• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi27
Bugün Toplam509
Toplam Ziyaret1062500
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Semerkew
Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
İmam Şamil Devrimci miydi?
19/10/2018

Kemalist Türk Tarih tezine göre bütün insanlık Türk’den neşet etti. Bu bakış açısıyla  Türk faşistleri, Birleşik Kafkas Ordusu’nun Abhazya’da Çeçenistan’daki savaşlarda Rus ve Gürcü Ordusu’na karşı kahramanlık gösterip, galip gelmesi üzerine, Çeçen ve Çerkesleri yayınlarında Kafkasya Türkleri olarak lanse ettiler. Geçenlerde bir Kemalist emekli öğretmen bana sormuştu, “abi Kafkasya’da  Çerkesler kopuz çalıp, kımız içiyorlar mı?” diye. Ben de öğretmenin gözlerinin içine baktım; sorusunda samimiydi. Henüz o aşamaya geçip, titreyip Türkleşemediler ama Türkiye’deki Kafkaslılar’dan  rakı içip Mustafa Kemal’i hayırla yad edenler vardır.
Türkiye’deki Faşist gerici çevreler, İmam Şamil’e Avar Türkü, Müslümanın kılıcı Şeyh (arap ünvanı) Şamil,… gibi yakıştırmalarla sahiplenip, özü itibarı ile tarihte Ruslarla yapılan tüm savaşlarda aldıkları yenilginin ürettiği aşağılık komplekslerini kendilerince onarmakta; aynı zamanda dünyadaki övünülecek olayları, başarılı insanları ve kahramanları Türk-Müslüman gösterip, bu palavralarla bir taşla 33 kuş vurmaya çalışmakta, ahmakları da fena halde aldatmaktadırlar.  

Her konuda olduğu gibi insanların çoğunluğu gerçekleri yaşlandıkları zaman kısmen de olsa anlıyorlar ama heyhat ki o zamana kadar yalancılar, sahtekârlar iktidarlarını sürdürüp  hedefine ulaşmış oluyor. Oysa gerçekler tamamen  farklıdır; Kafkasya’da, İmam Şamil işgale karşı Kafkasya’nın özgürlük mücadelesini yapan önder olarak tanımlanır,  Kafkasya’da Avarlar’a “Türksün” dersen sana gülerler. Ayrıca Kafkas toplumlarının hafızasında Osmanlı, kavgayı kışkırtıp uzaktan izleyen fitneci olarak yer edinmiştir.

Türkiye’de yaşayan Kafkaslılar kerameti kendinden menkul bir anlayışla Kafkasya’ya karşı platonik bir aşk beslerler; onlar için kendi hayallerindeki kutsal topraklardır. Özgürlük anlayışına olan hasretleriyle Kafkasya’yı bağımsız ve özgür olarak değerlendirirler. Oysa Kafkasya ekonomik, politik ve askeri bakımdan Kremlin’e bağlıdır. Yalnızca sosyal yaşamlarda farklıklar ve çeşitlilikler vardır.

1801 yılında Rusya, önemli bir sosyal ve sınıfsal  değişime uğradı. Gürcistan’ın Rus Çarlığı’na bağlanması ve toprak mülkiyet kanununda radikal değişiklikler olmuş; köylülerin vergileri 12 kat artırılmış, toprak ağalarının mülki amirlere ve Çar’a şikayetleri yasaklanmış, hukuken de tam köleleştirilerek ağaların zulmüne bağlanmışlardır. Bu mülkiyet yapılanması aynı zamanda 1917 devrimin temellerini oluşturmuştur. Ekim devriminin  önderi Lenin’in “herkese iş, Köylüye toprak” sloganı,  Ekim Devrimi'nde başrol oynamıştır. Çariçe Katerina toprak ağalarını (drvoryan) destekleyerek köylüleri köleleştirmişti. Bu durum başta Kuban ve tüm Kafkasya’daki toplumları da derinden etkilemiş, nitekim İmam Şamil’den de önce  hem sömürüye, hem işgale karşı isyanlar olmuştur. 

Yüz yıldan fazla köylü isyanları devam etmiş, diğer yandan Kozak atamanlarından Pugaçov bu zulme karşı köylüleri  örgütleyerek isyan etmiştir. En çok katılımı da  Kazan Tatarları ve Çuvaş Müslümaları yaptı ama bu bir İslam-Hıristiyan çatışması değil, sınıf çıkarlarının çatışması olarak tarihe geçti.
    Bu dönemde çeşitli bölgelerde köylü ayaklanmaları oldu ve Keremlin tarafından bastırıldı, önderleri Kızıl Meydan’da idam edildi. Katerina’nın  oğlu 1. Aleksandr Fransız devriminin etkisiyle Fransız hocalar tarafından eğitildi. Liberal görüşte, devamlı güleç yüzlü bir adam olarak anılan bir Çar oldu. Toplumda ezilenler tarafından umut olarak karşılandı. Zamanla liberalliği terk edip reşit Hristiyan oldu. O da köylüler aleyhine yasalar çıkardı. O tarihlerde Kremlin henüz Dağıstan’ın bazı bölgelerini kontrol edemiyordu, bu meyanda  ilhak ettiği Gürcistan üzerinden ve kuzeyden oralara asker saldı. İlk başta birçok önderin öncülüğünde başkaldırılar oldu. Daha sonra İmam Şamil işgallere ve Kremlin’in köylülere koyduğu ağır yaptırımlara, sömürüye  karşı bir milli mücadele başlattı. Tarihsel olarak dünya konjonktörü uygun düşmediğinden başaramadı. Çünkü Avrupa ile Rusya’nın öncülüğünde ve jandarmalığında kutsal ittifak antlaşması yapılmıştı. Yani Avrupa’da ve Rusya’da olası sınıfsal ve milli ayaklanmalara karşı, ortak bastırma askeri anlaşması. Bu, egemenlerin kutsal ittifakı tüm Avrupa ve Rusya’da (Osmanlı’yı almadılar) iç isyanların başında Demokles’in  kılıcı gibi duruyordu.
Yakın tarihlerde, Abhazya’da, Çeçenistan’da yapılan,  işgallere karşı milli bir direniş ve insan  haklarını, hukukunu koruma savaşlarıydı. Kaldı ki Abhazların - Osetlerin % 80’i de Hıristiyan'dır. Şamil Basayev savaşırken Abhazya’nın dinsel demografik durumunu bilmiyor muydu? Çeyrek asır yaşadığım Kafkasya’da toplumların çoğunluğu ateisttir. Bu topraklarda yaşayan milletler için de  Rusların bu oranı hepsinin toplamında daha da  yüksektir,

Dünya ve her şeye semboller üzeriden bakan iflah olmaz Türk-İslam sentezi savunucuları, her salataya maydanoz olmak  istiyorlar ama nafile gayret. Sonuçta her seferinde  avuçlarını yalıyorlar. İmam Şamil, milli özgürlük hak, hukuk ve insan haklarının devrimci önderi olarak, sömürücü Çarlık  emperyasına karşı isyanın lideridir. Türkiye’nin Türk-İslam sentezcileri Kafkaslı önderleri tepe tepe kullanıyorlar ama “TRT Çerkes kanalı açılsın” demokratik hak talebini duyunca enselerini kaşıyorlar.
     Mustafa Kemal Milli Mücadele süresince bilindiği gibi Kafkas kalpağı takmıştı. 1923 İzmir iktisat Kongresi’nden sonra İngiliz melon şapkası giydi.

Bunlar biraz düşenün diyor hayat bize..

Çok marifet var insanda.
     Selamlar.

_______________ 

Not: Bu yazının yazılmasında Rusyalı tarihçiler N. Gomulof,  N. Pakroski ve B. Kagurlist’in tespit ve görüşlerinden faydalandım.



1594 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak.
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz.
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor.
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz.
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır.
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı.
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır.
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir.
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi