin sürdürülebilmesi mümkün değildir. Trump’ın seçimi ile milliyetçi refleksler Putin’i biraz nefeslendirdi ancak yakında başlayacak çok büyük ambargolara dayanma gücü yoktur (Nitekim bugün ünlü Rus iktisatçı A. Kudrin üretimde Türkiye’nin 40 yıl gerisindeyiz diye açıklamada bulundu). Çöküş, dağılış İran üzerinden gelecek, Rusya’nın zayıf halkası Kafkasya’dan başlayacaktır. Rusya ve Türkiye’nin kerameti kendinden menkul ırkçı-dinci-Stalinist-Kemalist gazeteci ve sözüm ona akademisyenleri, gerici ideolojilerinin zamanımızın ileri görüşleri olduğu izlenimi yaratarak Arap dünyasındaki olayların petrol savaşı olduğunu biteviye tekrarlıyorlar. Bu ezberlerin asıl amacı toplumda bu gerici ırkçı-dinci görüşleri ile hegomanya oluşturmaktır. Medya ortamında başarılı da sayılabilirler, çünkü zıt görüşleri seslendirmek yasaklı. Merkezi ülkelerin amacı enerji kaynaklarına zorla (çok masraflı) hakim olmak değildir. Asıl amaç, başta İslam olmak üzere dinlerde reform yapmak, feodal yönetimleri liberalleştirmek (Türkiye 1808 den beri demokratikleşemedi; hakeza Rusya da), mal ve finansın akışına engel olan gümrük vergilerini, rüşvetleri kaldırmak, mevcut TC yollarını muhkemleştirmek ve yeni ticaret yolları açmaktır (örneğin Çin’den başlayıp Rusya üzerinden geçen yeni tren yolundan 10 günde Londra’ya varılabiliyor), v.s. Tarih ilerlerken hiçbir millete, dine, sınıfa öncülük ve önderlik tanımaz. Gidişatı kavrayan, gideni görüp geleni anlayanlar ilerleyişin kulvarına girerlerse yaşamlarını sürdürürler. Fransız ve Sovyet devrimlerinde ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra özgürlüğünü kazanamamış milli devletlere, katran kazanı içinde henüz eritilememiş halklara globalizm kendi suretinde özgürleşebilme ortamı yaratıyor. Üç vakte kadar İran rejimi değiştirilecek, Kafkasya’dan Kremline bir yol açılacak, Putin rejimi çökertilecek, SSCB’nin küçülmüş şekli olan sahte Rusya Federasyonu dağıtılacaktır. Yüz yıllardır baskı, OHAL sansürleri altında yaşatılan Kafkasya toplumlarında sosyal ve siyasal ilerlemeler yetersiz ve dünya ortalamasının çok altında kalmıştır. Görece ileri bir seviyede olan Türkiye’deki Kafkaslılar'ın kurdukları Çoğulcu Demokrasi Partisi Kafkasya’nın da fikri hayatında önemli bir rol oynamaya namzettir. Bu Mart ayındaki seçimde ÇDP’nin bağımsız adayı sayın Doğan Duman’a verilecek oylarla oluşturulacak nitelikli temel altyapının, Kafkasya ile Türkiye’deki Kafkaslıların entegrasyonunda ve Kafkasya’nın demokratik hak ve özgürlüklerini kazanımında baş rol oynayacağı kanısındayım. Değilse globalizm treni de kaçırılabilir ve vuslat kalır bir başka bahara; tabii ki eğer Kafkaslıların asimilasyona direnecek ulusal demokratik bilinci kalırsa. Çok marifet var insanda; selamlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019 |
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
Devamı |