Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
Kafkasya Ve Globalizm -2
26/05/2018 İktisat tarihçisi N. Kandaryef’in 1920 yılında yazdığı kitabın kısa özeti: 14. yy sonlarında İtalya’nın kuzeyinde parça mal üretimi, yani kapitalizm başladı. Kilisenin arazilerinde ilk defa papazlar at-öküz hayvan gücünü tarım üretimin her aşamasında kullanarak üretimi birkaç defa katlayarak devrim niteliğinde bir sıçrama gereçekleştirdiler. Pazarda yeterli talep oluşamadığından cılız kapitalizim intikaya uğradı. Ancak Amerika kıtasının keşfi ile oradan gelen altın, gümüş Avrupa’da talep yaratınca, kapitalizm serpilip gelişmeye başladı ve gücü, etki alanı nispetinde dünya sistemi oldu ve insanlık ilk defa enflasyonla tanıştı; hala da bu gizli vergi soygunundan kendini kurtaramıyor. Kapitalizm İtalya’da ortaya çıktı ancak İngiltere’de temellendi büyüdü, Fransa, Almanya’da yeşerdi. Bu coğrafya dünyanın merkezi oldu. Bu gücün etkisinde çevre devletler oluştu; örneğin Rusya ve Osmanlı alt emperyaları gibi. Kuruluşundan beri emperyalist olan kapitalizim çevre devletlere mal satmak istedi ama onların alacak paraları yoktu. İlk önce onlara kredi vererek borçlandırdı, akabinde mallarını satarak hem malının parasını, hem de kredisinin faizlerini geri aldı. Bu merkez-çevre ilişkisi arasındaki bağ geliştikçe değer transferi arttı, sistem palazlandı, çevresindeki angarya emeği ve yer altı kaynaklarını vahşice kullanmak için çevreye kredili üretim makinaları sattı. Çevre devletlerdeki bu alt emperya görevinden görece zenginleşen ikdidarlar bayındırlık ve kimi insani hizmetleri devreye soktular savaş sanayii onları iştahlandırdığı oranda merkez tarafından devasa sömürüldüler. Merkez çevrede bankaları açtı, krediler salarak faiz alanını genişletti. Merkez ülkeler çevreye sattıkları makinaların daha da gelişmişini icad ettiler, her 40-60 yıllık bu merkez-çevre döngülerinde çevrenin liderleri demeçler verdiler, “yakında Avrupa’ya yetişip onlar geçeçeğiz” v.s. Bu tür konuşma dönemlerinde merkezi ülkeler icad ettikleri yeni makinalarla çevredeki artık eskimiş makinalardan daha kaliteli mal üretince çevrede krizler başladı. Makinaları ıskartaya çıkan çevre, yeni makinalar siparişi için yeni borçlanmalara başladılar. Her döngü periyodunda çevredeki dövizler merkeze dönmeye başlar ve enflasyon artarak krizler yeni bir döngünün yolunu açar, İşte 5 asırdır devam eden bu Kanderyef döngülerine karşı 1917’de Çarlık Rusyası’nda anti emperyalist bir devrim oldu. Akabinde Osmanlı’da meşruiyete ve sonra cumhuriyete geçildi ama döngüler devam etti. 1974 USA’da başlatılan elektirik makinaları devrimi, SSCB’nin Stalinist elitler tarafında dağıtılması sonucunu getirdi. Kapitalizim tüm dünyayı iletişim, askeri, vs. kontrol eder hale geldi ve globalizm aşamasına geçildi. Çevredeki ulus devlet modelleri anlamını ve işlevini yitirdi; çünkü mili burjuvazi golobal burjuva ile birleşti, dünya sistemine iştahla entegre oldu. Tüm ordular kontrol altına alında. Yani dünya iki kutuplu, iki sınıfa bölündü: Zenginler ve işçi-köylü, tüm çalışanlar. Yaşadığımız günlerde yeni bir döngünün içindeyiz. Geçenlerde TUSİAD başkanı Erol Bilicek CCN Türk kanalında söyleşide en yakıcı olanı fabrikalardaki üretim makine parklarımız eskidi, dijital makinalara geçmek kaçınılmazdır dedi. Bunun tercümesi: Tüsiad-Müsiad yeni kardeşler alıp bu paralarla dijital makinalar ithal edecekler; bu borçları da 80 milyon kerize ödetecekler. Ne adına? Milli sanayi, vatan, din, bayrak söylemi ile avutacaklar. Oysa dijital makinaları olan dünya firmaları gelip Türkiye’de fabrikalarını kursunlar, biz yalnızca aldığımız malın bedelini ödeyelim; böyle yapılırsa ne dinimiz, ne bayrağımız, ne de miiletimiz bozulur. Milli sanayi kandırmacasında hem aldığın malın parasın, artı TUSİAD’ın karını ve faiz borçlarından birim mala yansıyanı da ödeyeceksin. Borç insanın karakterini, dinini, milliyetini de bozuyor. İçinde yaşadığımız bu döngüde, Rusya sahte federasyonundaki işgalci PUTİN rejimi de dağıtılacaktır. Yani 1558 den beri işgal altında olan Kafkasya’nın global özgürleşme ortamı doğuyor. Tabii beynimizde ve yüreğimizde özgürlük ateşi yanmıyorsa, daha çok gurbet ellerde lezginka oynarız. Çok marifet var insanda, vesselam. Not: N. Kanderyef’in kitabında elbette aynen böyle yazmıyor. Biz kendi birkimlerimizi de katarak onu hayatın içinde canlandırmaya çalıştık.Herkes tarafından kavranabilmesi için günlük anlaşılır dilde yazdık. Beni unutunuz ama lütfen söylediklerimi unutmayınız.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019 |
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
Devamı |