• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam241
Toplam Ziyaret1061554
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Hacı Bayram, Nazmi, Adnan, Tarık ve Muammer
08/10/2018

Herkesin bir hikayesi var. Yukarıda isimlerini yazdığım anavatanına dönmüş, deport edilmiş, hapse girmiş ya da topun ağzında bekleyen arkadaşlarımızın da bir hikayesi var tabii ki. Bu yazımızda ismi geçen arkadaşlarımızın hikayesiyle birlikte bu arkadaşlarımıza Rusya'nın geliştirdiği tavra karşı toplumumuzun duyarsızlığını, bazı kesimlerin Rusya'nın yanında saf tutan tavırlarını sergilemeye çalışacağız. Toplumumuza bir ayna tutmaya çalışacağız kısacası. 

 

HACI BAYRAM BOLAT

Hacı Bayram, Çorumlu bir Çerkes'ti. Gözü de gönlü de anavatanında olan Hacı Bayram, liseyi bitirdiğinde çocuk denecek yaşta üniversiteyi okumak için anavatanımıza gitmiş ve iki üniversite bitirmişti. Sonra, Rusya Bilimler Akademisi Üyeliği’ne kabul edildi. Anavatanından geri dönmeyi aklının ucundan bile geçirmiyordu. Milli hareketlerle ilgileniyor, toplumumuzun ileri gelen aydınlarıyla görüşüyor ve DÇB (Dünya Çerkes Birliği)'nin sekreterliği görevini de yürütüyordu. 

Ama Putin'in iktidara gelmesiyle birlikte DÇB Rusya'nın yönetimine girmiş ve bir Çerkes kurumu olmaktan çıkmıştı. Nalçık'ta bir kafede otururken çalınan ceketiyle birlikte kimliği, pasaportu ve oturma müsaadesi de kaybolmuştu. Oturma müsaadesi için resmi makamlara başvurdu. Ancak 11 yıldır yaşadığı vatanında oturma müsaadesi yenilenmiyordu. Yasal haklarını aramak için mahkemeye başvurdu. Mahkeme sonucu beklenirken polisin bir gece evine yaptığı baskın sonucu oturma müsaadesi olmadığı gerekçesiyle pijamalarıyla Rusya'dan deport edildi.

O dönemde Hacı Bayram'ın yanında Kafkas vakfı durdu. Yasal süreçler takip edilerek AHİM'de Rusya tazminat ödemeye ve Hacı Bayram'ın Rusya'ya dönmesine karar verildi. Hacı Bayram, Rusya'nın ödediği tazminatı aldı ve mahkeme kararıyla deport edildiği anavatanına döndü ama Rus polisi tarafından ülkeye sokulmadı. 

Bu süreçte Rusya'nın her yaptığını haklı göstermeye, Rusya'nın sütten çıkmış ak kaşık sayılmasına çalışan bir Çerkes güruhunun da oluştuğunu teşhis ettik. Kurumlarımız haksızlığa karşı çıkmak yerine, "Kim bilir ne suçu vardı da attılar." diyerek kenara çekilmeye ve Hacı Bayram'ı savunanları anavatan düşmanı diye karalamaya ve itibarsızlaştırmaya çalıştılar. 

 

NAZMİ SABANCI

2012 yılında Kafkas evi web sitesinde çıkan bir haberde "Dönüşçü iş adamı Nazmi Sabancı usulsüz kredi ve tehdit suçundan Nalçık'ta tutuklandı." diye bir haber okumuştuk. O haberin altına "Nazmi Sabancı dönüşçü değildir." diye yorumlar yapılmıştı.  Bir insanın dönüşçü olması için anavatanına dönmesi yetmiyordu birileri için. 

Aradan 2 yıl geçtikten sonra Nazmi Sabancı'nın kardeşleri Nafiz ve Naim Sabancı bize gelerek "Büyük bir haksızlığa uğradık. Sesimizi duyurmak için bize yardımcı olun." dediklerinde harekete geçtik. Dosyaları inceledik ve büyük bir kumpasın kurulduğunu tespit ettik. 

Nazmi Sabancı'nın ortağı DÇB eski başkanı Kanşavbi Ajahov, birlikte kurdukları ve Nazmi Sabancı'nın da % 15 ortağı olduğu BOOM Bank'tan, İtalya'da bulunduğu sırada Nazmi Sabancı'nın elemanlarına kredi kullandırtarak bir usulsüzlük yapmıştı. Kanşavbi'nin bu usulsüzlüğü yaptırdığı elemanıyla Nazmi Sabancı'nın görüşmesini tehdit olarak göstererek, Nazmi Sabancı'yı hapse atırmıştı. Bankadan kredi kullanmış şirketlerine de el koymuştu. 

Yapılan bu haksızlığa Nalçık'ta bulunan herkes gözlerini yummuş, kulaklarını tıkamıştı. Çünkü DÇB'nin eski başkanı Kanşavbi, hem parasal olarak hem de nüfuz olarak çok güçlüydü. 2014 yılında yazdığımız yazılardan sonra Kanşavbi'nin Türkiye'den göç etmiş adamları arayıp yazıyı kaldırmamızı istemişti. 

DÇB ve Rusya yanlısı tavırları nedeniyle Nazmi Sabancı için bizim yazı yazmamız asla mümkün olamazdı. Ama o anavatanımızda bir haksızlığa uğramıştı, mazlumdu ve bize de mazlumun yanında durmak düşmüştü. Biz de öyle yapmıştık.

Ha, bu arada; Nazmi Sabancı beraat etti ve gasp edilen malları iade edildi. Kanşavbi Ajahov da bu komplosundan dolayı tutuklanarak cezaevine kondu. Bu konuda Nalçık'ta bulunan Nazmi Sabancı'nın kardeşlerinin getireceği haberler üzerine yeni bir yazı daha yazabilirim.

Bu haksızlık karşısında susanlara da duyurulur. 

 

KHUADE ADNAN

1980'li yıllarda üniversite okuyup, sınırlar açıldığında da anavatana yönelenlerin başında gelenlerden biri de Khuade Adnan'dır. Aramızda on yaştan fazla bir fark olduğundan onunla hiç yollarımız kesişmemişti. 2010 yılında Khube Nurhan Fidan'ın beni Cherkessia.net web sitesinde yazı yazmaya davet etmesiyle ismini duymuştum. 2010, 2011 ve 2012 yılının 21 Mayısları’nda, onu, megafon elinde Rusya konsolosluğunun önünde gördüğümde biraz şaşırmadığımı söylersem yalan olur. Türkiye'de Rusya konsolosluğu önünde efelik yapıp Rusya'ya dönmenin bir bedeli olacaktı tabii ki. 

Bütün işlerin rüşvet ile yürüdüğü Rusya'da Khuade Adnan polise rüşvet verme suçundan yargılanıp hapse kondu. O süreçte Khuade Adnan'ı destekleyen üç yazı yazdım Özgür Çerkes websitesinde. 17 Temmuz 2016 tarihinde ÇHİ olarak Rusya konsolosluğu önünde Adnan'ı destekleyen bir basın açıklaması yapacağımız duyurusu da yapmıştık. Ancak o zaman Adnan'ın grubundan hiç kimse aramamış, bu basın açıklamasını birlikte yapalım, ya da biz de katılalım türünde bir talepte bulunmamıştı. 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi nedeniyle o basın açıklaması yapılamadı. 

Aynı dava için yola çıkanlardan Hatko Schamis nickli Tarık Topçu da Nalçık'a yerleşebilmenin planlarını yapıyordu o sıralar. Hemen Rusya'ya şirin görünmek için "Gittiğin ülkenin yasalarına uyacaksın" deyivermişti Adnan için.

"Keser dönmüş sap dönmüş, gün gelmiş hesap dönmüştü." Kahretsin.

 

TARIK TOPÇU

Onu ilk defa Circassian Canada'da okumuştum. Sol gelenekten gelen, mücadeleci bir insana benziyordu. Daha sonra Cherkessia.net'te birlikte yazdık. Sonra, Cherkessia.net'le benim yolum ayrıldı. Gürcistan'ın Çerkes soykırımını tanıması sürecinde 2 kez uzun sohbet etmişliğimiz oldu. 

Türkiye'deki sol hareketler gibi Çerkesya Yurtseverleri de bölündü ve birbirlerine düştü. Tarık Topçu'nun başını çektiği infocherkessia websitesi, Putin ve Rusya'yı övmede eşik atladı. Rusya konsolosluğuna yaptıkları başvuruda "Anavatana yerleşip, Rusya'nın düşmanlarına karşı birlikte savaşmak." cümlesini kurabildi. Bu tür kurnazlıklarla Rusya'nın devlet aklını kandırabileceklerini zannettiler. 

Tüm bu söylemlerden sonra Tarık Topçu Nalçık'a yerleşti. Nalçık üniversitesine kaydını yaptırdı. Orada bir hayat kurmanın ve tutunmanın planlarını yapıyordu. Ama Rusya'nın devlet aklı ona güvenmedi. Rusya yabancılar polisinin yaptığı bir tebligatla oturumunun iptal edildiği ve Rusya'yı terk etmesi gerektiği bildirildi. 

Geçmişte kimin kime ne dediğinin bir önemi yok. Vatanımızı, vatanımıza yerleşenleri, dönenleri savunmak adına Tarık Topçu'ya da sahip çıkmalıyız. 

Çünkü anavatanımız Tarık Topçu kadar hepimizin de hakkıdır. Bu hakkı savunmak adına Tarık Topçu'yla birlikte tüm anavatanımıza dönmüş olanlara da sahip çıkacağız. 

 

KOBLE MUAMMER CANIDEMİR

Doğrusunu söylemek gerekirse, iki yıl önce sosyal medyaya dahil oluncaya kadar Koble Muammer Canıdemir'in varlığından haberim yoktu. Mütedeyyin ve sağ kesimden gelen Muammer Canıdemir, BKD çizgisindendi. Ve 23 yıl önce anavatana yerleşmiş ve orada çok sevilen biri olmuştu. Rusya'ya büyük ihracatlar gerçekleştirip paralar da kazandıran Muammer Canıdemir'in FSB'nin dikkatini çekmemesi mümkün değildi. Geçmişte FSB'nin kurduğu kumpaslar sonucu hapse giren, eşinden ayrılmak zorunda bırakılan ve büyük maddi zararlara uğrayan bu yiğit insan hiç bir zaman yılmadı ve sırtını anavatana dönmedi. 

Ruslan Gvaşev'in açlık grevi eyleminde onun yanında nasıl sağlam bir duruş gösterdiğini ve diasporaya nasıl sağlıklı bir bilgi akışı sağladığını biliyoruz. Tüm bunların neticesinde Rusya ve FSB Koble Muammer Canıdemir'le de uğraşıyor ve sınırdışı etmenin yollarını arıyor. 23 yıldır yaşadığı vatanında “beyan ettiği adreste ikamet etmediği” gerekçesiyle deport etme kararı çıktı, temyize taşıdığı mahkemesi devam ediyor. 

Anavatanımıza yerleşmiş olan herkes çok değerlidir. Muammer Canıdemir'in anavatanımızdaki varlığı da Çerkes halkının bir kazanımıdır. Onun için Koble Muammer Canıdemir de asla yalnız bırakılmayacak, yürüttüğü mücadelede yanında olunacaktır. 

Zaman, birbirimizle uğraşma zamanı değil, kenetlenme ve birbirimize sahip çıkma zamanıdır. 



2582 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi