Kuzey Kafkas Halkları Türkiye diasporasının 2018 yılında yaşadığı ve iz bırakan bazı olayların dip notlarını şöyle sıralayabiliriz. 

- Kanal D TV kanalında yayınlanan ''Vatanım Sensin'' ve “Bir Umut Yeter” dizilerinde tüm halkımıza hakaret edildi.

- Haber Türk TV kanalında yayınlanan ''Teke Tek'' programında Kemalist düşüncenin tüm özelliklerini üzerinde taşıyan Fatih Altaylı Kuzey Kafkas Halkları ile Arnavut kardeşlerimize saygısızlık yaparak Kemalist düşüncelerini bir kez daha ortaya koydu.

- TRT Afrika kıtası dilleri dahil 41 anadilde yayın yaparken, T.C'nin kurucu unsuru olan, vergisini bu ülkede ödeyen, ödediği elektrik faturaları üzerinden yüzde 2 TRT payı ödeyen ve yıllarca ödemeye devam eden Çerkes halkının ÇERKES TV talebi bunca yazılan, yapılan toplantı ve basın açıklamalarına rağmen dikkate alınmadı.

- Siyaseti bilmediğimizden, halkımıza yapılan baskı ve ön yargılar dolaysıyla siyasete uzak durduğumuzdan, mevcut siyasi partiler oy alma uğruna 2018 yılında da halkımızı kullanmaya devam etti.

-  İttihat Terakki şecereli Kemalistlerin, 1915 Ermeni olaylarını Çerkes halkına mal ederek sıyrılma politikalarına baş vurduklarını görmekteyiz. Bilmiyorlar ve görmek istemiyorlar Anadolu topraklarını terk etmek zorunda kalan Ermeni/Hemşinli insanların Abhazya, Adigey ve diğer Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine gidip yerleşmek zorunda kaldıklarını.

- Bağımsız Abhazya Cumhuriyeti’ne uygulanan insanlık ve demokrasi dışı seyahat amborgasına 2018 yılında da devam edildi.

- Bir tarihe, bir kültüre, bir anadile dayanmayan yapay Kosova devletinin bağımsızlığını tanıyan T.C, tarihi ve doğal Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını Gürcistan üzerinden gelen petrol ve doğalgaz hatları uğruna 2018 yılında da tanımamazlığa geldi.

- Tarihi ve doğal Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıyan Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bu doğru ve gerçekçi kararını, Suriye’nin iç işlerine karışarak tanımanın iptal edilmesi için T.C devlet kurumları beyanda bulundu.

- T.C Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu muhtelif uluslararası toplantılarda gündemde olmamasına rağmen Gürcistan’ın sözcülüğünü yaparak Abhazya ve Güney Osetya'yı Gürcistan’ın toprak bütünlüğü içinde göstermeye çalıştı. Gürcistan’ın sömürge politikasının sesi oldu.

- T.C Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Gürcistan’ın başkenti Tiflis'te yine gündemde olmamasına rağmen “Abhazya ve Güney Osetya meselelerinin Gürcistan toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüleceğine inanıyoruz'' diyerek Gürcistan’ın sömürgecilik politikasına destek verdi.

- Abhazya ve Güney Osetya sivil toplum kuruluşların Türkiye'ye gelmesi engellemelerine 2018 yılında da devam edildi.

- Sakarya Akyazı Balbalı köyünde yapılan Abhazlar buluşmasında Abhaz bayrağının açılmaması istendi.

Cumhuriyet ilanından bu yana Kemalistler, Kuzey Kafkasya Halklarının demokratik ve insancıl taleplerini tarihsel olarak çeşitli suçlamalarla özellikle Çerkes Ethem’in şahsı ile boğmaya ve yok etmeye çalıştılar. Dünyaca kabul edilen suçun kişisel olma özelliği Kemalistlerce hiç dikkate alınmadı. Çerkes Ethem’i 150’likler affı kapsamına alıp konuyu kapatmak isteyen bu sahtekarlar, Çerkes Ethem’in “ben af değil yargılanmak istiyorum. Beni yargılarsanız Türkiye’ye gelirim” deyince korkarak tırstılar. Korktular çünkü Kemalistler bu ülkede sahte kahramanlar, sahte vatan hainleri yaratmışlardı.

Kemalistler bu ülkede Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali’yi ağızlarından hiç düşürmezler ama her ikisini de hapishanelerde çürüten bu bukalemun Kemalist zihniyettir.

Atatürk Kemalist değildi. Kemalist düşünce bu ülkeye Mussolini İtalyası’ndan getirilmiştir. Musoloni İtalyası’na da Hitler Almanyası’ndan gelmiştir. Kemalist düşüncenin önderliğini Falih Rıfkı Atay, İsmet İnönü, Recep Peker yapmış; sözcülüğünü de yıllarca Behçet Kemal Çağlar gibiler yürütmüştür. Kemalizm milli bir duruş değildir. Kemalizm eşittir faşizmdir. Atatürkçü düşünce ile Kemalist düşünce hiçbir şekilde birbirine benzemez ve bağdaşmaz. Atatürkçü düşünce millî, Kemalist düşünce ise gayrı millidir. Hatta o kadar gayrı millidir ki her türlü sivil ve askeri darbeyi yurtdışındaki partnerleri, çıkarcı gruplarla yaparlar.               Atatürkçü düşünceyi paylaşanlar, asimilasyoncu, çağdışı tekçi yapıyı paylaşan Kemalistlerle yollarını ayırarak, kendi sivil toplum kuruluşlarını oluşturdular.  

Artık dünya küçüldü yapılan şey yapanın yanında kâr olarak kalmıyor. Her on yılda bir askeri veya sivil darbe yapıp sahte kahramanlar, sahte devrimciler, sahte vatan hainleri yaratan bu zihniyetle, Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” deyişiyle, Kemalistlerin darbe tutkularının bağdaşır yanı olabilir mi?  Onlar, on yılda bir bu ülkede düşmanlık tohumları atıp, uyduruk mahkemelerle insanları mahkum ettiler.

Kemalistler yıllarca bu ülkede ithalat kotalarının tahsislerini alarak asalak olarak yaşadılar. Rahmetli Turgut Özal ithalat kotalarını kaldırınca, bu bedavacılığa alışanlar ekonomik olarak zora düştüklerinden Özal’a da cephe aldılar.

Sevgi, saygı, empati ve paylaşımdan uzak, beraberce yaşamaktan hiç hoşlanmayan Kemalistlerin sesleri bu ülkede çok çıkar ancak onların sayıları öyle çok da değildir. Artık biliniyorlar, dün rahat bir şekilde kendilerini kamufle edebiliyorlardı ama bugün dijital teknolojinin ilerlemesi, basın yayın organlarının tekelinin kırılması ile kendilerini gizlemekte zorlanıyorlar. Yıllarca sömürdükleri Atatürk adı artık kendilerini gizlemek için de kâfi gelmiyor.

Asimilasyon insanlık suçu ise bütün Kemalistler suçludur.

Tanrı 2019 yılında kültürleri, anadilleri Kemalistlerin şerrinden korusun.

Savaşların olmadığı, anaların ve çocukların ağlamadığı, sevgi, saygı, empati ve barışın olduğu bir dünya dileklerimle, yeni yılınızı kutlarım.