Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
Kafkasya’nın Halleri…
01/10/2018 Kafkasya’da Rusya (sahte) Federasyonu’na bağlı devletçiklerin elitleri, Kremlin’in talimatı gereği, toplumları sosyo-ekonomik,politik, askeri tebirlerle baskı altında tutarken; bir yandan da “bal tutan parmağını yalar” misali SSCB’den kalan kamu menkul ve gayrı menkullerini kitabına uydurarak yasal yollardan zimmetlerine geçirmektedirler. Bu talan ortamında kendi aralarında ve devletçikler arasında sürtüşmelerde, milli dini değerlerle kamuflajlayarak hırsızlıklarını örterken, aynı zamanda halklar arasında gerilimler yaratarak iktidar hegemonyalarını güçlendirip, sürdürmektedirler. İrileşmiş köylü toplumu olan Kafkas halklarının bir kısmı elitlere avuç açıp “bize de koklatın” yalakalığı yapmakta; diger yandan ezici çoğunluk suskun ve çaresiz bir yaşam sürmektedir. Yani son 30 yılda kaotik ortamda oluşan rant zenginlerinin milli bir karakteri oluşamamıştır. Neden? Kremlin’in işbirlikçisi oldukları için. Aynı zamanda özgürlük mücadelesini öne sürenlerin en yaman düşmanıdırlar. Türkiye’den dönüş yapanların bir kısmı, asıl söylemlerinin dışına çıkarak sınıf atlaması yapıp, Kremlin’in zımni işbirlikçisi oldular. Tüm seçimlerde oylarını Kremlin’in iktidar partisine verdiler. Bunların yerel namuslu halk yanında hiçbir kıymetleri yoktur. Çünkü, kurtarmaya geldikleri halkları, Türkiye’den getirdikleri malları yüz misli karlarla satarak bir güzel öptüler. Halklara zulmeden Kremlin’in yaman taraftarı oldular. Globalizmin ürününün, yani metanın-finansın ideolojisinin tüm dünyayı sarmasının önünde iki temel engel var: 1. Tarım döneminde ortaya çıkan günümüz kapitalizmiyle çelişen İslam dininde güncelleme ve coğrafyasında demokratikleşme, 2. Rusya’daki oligarşik rejimi yıkıp, sahte federasyonu dağıtmak. Yani federasyondan kapacak yeni devletlerde liberal sistemi kurmak. Metanın ve finansın ideolojisinin önündeki bariyerleri kaldırıp, kendi suretinde bir dünya yaratmaktır. Bu hengâmede, Tunus’tan başlatılan Arap baharı, İran üzerinden Kafkasya ve Kremlin’i vuracaktır. Trump’ın seçilmesi, Amerikan orta sınıfının bir tepkisi olarak ortaya çıkmış olup, saman alevi gibi sönecek ve Trump ya görevini bırakacak, ya da globalizme uyacaktır. Bu duraklama, patinaj dönemi içinde, birçok olumsuzluklar, belirsizlikler ortaya çıkmış olup, Orta Doğu ve Rusya’da sanki gerici-baskıcı milli devletlere dönüş imajı yaratmış, dini-milli ırkçı taraftarlarını sevindirip geçici olarak güçlendirmiştir. Suriye’de tam bir fiyasko olacak olan müdahalesinin aynı zamanda Türkiye’nin ve İran’ın da yenilgisi ile sonuçlanacağını hissetmiş olan Kremlin, şimdiden Kafkasya’da halkları toprak ve dini-milli ayrımcılıklar yaparak kışkırtmakta, işbirlikçileri ile ortamı germektedir. Burada bir parantez açalım; nasıl olur da Rusya, Suriye’de kaybeder? Bal gibi olur. Yakın zamanda Suriye’de bir düzen kurulacak. Peki yakılan, yıkılan ülkeyi kim imar edecek? Globalizm kredi verecek ve siyasi denetimine alacaktır. Emeklilerinin maaşını zor ödeyen Rusya bu süreçte olmayacaktır. İran ve TC’nin hali ortada. Bu ortamda kazanan global kapitalizim olacaktır. Kafkasya’nın demokratik özgürlük mücadelesinin önündeki en büyük engel, Kremlin’in ırkçı, tekçi işgal emperyasıdır. Ne hazin ki onun en büyük kozu da Kafkasya’daki devletçiklerdeki işbirlikçi komprador elitlerdir. Yani düşman, Kafkasya’nın içinden türetilmiştir. İnsan olanın yüreğini burkan da budur. Ancak, global dünya konjonktürü er veya geç demokratik birleşik Kafkasya’yı savunanlara Kremlin’den kurtuluş ortamı oluşturacaktır. Sahte Rusya Federasyonu’na bağlı diğer cumhuriyetler ve Kafkaslılar, ya Kremlin’in diktası altında dili benliği unutturulmuş aç sefil yaşamaya devam edecek; ya da globalizmin kapitalist demokrasisinde kendini tanımlayacak ve ilerisi için umut besleyebilecektir,,, Ezilen halklar tercihini esen rüzgardan, tarihsel gidişattan yana yapmak zorundadır. Henüz vakit varken çalışıp uluslararası örgütlenmek, dünya ile entegre olmak elzemdir. Çok marifet var insanda. Selamlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019 |
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
Devamı |