Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
Bilinmeyenler
15/08/2018 Bugün içinde yaşanılan globalizmin teknik temelleri 1973’lerde ABD Silikon Vadisi’nde atıldı. Burjuva global programı Türkiye’de ilk defa 12 Eylül1980 Darbesi ile başlatıldı. Aynı tarihlerde benim gibi birçok andavalın teknik devrim beklediği SSCB ise N. Kondratyef dönüşüne girdi. Sistem, yeni buluşlar ve yapı üretim süreçlerine entegre edilemediğinden devamlı aynı malın üretilmesi sonucu ekonomik durgunluğa girmişti (Uzay ve askeri buluşlar, bürokratik, sınıflar üstü Stalinist yapı gereği toplumdan çekindiği için sivil üretime devredilmedi). 1974’de petrol üreten devletler Viyana’da birleşerek OPEC’i kurdu. Petrol fiyatları katlanarak arttı. Bu yüksek gelir Arap diktatörlerde birikti. İslam kültürü gereği, üretim değil, ticaret geleneği olan liderler Petro-dolarlarını Newyork-Londra bankalarına yatırdılar. O tarihte sanayi burjuvalarının denetiminden çıkan finans kapital özgürleşmişti. Dünya piyasasında bollaşan parayı en uygun faizle SSCB-COMECON ülkelerine sattılar, Krizde olan bu sahte sosyalist Stalinist rejimler ucuz kredilere balıklama daldılar. Ancak 1979’dan başlayarak mevduata yüksek faiz veren ABD Merkez Bankası geri dönmeyi başlatınca, yeni ucuz krediler bulamayan SSCB-COMECON devletlerinde krizler baş gösterdi. SSCB kendini kurtarmak için COMECON ülkelerini uyardı, “Artık bundan böyle Batı Almanya’ya verdiğim fiyattan gaz-petrol alacaksınız” diye açıklayıp uygulamaya başlayınca en borçlu devlet Polanya’da, Gıdanks şehrinde Lenin tersanesinde Leh Valessa adında bir işçinin önderliğinde ve Polonyalı olan Papa’nın ve ABD’nin yardımı ile işçiler ayaklandı. SSCB tam krize girdi kısaca. 1986 SBKP 27 Kongresi’nde SSCB’yi dağıtma kararı aldılar. Stalinist elitler tüm meclislerden hile ile bu kararı geçirdiler, Bu kadar hıza meraklı olmalarının nedeni, genç bir millet olan Ruslar’ın her yeniliğe tarih boyunca atlamış olmalarındandır. Komünist Parti’nin ölen baş akademisyeni A. Suslov’un yerine atanan A. Ykovlekof yeni bir öngörü geliştirdi; “Dünya iki kutuplu dehşet dengesinden, çok kutuplu bir rejime evriliyor. Fazla kum torbalarını, yani öbür cumhuriyetleri atarak güçlü bir Rus devleti yükseltelim” dedi. O tarihlerde 1991’de ben de SOÇİ şehrindeyim. Türkçe bilen bir Ermeni garsonun çalıştığı lokantada tv izliyoruz, o da bana tercüme ediyordu. B. N. YELTSİN Moskova’dan, “Dünyanın en eğitimli 150 milyonluk halkımızla yeni düzende 5 yıl sonra ABD arkamızdan Nal toplayacak” diyor, bizim S. Demirel gibi kolunu omzundan sallayarak beş parmağını açıp biteviye “Beş yıl sonra 1 numara olacağız” diye tekrarlıyordu. Ben ise kıs kıs gülüyordum. Ermeni BAHŞİ, - “Ay kişi ne gülersin, ayıptır da. Bu adam prezidenttir yaldatırmı cömatı?” - “Bahşi, sen başa düşebilmesin, zamanla anlayacaksın.” 1994’e kadar enflasyon 40 bin misli arttı. Yeltsin tam ayyaş oldu. 25-30 milyon erkek erken öldü. Toplumun ezici çoğunluğu açlık çekti. 1999 yılbaşı gecesi ABD Başkanına TV’de hakaret edince pili bitti ve o gece istifa etti. Ben de o anda İstanbul’dan Moskova’ya uçuyordum, Aktarmalı Samara şehrindeydim. Büyük Petro geleneğine göre yerine Leningrad şehri KGB Başkanı V.V. Putin’i tayin etti göstermelik bir seçimle. Putin iktidar oldu. İlk iş olarak İstanbul Rum Fener Papası’na bağlı Moskova Patriği’nin bağımsızlığını ilan etti. Artık İstanbul’u tanımadığını duyurdu. Tüm Slav kiliselerini Moskova patriğine bağladı. Yeni Ortodoks-Rus milliyetçiliği sentezini gerçekleştirdi, tamamladı. Benim yaşadığım Kuzey Batı Kafkasya’da tüm parklara, bazı Çerkes köylerinin girişlerine 3 mt yüksekliğinde haçlar diktirdi. Her köye kasabaya devasa kilise binaları yaptırdı. Geçen yıl Kremlin sarayında akil adamlar toplantısında, “Yanıldık, dünyada tek jandarma düzeni hala devam ediyor” dedi. Putin’den sonra söz alan bir Prof. “Sovyet sistemine geri dönelim, LENİN haklı çıktı” dedi. Hiddetlenen Putin mikrofona geçip, “O Lenin Rusya’nın temeline bomba koydu, cumhuriyetlere böldü anavatanı. Bereket Stalin sonradan bazı olumlu düzeltmeler yaptı” dedi. *** Bugüne gelirsek... Global sistem (Türkiye kendi eli ile uçkurunu çözebilecek deneye sahiptir), İran ve Rusya’daki iktidarları yıkamasa da kendileri yıkılır. Tarihin gidişatı gösteriyor ki, devrimci olan galip gelecek. Küçük, bir SSCB olan sahte Rusya Federasyonu dağıtılacak; Samara, Leningrad, Rostov, Moskova’dan oluşan yüz milyonluk bir Rus devleti olacak. Geri kalanlar ayrılacak. İran’da Molla rejimi yıkılacak; oralarda da Azeri ve Kürt özerk devletleri kurulabilir. Peki Kafkasya ne olacak? Son iki aylık gelişmelerde milli paralar muhabbeti var. 1974 krizinin dersi ile Brejnev doların etkisini kırmak için mal takası sistemini geliştirdi ama ta o zaman bile derde derman olamadı. Şimdi durum “Gaz-petrolün karşılığında, domates-biber-patlıcan verelim” pozisyonunda; fazla söze gerek var mı? Ama Putin çılgın projesi, Asya karasından, Japon Denizi üzerinde 19 km mesafedeki Sahalin Adası’na köprü yapmak için yap-işlet-devret modeli ile 26 milyar dolar kredi arıyor. İki devletin sözcüleri de Batı’ya tafralarını atıyorlar. Amaçları kendi taraftarlarını gaza getirip tahkim etmek. *** Tespit ve öngörülerimi 8 yıldır yazıp anlatıyorum. Ancak henüz kendimden başka kimseyi ikna edebilmiş değilim; ki bu da bana ders olsun. Çok marifet var insanda; selamlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019 |
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
Devamı |