Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
Kafkasya ve Globalizm
02/05/2018 Türkiye’deki Kafkasyalılar, Kaf Dağı’nın ardına, “gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür” anlayışıyla, sürrealist, hülyalı bir şekilde bakıyorlar. Ayrılıklar uzadıkça, efsunlu topraklara yönelik nostalji yıldızı da parlıyor. Oysa gerçekler çok farklı. Kremlin’in ekonomik, politik, askeri olarak sıkı kontrolünde olan Kafkasya’da dört asırdır OHAL uygulanıyor. Dolayısıyla, Rusya’nın tarihini, yönetim sosyolojisini, reflekslerini bilip anlamadan, “Kafkasya’nın kurtuluşu” tezini seslendirmek sadece kendini kandırmaktır. 1- Dünyada yaygınlaşan bant üretimi (fordizim) miadını doldurdu. Neden? Çünkü kârlılık azaldı. ABD’de silikon vadisinde yapılan yeni buluşlar ve CNC makinelerin icadı sistemi değiştirmiştir. O tarihlerde ben San Francisco’da yaşıyordum. İşe gitmek için hergün arabamızla Golden Geit Köprüsü’nden geçiyor ve 1 $ veriyorduk. Ünlü bir pubda bir akşam viskimi yudumlarken tuvalete gittim. Pisuarda işimi bitirip arkamı dönmüştüm ki sular kendiliğinden aktı. Dönüp hayretle baktım ve bara geçtim. Kafama takılmıştı, acaba arkada bir insan mı vardı ki işim bitince suları akıttı diye düşündüm. Bir kez daha pisuvara gittim, incelerken iki duvarda birbirine hizalı iki göz gördüm. Test ettim, işimi uzaktan gördüğümde sular akmıyordu. Tabiî ki tekniği çözemedim ama şark kurnazlığı ile sistemin çalışma şeklini anladım. Şehrin tüm binaları açık renkti San Francisco’da . Tek siyah bina 54 katlı PAN-AM’ünkiydi. Üst kattaki bara çıkarken asansörlerin kapıları insan gördüğünde otomatikman açılıp kapanıyor. Bir düzen içinde biteviye çalıştığına hayretle şahit oldum. Oysa İstanbul’da bu işler manuel yapılıyordu. Zamanla bunun bir fotosel tekniği olduğunu okudum ve öğrendim.
2-1974’de Arap şeyhleri İsrail’i boğmak için Viyana’da OPEC’i kurdular, petrol üretimini kıstılar, fiyatlar 4-5 misline katlandı. Ama bu petrol krizi, dünya sistemi kapitalizm için İsrail’in Orta Doğu’daki önemini artırdı. Arapların elinde devasa dolarlar birikti. İslam geleneği tacir olduğundan, bu paralarla üretim birimleri açmak yerine, paraları ABD ve Londra banklarına yatırdılar. Bir süre sonra finans krizi baş gösterdi. O dönemde finansı fabrika sahipleri, patronlar kontrol edip yönetiyordu (1986’da artık finans kapital bu kontrolden çıktı). Devlet garantisi olduğundan bu paralar düşük faizle SSCB ve COMECON ülkelerine satıldı. Bu ise onlar için sonun başlangıcı oldu. Aldıkları bu ucuz krediler sonucudur ki 1986 yapılan SSCB KP’nin 27. Kongre Kararları ile Stalinist elitler SSCB ve COMECON’u dağıtma karı aldı ve uyguladılar. Bu defa 1990’da ben Sarp Sınır Kapısı’ndan yürüyerek dede vatanı Kafkasya’ya girdim. Yolda bir büfeden etiketinde elma resmi olan bir meyva suyunu işaretle alıp içtim ama gerçek değil, sanki sentetikti. Nedense daha o zaman “bu rejim de sentetik sosyalizimdir” zannına kapıldım. 3-1991’de SSCB dağıtılınca, kapitalizmin dünyalaşmasının önündeki bariyer de kalktı. 1974’den başlayarak oluşturulan globalleşmenin ekonomi politiği, bir planlama süreci ve zamanlaması ile hayata geçirilmeye başlandı. Program ana hatları ile şöyleydi: a) 1’nci ve 2’nci Dünya Savaşları üretim yetersizliği sebebiyle, kaynakların ve pazarların paylaşımı için yapıldı. Günümüzde insanlığa birkaç defa yetecek kadar üretim yapan dünya kapitalist sistemi, klasik emperyal medodlar yerine, devasa oranlara ulaştırdığı “meta” ve “finans” birikimi ile “idolojisinin” tüm dünyada özgürce dolaşabilmesinin önündeki, dini-milli bölgesel tiran hükümetlerinin koydukları vergiler, KDV’ler ve özel rüşvetleri kaldırmak; ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve yeni ticaret yolları açmak üzere yeni geliştirdiği politikalarla harekete geçti: - 1’nci ve 2’nci Dünya Savaşları’nda her nedense ulus devlet kuramamış esir milletlerin konfederatif biçimde milli çatışma sorunlarının çözülmesi, mal ve finas akışını hızlandıracaktır - Tarım döneminde ortaya çıkan ama kapitalizmle çatışan İslam dininde yenilenme yapılıp ehlileştirilmesi, dünya sistemine entegre edilmesi. - Çevre sorunları, insan hakları, hukuk, din ve vicdan özgürlüğü, örgütlenme hürriyetinin kapitalist değerlere göre yenilenmesinin programlaştırılması. Yukarıdaki programın oluşması için kısmen laik TC’nin ılımlı İslâm’a rol model olması için AKP ve lideri Beyaz Saray’da ağırlandı. 2007’ye kadar da beraber yüründü. Ancak ABD “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” özdeyişini bilmiyordu. Misyon yüklediği merkezde Yeni Osmanlı’yı kurma rüyası depreşti. Bu arada 1400 yıldır uyuşturulmuş Tunus halkını fitleyerek Arap baharı devrimleri başlatıldı. 7 yıldır Orta Doğu’da devam eden savaşlar 1 ve 2. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi petrol kaynaklarının bölüşümü değildir. Öyle olsaydı petrol on misli artardı; oysa hâlâ 50 $ düzeyinde. Yapılmak istenen 1- İslam dinini güncellemek 2- gümrük vergileri ve KDV’yi sıfırlatmak, mevcut ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve yeni ticaret yolları açmak (Nitekim Çin’den kalkan tren Rusya üzerinden Lonra’ya ulaştırıldı. Türkiye üzerinden Paris’e olan hat ise bitmek üzere, vs). Putin rejimi tehlikeyi sınırda önlemek için Suriye’ye müdahale etti. Şu anda devrimci dalga patinaj yapıyor ancak (üç vakte kadar) günün sonunda İran, Kafkasya üzerinden Moskova’daki Putin rejimini vurup, sahte federasyonu dağıtacaktır. Sınırları, kurumları var olan birçok devlet özgürleşecek ama en sorunlu coğrafya Kafkasya’dır. Henüz vakit varken kendi kaderinin tayininde söz ve karar sahibi olabilmek için Kafkasya Konfederatif Partisi’nin kurulması gerekir. Değilse Global burjuva kendi çıkarlarına göre statükoyu belirleyecektir. İmam Şamil ve Aslan Mashadov en kahramandılar ama zamanlarında dünya konjonktürü uygun değildi, onlara el verilmedi. Şimdi golobalizmle konjonktür uygunlaşmıştır. Bizim, Kremlin’le kavgamız toprak ve sınırlar değil; demokrasi, evrensel hukuk, insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü mücadelesi olmalıdır. Çünkü özgürleşen insanoğlu, yaşadığı coğrafyayı da özgürleştirir, demokratikleştirir. Tüm Kafkasya’daki halklar barış ve dostluk içinde yaşayabilir. Çok marifet var insanda, vesselam. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020 |
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak. |
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020 |
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz. |
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020 |
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor. |
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019 |
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz. |
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019 |
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır. |
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019 |
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı. |
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019 |
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. |
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019 |
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir. |
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019 |
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor. |
Devamı |